BAŞYAZI

BAŞYAZI

BAŞYAZI

BAŞYAZI

BAŞYAZI
09 Nisan 2015 - 10:52





Eleştiri Sınırları











Şenol Goncagül








Yok öyle numara!


Defalarca olumlu ve güzel haberler veya yorumlar yazdığınız birinin, herhangi bir olumsuz haber veya yorumunuzdan dolayı sizi arayarak sitem etmesi samimiyetsizlikle iştigaldir!


Mademki, hakkında yazılanlara tepki göstermek niyetinde veya durumundasın, öyleyse hepsine aynı tavrı göstereceksin!


Adama, onlarca güzel haberi yazarken arayıp, teşekkür etmek yok ise, olumsuz haberde de arayıp, sitem etmeyeceksin! Bu, ne samimi, ne de etik olur!


Eleştirinin dozunu da iyi ayarlamak lazımdır gerçi! Eleştiri yaparken, hem eleştiri sebebini söyleyecek, hem de eleştirdiğiniz hal yerine, doğrusunun nasıl olması gerektiğini de belirteceksiniz. 


Eleştiriye yorumunuzu yaparken de aynı şekilde; eleştirilen kısım ile var ise beğendiğiniz yönleri de belirteceksiniz.


“…Şu yorumunuzda, benim için şöyle şöyle demişsiniz. Teşekkürler. Ama şöyle şöyle derken de aslında haksızlık etmişsiniz…” gibi…


İnsanlar ve özellikle de politikacıların, her türden eleştiriye açık olmalı lazımdır. Politikacının, insan kırma veya kaybetmek gibi bir lüksü yoktur çünkü! Mademki, seçimle işbaşına geliyorsunuz, öyleyse, mümkün olabildiğince insanları kaybetmek için değil de, her şeye rağmen kazanmak için uğraşmak gayreti olmalı.


Senelerce kazanmak için gayret ettiğiniz bir insanı, saniyeler içerisinde kaybedebiliyorsunuz…


Eleştirmek iyi güzel de, hakkı ile eleştirebilmek gibisi yok…


Eleştiriye açık olabilmek, hazmedebilmek ve eleştiriye karşı yapılan yorumlara da aynı saygıyı gösterebilmek ne güzel şeydir.


Eleştiriler olmaz ise, o zaman yanlışı veya çelişkiyi görmemiz de zorlaşabilir. Kör oluruz! Bu da, yine en çok bize zarar getirir.


Eleştirinin dozunda ve yapıcı olanı ile muhatap olmanız dileği ile…