Babaeski Belediye Başkanı Av. Abdullah Hacı iftar yemeklerinin en anlamlısı olarak ifade ettiği ilçe Merkezindeki engelli gençlerimiz ve ailelerine iftar yemeği verdi.







HABER MERKEZİ


Ramazan ayının son haftasına girdiğimiz bu günlerde Kamu Kurum ve Kuruluşları tarafından gerçekleştirilen iftar yemekleri tüm hızıyla devam ediyor. Bu kapsamda Babaeski Belediye Başkanı Av. Abdullah Hacı iftar yemeklerinin en anlamlısı olarak ifade ettiği ilçe Merkezindeki engelli gençlerimiz ve ailelerine iftar yemeği verdi. 


Ailelerin ve gençlerin yoğun ilgi gösterdiği iftar yemeği hakkında Başkan Hacı Babaeski’de engelsiz bir hayat sunmak bizlerin en temel görevidir diyerek şunları söyledi;


“Şuan bizler belki sağlıklı olabiliriz ama yarın ya da bir 10 dakika sonra başımıza neyin geleceğini kimse bilemez. Ateş düştüğü yeri yakar derler ya ilçemizde yaşayan engelli gençlerimiz ve aileleri yaşadıkları sorunları, sıkıntıları en iyi onlar bilmektedir. Onların sıkıntılarını, sorunlarını azaltmak ve onlara destek olmak için alternatif projeler, hizmetler üretmeliyiz. Bizde bu amaçla Trakya Kalkınma Ajansımıza Yalnız Değilsiniz Projesi ile bir proje sunduk ve 2013/2014 Yılı’nın ilk sözleşmesini 21 Temmuz 2014 tarihinde imzaladık. Bundan sonra engelli vatandaşlarımıza, ailelerimize belediyemiz bünyesine kuracağımız çağrı ve destek merkezi ile her zamankinden daha fazla yardımcı olacağız. Her zamankinden daha fazla onlarla birlikte olacağız. Bu akşam düzenlediğimiz iftar yemeğimizde bu müjdeyi gençlerimize, ailelerimize verdim. Babaeski Belediyesi yaptığı ve yapacağı projeler ile her zaman örnek teşkil etmektedir. Şuan ilçemizde altyapı çalışmaları nedeni ile sıkıntı, sorunlar var. Bunları da en kısa sürede gidereceğiz. Çok değil sadece 3 ay içerisinde Kasım sonu itibarı ile çalışmalar sona erecek ve sonra ilçemizi makyajlamaya başlayacağız. Makyaj en kolay çalışmadır. Önemli olan yerin altına girebilmektir ve ne mutlu ki bizlere bunu başardık. Babaeski’mizi çok güzel günler bekliyor. Bundan hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın.” (Özkan Başaran)