“BAŞKA YÜZÜ YOK”

“BAŞKA YÜZÜ YOK”

“BAŞKA YÜZÜ YOK”

“BAŞKA YÜZÜ YOK”

“BAŞKA YÜZÜ YOK”
08 Temmuz 2015 - 09:21


“Yalanı ve başka başka yüzleri olmadı hiç! Yalanını görmedim.


Tüm çocuklarım gibi, O’nu da insan sevgisi ile büyüttüm…”








* 87 yaşındaki Selahat Kesimoğlu, Belediye Başkanlığı’na seçildikten 1 yıl sonra oğlu Mehmet S. Kesimoğlu’nu ziyaret etti. O ziyaretteki tek gazeteciydik. Selahat Kesimoğlu ile başkan oğluna dair  ve özel anılarını konuştuk…


 RÖPORTAJ:


ŞENOL GONCAGÜL


87 yaşında ama azimli, dirençli ve birçoğumuzdan çok daha dinç bir hanımefendi. 5 çocuk doğurup, büyütmüş. Her birini de, topluma yararlı insanlar olması için ilgi ve sevgisiyle büyütüp, yetiştirmiş. Kırklareli Belediye Başkanlığı’na seçilen oğlu Mehmet S. Kesimoğlu’na, tam 1 yıl sonra “Hayırlı olsun” ziyaretine gelmiş… O anlarda ve o özel ortamda da yanlarında sadece Zortul Medya Grubu vardı. O çok özel buluşmayı ve 87 yıllık ulu çınar ile yaptığımız özel röportajı, okurlarımız için hazırlayıp, sunuyoruz…


* BAŞKAN’IN “AĞIR” MİSAFİRİ


 “35 yıldır artık dönmesini bekliyordum. Sonunda döndü. 1 sene oldu geleli de. Ama, ben O’ nun yanına gelemedim bir türlü. Bugün kısmet oldu ve çıkıp, ziyaretine geldim…” diyordu. 87 yaşında, ulu bir çınar gibiydi. Sevecen, her haliyle ve her ortamda olabildiğince pozitif ve sevgi doluydu… Selahat Kesimoğlu ile Kırklareli Belediye Başkanı (oğlu) Mehmet S. Kesimoğlu’nun makamında, çok özel ve son derece zevkli bir sohbet gerçekleştirdik.


* SORU: Selahat ismi nereden geliyor? Herhangi özel bir anısı veya sebebi var mı adınızın?


CEVAP: Ben doğduğumda, Sela okunuyormuş. Öyle bir ana denk geldiği için de, dedem bana Selahat ismini uygun görmüş. Adımın anısı ve sebebi işte bundan geliyor.


* SORU: Eşiniz ne iş yapardı? Ne zaman kaybettiniz?


CEVAP: Eşim, Nevzat Bey, 1986 yılında vefat etti. Ben ev hanımıydım. Eşim, Babaeski’de Kaymakamlık’ta Yazı İşleri Müdürüydü. Zaten, Mehmet’im de, babasının o görevinden dolayı hep Kaymakam olmak isterdi. Hayali ve hedefi hep bu oldu.


* SORU: Hayalleri var mıydı Mehmet S. Kesimoğlu’nun? Hedefleri nelerdi mesela? Neyi ve neden istiyordu gençlik dönemlerinde?


 CEVAP: Babamız, Babaeski’de Kaymakamlıkta Yazı İşleri Müdürüydü. Hep, kaymakam olmayı hayal etti küçüklüğünden beri de. “Anne, Kaymakam olup, seni en iyi şekilde yaşatacağım” derdi. 17 yaşında, Kaymakam olmak üzere Ankara’ya uğurladım Mehmetimi ben. O’nun, orada başarılı olacağından, Kaymakam çıkacağından ve bizim yüzümüzü ağartacağından yana hiçbir zaman endişem olmadı. Sadece, yemesine dikkat etsin. Sağlığını korusun. Kendine iyi baksın diye tembihledim hep.


* SORU: Kaymakam olamadı bildiğim kadarı ile de…


 CEVAP: Okulu başarı ile bitirdi. 12 Eylül sonrası, geçiş dönemiydi. 1983 yılında, Kaymakamlığı kazandı. Atama listeleri çıktı. Çanakkale’nin bir ilçesinde Kaymakam olacaktı. Ertesi günü denildi ki; “Listede yanlışlık olmuş!” Atanan tüm Kaymakamların yerine, yeni bir liste yapılarak, değiştirilmiş. O sene Kaymakam olamadı. 84 ve 85 yıllarında da, sınavları yine kazandı ama bu sefer de, mülakatlarda kazanamamış! Anlayacağınız, Kaymakam olma hakkı gasp edildi  Mehmetimin… Karaduman, TBMM Başkanıydı o zamanlar. Babası, TBMM Başkanı’na mektuplar yazdı ve durumu bildirdi. Hiçbir sonuç alamadık…


* SORU: Kaymakamlık olmayınca ne yaptı Başkanım? Geri mi döndü? Yoksa, direnmeye devam mı etti Ankara’da?!


 CEVAP: Hayır! 3 sene hakkı elinden alındı. Sonra, karavanda teneke ile peynir sattı. Hatta, “İyi de para kazandım anne” diyordu. Gülüyorduk…


* SORU: Nasıl bir çocukluk yaşadı Mehmet Bey? Çocuklar arasında nasıl bir iletişim ve dayanışma olurdu?


 CEVAP: Benim 5 çocuğum var. 3’ü kız. 2’si ise erkek. Mehmetim, çok iyi bir çocuktu. Yaramaz değildi. Büyümüş te küçülmüş gibiydi. Akıllıydı. Daha 4 yaşındayken ki o zaman kaymakamlık sevdası da yoktu, Vize’de oturuyorduk. Evimize duvarlardan toz giriyordu. Daha o yaşında derdi ki: “Anne, bir gün sana, duvarlarından toz akmayan ve içi tozlanmayan bir ev alıp, seni orada yaşatacağım” Abisiyle ikisine aynı parayı verirdim. Benim dikiş makinemin çekmecesine koyardı parasını. Abisi kısa zamanda bitirirdi. O’nun parası hiç bitmezdi. Kendi harçlığını da, kardeşleriyle paylaşırdı. Paylaşımcıydı. İçi sevgi doluydu.


* SORU: Mehmet S. Kesimoğlu ‘ nu, bir cümle ile tanımlamak gerekseydi, bu nasıl bir cümle olabilirdi size göre?!


CEVAP: “İçi dışı bir” veya “Başka yüzü yok!” derdim herhalde. Hiç yalanını görmedim. Zarar bile görse, onun için doğru tektir. İki yüzlülük yapmaz ve yapanları da hoş görmez. Net ve dürüst olmayı sever ve öğütler her zaman. Ben, çocuklarımı insan sevgisi ile büyüttüm. Onların içlerinde insan sevgisi var. Yardımlaşmayı ve paylaşmayı severler. Beni hiç utandırmadılar ve mahcup etmediler. Hakkım gani gani helal olsun onlara…


* SORU: Mesela, 30 yıl evvelki Babaeski ile bugünkü Babaeski arasında, sosyal ve kültürel anlamda farklar var mı? Bugünkü gençlere ne önerirsiniz?


CEVAP: Belki, imkanlarımız o kadar da iyi değildi. Ama, inanın ki, o zamanlar insanlar çok daha mutlu ve huzurluydular. Komşuluk vardı. Yardımlaşma vardı. İnsanlık vardı özet ile… Şimdi, bunların hiç birisi kalmamış! Geçenlerde, küçük kızımın yanına, Karamürsel’e gittim. Parkta oturdum. Baktım ki, yan tarafta oturan iki genç vardı. Yarım saat birlikte oturdular ama hiç konuşmadılar! Ellerinde birer telefon, sürekli dikkatleri oradaydı. Şaşırmadım desem yalan olacak! Bu insanlar arasında nasıl iletişim kuruyorlar, anlamadım? Gençlere şunu öğütlemek isterim; Gençliğinizin ve sağlığınızın kıymetini iyi bilin. İnsanları sevin. Yardımlaşın ve paylaşın. Komşuluk ilişkilerine önem verin. Bunlar, insan olmanın, sosyal olmanın kurallarıdır.


* SORU: Son günlerde üzüldüğünüz ve sevindiğiniz neler oldu? Sağlık durumunuz nasıl?


 CEVAP: Üzüldüğüm şeyler oluyor sürekli. Mesela, yaşıtlarım, sevdiklerim ve hatta benden çok daha genç olanların ölümleri üzüyor beni. Bugün, yine aramızdan eksilenler oldu. Çok üzüldüm. 45 günlük bir torunum var benim. Onu çok seviyorum. Onunla zaman geçirmek inanılmaz mutlu ediyor beni. Sağlığa gelince; Kiloluydum önceden. Şimdi 52 kiloya düştüm. Şekerim yoktu ama şeker ilaçları başlatıldı. Sorunlar yaşadım. Gözlerimle ilgili sorunlarım var mesela. Lüleburgaz ‘ da, göz hastalıkları uzmanı Dr Levent Bey’e gidiyorum sürekli. Göz sağlığım ona emanet. Çok da memnunum kendisinden. Sağlığın kıymetini bilmeli insan. Sonradan sağlığı düşünmek nafile. 87 yaşındayım. Elimden geldiğince dikkat ederim. Herkese de tavsiye ederim…


* SORU: Aslen Babaeskili misiniz? Çocukluğunuz ve gençliğiniz nasıl geçti? Biraz paylaşır mısınız bizimle?


 CEVAP: Biz aslen Çorlu kökenliyiz. Ben, Selanik göçmeni Şükrü Ağa’nın torunuyum. Efendibabam (Kayınpederim), Adliye’de Başkatipti. Eşim, tek çocuktu ailede. Vize de yaşadık uzunca süre. Daha sonra Pınarhisar ve Babaeski’de Hanımannem (Kayınvalidem) ile birlikte yaşadık. Çok güzel ve mutlu günlerimiz oldu bizim.


* SORU: Torunlarla aranız nasıl? İletişiminiz ne şekilde? Nasıl anlaşıyorsunuz?


 CEVAP: Torunlarımla aram son derece iyidir. Mehmet’in oğlu Burak bana AŞKIM diye hitap eder mesela. Bana Seloş derler. Maviş derler. PAMUK derler… Çok severim hepsini de…


 * SORU: Geriye dönüp baktığınızda, o günlere dair hatırladığınız neler var mesela? Aklınıza ilk düşen anılar neler?


 CEVAP: Soğuk havalarda, gelişlerini beklerdim pencereden. Üşüyerek gelecekler diye sobayı iyice kızdırırdım. Gece yatarlarken de, şişe içine sıcak su doldurur, yataklarının içine koyardım üşümesinler isterdim. Dışarı çıkmazdan evvel de, ayakkabılarını sobanın başına çeker, ısınsınlar diye beklerdim. Mehmet ile abisi aralarında yabancı dilde konuşurlardı. Mehmet İngilizce, abisi de Fransızca konuşurdular. Ben de, aralarında yabancı dilde bile ne güzel anlaşıyorlar derdim. Oysaki, o sadece işin espri yönüymüş. Sonradan öğrendim.


 * SORU: Nasıl buldunuz oğlunuzun iş ortamını? Belediyeyi beğendiniz mi? Mehmet S. Kesimoğlu, nasıl bir belediye başkanı olmuş size göre?


CEVAP: Mehmetimin olduğu her yerde başarı, insan sevgisi ve huzur olur. Milletvekilliği de yaptı. Şimdi belediye başkanı.. Hep gururlandırdı bizleri. Belediyeye de ilk kez geliyorum. Çok pozitif, sıcak ve sevecen buldum burayı. Herkesin yüzü gülüyor. Önemli olanı da bu zaten. Söylenecek tek söz; beni gururlandırdığı…


87 yaşındaki Selahat Kesimoğlu ile bugüne kadar hiçbir Gazeteci’ye nasip olmayan son derece nezih, dobra dobra, sansürsüz ve belgesel niteliğinde bir röportaj gerçekleştirdik. Bizlere bu imkanı sağlayan Belediye Başkanı Mehmet S. Kesimoğlu ve Selahat Hanım’a teşekkür ediyoruz…