27 Mayıs Mağdurları’nın Ah’ları

27 Mayıs Mağdurları’nın Ah’ları

27 Mayıs Mağdurları’nın Ah’ları

27 Mayıs Mağdurları’nın Ah’ları

27 Mayıs Mağdurları’nın Ah’ları
28 Mayıs 2013 - 09:24


ORTAK AKIL











Özkan Başaran





Askeri Cuntalar’ın anası, demokrasi tarihimizin kara lekesi 27 Mayıs Darbesi’dir.


Üzerinden 53 yıl geçmesine rağmen, yüreklerdeki acı dinmedi. 


Bu eli kanlı cunta ile yüzleşmedikçe de, iki siyasi kutup arasında yumuşama olmayacak.


Asker kafalı sivillerin darbe kışkırtıcılıkları genetik midir?


Ayrıcalıklı yaşamaya alışmış seçkinlerin halkın teveccühüyle işi olamaz. 


Darbeci anlayışın sivil uzantılarının günümüze kadar sirayet etmeleri, sanki dededen toruna miras kalmıştır. Seçimlerle iktidar olmayı zulh gören bir kesim elitimiz, rütbeli ve cübbelileri kışkırtarak sivil siyasete müdahil olmuştur.


Dokunulmazlara dokunulduğu dönemden geçtiğimiz bu günlerde, 27 Mayıs Cuntasıyla yüzleşmek zorundayız. 


27 Mayıs Cuntası’nın fikir babaları da, bunu gerçekleştirilenler de yargılanmalı.


Bugün hayatta olmasalar bile yargılanıp bu yaşattıkları acıların cezalarını çekmeliler.


Kesilen cezalar, mezar taşlarına kazınmalı. Tarih onları utançla anmalı.


Devletimiz 27 Mayıs Mağdurları’ndan özür dilemeli. İtibarları da iade edilmeli.


Milletin vicdanında mahkûm olan 27 Mayıs, resmi anlamda da mahkûm olmalı.


Bugüne bugün 27 Mayıs’ı Darbe değil de, Devrim görenler var. 


ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan Babaeski’ye geldiğinde,  gerine gerine “27 Mayıs Darbe değildir. 27 Mayıs bir Devrim’dir” demişti. Duyarlı demokrat yürekler de bu sözler üzerine toplantıyı terk etmişti. 


“Halka rağmen, Halk için” zihniyetinin yargının üst noktalarına taşıdığı emekli bir bürokratın ağzından dökülen bu talihsiz cümleleri dinlediğimde, şok olmuştum.


Katılımcılara, “27 Mayıs’a darbe demeyeceksiniz, Devrim diyeceksiniz” diye haykıran Tansel Çölaşan’ı alkışlayan elleri görmenin üzüntüsünü hala yaşıyorum.


CHP’li dostlarım siyasi iktidarın artık kurumların inisiyatifinde değil,  halkın gönlünde olduğunu kabul etmeli. 


Eski Türkiye’de, Sivil siyaset ancak Hükümet kuruyordu. Ama iktidar olamıyordu.


Sivil siyaset hem iktidar hem de artık muktedir. 


Yeni Türkiye’de CHP’nin İktidar olması için, 27 Mayıs ile yüzleşmesi şart.


Halkın CHP’yi affetmesi için, 27 Mayıs Cuntası’nda oynadığı rolü kabul ederek, bu milletten özür dilemesi gerekir.


53 yıldır halkımızın ezici çoğunluğunun vicdanlardaki yaraların kanamasını durdurmanın tek yolu budur.


Demokrat partililerin çiğnenip ezildiği 27 Mayıs Kara günlerinin acıları nesilden nesile aktarılıyor.


CHP’nin seçim sandığında kalmasının en önemli sebebi, 27 Mayıs Mağdurları’nın Ah’ıdır.


Bu Ah’lar, dededen toruna aktarılıyor. 


Nasıl ki, cuntacı zihniyet genetik olarak nesilden nesile aktarılıyorsa, Demokrasi şehitlerinin Ah’ları’da nesilden nesile aktarılıyor.


İki partili düzene koştuğumuz günlerde, CHP’nin iktidar alternatifi olması gerekir.


Muhalefetsiz iktidar olmaz. 


Ama artık rütbeli ve cübbelilerin arkasından siyaset yapma dönemi kapandı.


Yeni Türkiye’de Halkın derdini dert edinenler, seçim kazanacak.


Halkı aşağılayanlar sandıkta kalacak.


Eski alışkanlıklar, yeni düzende geçersiz.


Hizmet partisi olmayanlar eriyecek. Proje bilmeyenler tökezleyecek. 


Bu gerçeklerin anlaşılması günümüz siyasetini sertleştiriyor. Hırçınlaşmanın tek sebebi, eski alışkanlıkların geçersiz hale gelmesindendir.


Kendisiyle yüzleşmeyenler kaybedecek.


27 Mayıs’a sahip çıkanlar bir daha düşünsünler. Darbelerin iyisi olmaz. 


“12 Eylül kötüydü, 27 Mayıs iyiydi” diyen siyasi kesim kendini sorgulamadan, milletten özür dilemeden bu millet onları asla affetmez.