"Sanayileşmeden bir toplumun kalkınması mümkün değil"

30 Kasım 2010 - 09:16

'Sanayileşmeden bir toplumun kalkınması mümkün değil'


* Kırklareli basını ile kahvaltıda buluşan Kırklareli Valisi Muammer
Muşmal, sanayileşmeden bir toplumun kalkınmasının ve gelişmesinin mümkün
olmadığını belirterek bu konuda herkesin biran evvel harekete geçmesi
gerektiğini ifade etti.

HABER MERKEZİ
Kırklareli Valisi Muammer Muşmal’ın 29 Kasım 2010 Pazartesi günü Kırklareli Polis Evi’nde düzenlediği kahvaltıya; Kırklareli’de günlük ve haftalık olarak yayımlanan gazeteler ile ajans muhabirleri katıldı.
Sıcak bir sohbet havasında gerçekleşen kahvaltıda, Vali Muşmal ve basın mensupları Kırklareli hakkında bir çok konuda bilgi alışverişinde bulunarak, Kırklareli için yapılması gereken hizmetleri tartıştı.
Kırklareli’de ki görev sürecinde 2 aylık süreci geride bırakan Vali Mummer Muşmal, Kırklareli’ni harekete geçirmek gerektiğini, ancak Kırklareli’ni harekete geçirebilmek için öncelikle Kırklarelili vatandaşların istekli olmalarını, birlik beraberlik için de harekete geçilmesini ifade etti.
Vali Muşmal  ilk olarak Demirköy ilçemize bağlı İğneada Kasabası Limanköy ve Beğendik arasında Nükleer Santral yapılıyor söylentilerine açıklama getirerek; “Nükleer Santral değil, Balıkçı Barınağı yapılıyor” dedi.
Vali Muşmal; “1997 yılında ihalesi yapılan ve ancak ödeneksizlikten 2009 yılına kadar bekleyen balıkçı barınağı yapılıyor bu kesin bir bilgi. 2011 yılında bitecek. 3 milyon 700 bin liralık bu yılki ödeneği var ve şuanda ödeneği bitmiş durumda. 2011 yılının Eylül veya Ekim Ayı’nda bitmesi bekleniyor. Şuana kadar inşaatın yüzde 30’u yapılmış. Özel Liman konusunda şuanda bir çalışma yok. Sadece 25 milyon dolar kadar biz projelendirmiştik yatırım yapacaktık. Maliye Bakanlığı fazla para istemişler herhalde işgal edilecek yerden dolayı o konuda anlaşamadık rafa kalkmış bir proje var.
* “Dinamit etkisi gösterecek gibi bir hareket ettirmek zor”
20 Eylül’de Kırklareli’de göreve başladım. Başladıktan sonra 8 ilçemizdeki geniş katılımlı toplantıları bitirdik. Sadece merkez ilçedeki toplantı kaldı ve onu da bu yıl içerisinde yılbaşına kadar yapacağız. Tabi Kırklareli bu bölgenin hakikaten bakir kalmış bir bölgesi, Lüleburgaz hariç. Ama benim edindiğim genel intiba ile ilgili bu tabi Kırklareli merkez ağırlıklı ve Lüleburgaz hariç diğer ilçelerle ilgili kanaat. Vatandaşlarımız ‘Bize fazla dokunulmasın bizde kimseye dokunmayalım, biz kendimiz geçinip gidiyoruz’ şeklinde bir hava seziyorum ve bu hava kamu kurum ve kuruluşlarına yansımış durumda. Herkeste mevcuda ve mevcudu kurtarmaya, korumaya yönelik bir statik yapı oluşmuş. İlin dinamiklerini harekete geçirelim, aktivite yapalım gibi bir düşüncede göremedim. Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarını. Bu Kırklareli merkezdeki yapıya onlarda uyum sağlamış, birlikte geçinip gidiyorlar. Biz tabi başta kamu kurum ve kuruluşlarını harekete geçirmemiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü onlar harekete geçmeden tabandan özellikle kırsal kesimdeki vatandaşı harekete geçirerek tüm ile dinamit etkisi gösterecek gibi bir hareket ettirmek zor. Ama hiç olmazsa Valilik’ten başlayarak tabana doğru yayabilirsek bu hareketi bu bölgede değişiklikler olabilir diye düşünüyorum.
* “Kırklarelili olmayan insanların buraya gelmesiyle sanayileşme oluyor”
Buranın ikinci bir düşüncesi ise ‘Fazla yabancı göç gelmesin, sanayi olsa da olur olmasa da. Olsa bile biraz temiz sanayi olur’ gibi bir düşünceleri ve nüfusta fazla olmadığına göre peki kim değiştirecek, nasıl değiştirecek, nasıl gelişecek o zaman sorgulamak lazım bunu. Bu bölgenin sanayicilerine baktığımız zaman yüzde 99’u diyebileceğimiz miktardaki bir oran Kırklarelili olmayan insanların buraya gelmesiyle sanayileşme oluyor yavaş yavaş kıpırdama oluyor. Bizim Organize Sanayi Bölgemiz’de bile şuanda 2 tane sanayicimiz var. Döküm sanayimiz ve birde Tatsan var. Bunun haricindeki sanayicilerimizde bölge dışından. Böyle olması da normal, çünkü bu bölgenin vatandaşları müteşebbis olarak ortaya çıkma gibi bir düşünceleri yok gibi geliyor bana. Biraz aslında kaynak var diyorlar bana hep ama bunu üretime dönüştürmekte bir sıkıntı var demek ki. Toplumu harekete geçirebilecek, ikna edebilecek bir yol, yöntem bulmamız lazım diye düşünüyorum.
* “Sanayileşmeden bir toplumun kalkınması, gelişmesi mümkün değil”
Belki kolektif bir çalışma ruhu eksiktir. Sanayileşmeden bir toplumun kalkınması, gelişmesi mümkün değil. Mutlaka çevreyi koruyucu yada çevreyi az tahrip eden bir sanayi olmasına bizde katılıyoruz. Çevreye hiç zarar vermeyen bir sanayi olduğunu ben pek tahmin etmiyorum. Az da olsa mutlaka ufak tefek zararı olur, önemli olan bunu asgari seviyede tutmak. Zaten Kırklareli’nin şanslı yanı da var. Belki geç sanayileşmesinin bir sebebi de tekstilin haricinde dağınık bir sanayi yok. Tekstilde de etrafa fazla zarar veren bir sanayi türü değil. Geniş bir sanayi bölgemiz var ve dolduğu zaman genişleme imkanına da sahip olan sanayimiz var.
* “Kırklareli bölgesi Türkiye'nin dikkatini çekmiş durumda”
Kırklareli bölgesi Türkiye'nin dikkatini çekmiş durumda. Kırklareli halkı istese de istemese de, bölgeye bir takım yatırımların geleceği gözüküyor. Tarım alanlarına çeşitlilik getirilebilir. Kırklareli’nde, buğday, ayçiçeği gibi klasik ürünlerin yanı sıra meyveciliğe de önem verilerek, daha çeşitlilik yaratmalıyız. Biraz daha harekete geçmemiz gerekiyor. Biz Valilik olarak elimizden geleni yapmaya hazırız.”  (s)