"Her toplumun geçmişe dair bir kök arayışı vardır"

12 Aralık 2011 - 09:22

'Her toplumun geçmişe dair bir kök arayışı vardır'

Atatürk’ün Kırklareli’ne gelişinin 81. yıldönümü etkinlikleri kapsamında Kırklareli Belediyesi’nin organizasyonu ile ‘Bir Düşünce Sistemi Olarak Arkeoloji’ paneli yapıldı.




HABER MERKEZİ





10 Aralık 2011 Cumartesi günü Papazın Evi’nde yapılan panel öncesinde Edirne Kent Oda Müziği Orkestrası klasik müzik dinletisi gerçekleştirildi. Edirne Kent Oda Müziği Orkestrası bütün katılımcıların hayranlıkla dinlenerek ayakta alkışlandı.


Programın devamında saat 15.00’da Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından ‘Bir Düşünce Sistemi Olarak Arkeoloji’ paneli gerçekleştirildi.


Prof: Dr. Mehmet Özdoğan; “İnsanların bir şeyi bilmesi için merak etmesi gerekir. Ancak bilinmeyen bir şey merak edilmez. İnsanların bilmedikleri kesinlikle merakını çekmez. Esir kalıntılar yüzyıllar boyunca atılmış, toprağın altında kalmışlardır” dedi.


Özdoğan, insanların arkeoloji ve arkeologlar konusunda yanlış bir bilgiye sahip olduklarını belirterek, arkeolojinin meraktan başladığı ve insanların geçmişi merak etmesinden dolayı arkeoloji ve arkeologların meydana geldiği şeklinde bildiklerini söyledi.


İnsanların bu düşünceler konusunda yanıldığını belirten Özdoğan, bu bilgilerin doğru olmadığı kanısına vardığını söyleyen Özdoğan;


“Kırklareli, alt yapısı, niteliği, kültürel değeri olan bir kent. Türkiye’de kültür varlıkları kapsamında başı çekebilecek bir kenttir. Umarım ki bunlar daha da ileri gidecek ve daha canlı bir ortam Kırklareli’de olacak. Kırklareli’ne gönül vermiş bir insan olarak, bu ortamı sağlayacak kişiye yürekten teşekkür ediyorum.


Türkiye’de arkeolog olmanın çok zorlukları vardır, herkes bizi yanlış anlar. Arkeolojinin Türkiye’de tuhaf bir tanımı vardır. Biz burada ne yaptığımızı anlatmakta zorluk çekiyoruz. Arkeoloji nedir diye sorulduğunda kimi ‘merak’ diyor, kimi ‘ilginç bir şeyler buldunuz mu’ diyor, kimi ‘buldunuz mu’ diye soruyor. Bizi daima serüven peşinde eksantrik garip bir uğraşı sahibi olarak görüyorlar.


Arkeoloji meraktan başlıyor ve insanların geçmişi merak etmesinden dolayı arkeoloji ve arkeologlar meydana geldi. Bu doğru değildir. İnsanlar hiçbir zaman merak etmemişler. Piramitler Osmanlıların olduğu kadar, Bizanslılarında da ilgisini çekmemiştir. Piramitler 100-200 yıl evvel görkemli bir şekilde ayakta iken sanki bir taş ocağı olarak görülmüştür. İnsanların bir şeyi bilmesi için merak etmesi gerekir. Ancak bilinmeyen bir şey merak edilmez. İnsanların bilmedikleri kesinlikle merakını çekmez. 


Arkeologların değişik yapıları topladığı zannedilir. Oda doğru değildir, insanların bir şeyi toplaması için ilgisini çekmesi lazım. Esir kalıntılar yüzyıllar boyunca atılmış, toprağın altında kalmışlardır” dedi.


Her toplumun geçmişe dair bir kök arayışının olduğunu vurgulayan Özdoğan, konuşmasına şu şekilde devam etti;


“Geçmişe iki türlü bakabilirsiniz. Arkeoloji konusu günümüzden önceki dönemlerin tümüdür. Geçmişe geleneksel de dahil olmak üzere iki türlü bir bakış açısı vardır. Çok yakın zamanlara kadar bütün toplumlar geçmişe söylencelere dayalı olarak bakmışlardır. Her toplumun geçmişe dair bir kök arayışı vardır. Kök arayışında da söylenceler, efsaneler ve inanç esasları vardır. Geçmişe inanılır ama geçmiş araştırılmaz. Bu nedenle geçmişin kanıtları da araştırılır.” (ue)