Yöney; “80 yıl önce kazandığımız hakları şimdi kullanabiliyor muyuz?”

Yöney; “80 yıl önce kazandığımız hakları şimdi kullanabiliyor muyuz?”

Yöney; “80 yıl önce kazandığımız hakları şimdi kullanabiliyor muyuz?”

Yöney; “80 yıl önce kazandığımız hakları şimdi kullanabiliyor muyuz?”

Yöney; “80 yıl önce kazandığımız hakları şimdi kullanabiliyor muyuz?”
06 Aralık 2014 - 08:21


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli Kadın Kolları Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesi’nin 80. Yıldönümü’nde basın açıklaması yaptı.





HABER MERKEZİ


Büyük Önder Atatürk’ün 1934’te kazandırdığı hakları biz 21. Yüzyıl Türkiyesi’nde kullanıyor muyuz? Soruları dahilinde bir çok soruyu cevaplayan CHP Kadın Kolları Başkanı Şükran Yöney şunları kaydetti;


“Türk Kadını Seçme ve Seçilme Hakkı’nı 80 yıl önce kazandı. Ancak; Kadına çok değer veren Büyük Önder Atatürk kadınların siyasi hatta seçme ve seçilme hakkını elde etmeleri için 1930 yılından başlayarak bir dizi yasa çıkartılması için öncülük etmiş ve nihayet 5 Aralık 1934 yılında TBMM’de yapılan yasa değişikliği ile Türk Kadını’na hakların en büyüğü olan Seçme ve Seçilme Hakkı Fransa’dan,  İtalya’dan, İsviçre’den daha önce tanınmıştır. Bu hakkın verilmesinin ardından Yüce Atatürk Türk kadınına şöyle seslenmiştir; “Bu karar, Türk kadınına Sosyal ve Siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer verilmiştir. Çarşaf içinde, Peçe altında ve kafes arkasında ki Türk Kadını’nı artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk Kadını, evdeki medeni mevkiini salahiyetle kullanmış iş hayatının her safhasında başarılar göstermiştir. Siyasi hayatta Belediye seçimleri ile tecrübe kazanan Türk kadını bu seferde Milletvekili seçme ve seçilmek sureti ile haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu hak bu gün Türk kadının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatli kullanacaktır” şeklindedir.


Ancak 21. Yüzyıl Türkiye’sinde Türk Kadını Atatürk’ün dediği gibi Seçme ve Seçilme Hakkı’nı “Salahiyet” ve “Liyakatli” kullanabiliyor mu? Bunun cevabı büyük ölçüde ne yazık ki hayır! Türkiye de özellikle 1980 sonrası iktidarları dini siyasete alet etme uğraşları sonucunda kadını geri plana itme planları hız kazanmıştır. Türk Kadını 1934 yılından daha gerilere götürülmekte, Siyasete atılması da baba, erkek kardeş, akraba ve eş tarafından engellenmekte oy kullanması bile çoğunlukla aile baskısı ile ipotek altına alınmaktadır” dedi. (Berkay Çamlı)