Yağmur ve Sarıgül!

Yağmur ve Sarıgül!

Yağmur ve Sarıgül!

Yağmur ve Sarıgül!

Yağmur ve Sarıgül!
01 Haziran 2010 - 09:20


Sarıgül geldi.
Gazetelerin sahip ve yazarları olarak, Sarıgül’ün masasında oturduk.
Türkiye’nin, önemli isimlerinden birisi ile ve soru sorulması en çok gereken bir zamanda aynı masada oturacak olmak heyecanlandırdı bizi.
İkram, ilgi ve misafirperverlik son derece iyiydi.
Ama bizim gidiş sebebimiz, aslen Sarıgül ile bir iki kelime edebilmekti.
19.30’da başlayan yemeğe, Sarıgül’ün intikali neredeyse saat 22.00 gibi oldu.
Bu tür organizasyonlarda, öyle olur genellikle.
Yani insanların tümünün gelmeleri garanti altına alınmalıdır öncelikle.
Müthiş bir coşku vardı.
Ortam sıcaktı.
Aynı heyecan ve coşku içinde, yemek yenilen mekâna gelmişti Mustafa Sarıgül.
Bizim oturduğumuz masaya oturdu.
Göz göze gelerek, selamlaştık kendisi ile.
Sonra, konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi.
Konuştu.
Konuşması bitince de, tokalaştık, ayrıldı…
Konuşmasında da; mesela Tekirdağ Mitingi’nde söylediklerinden farklı bir söylemi olmadı.
Aynı gün medyada yer alan:”Partileşme sürecini dondurduğuna ve gezilerini iptal ettiğine dair” haberleri soramadık.
Kendisi de bahsetmedi konuşurken.
Bizim için kısa günün kârı; Sarıgül ile yaklaşık 10 dakika kadar aynı masada oturmak olmuştu.
Buna da şükür.
Yerel basın ile ilgili söylemleri güzeldi.
Umut vericiydi.
Tam, yağmura yakalanacaktık ki, açık mekânda olmaktan dolayı en önemli korkumuz da, son anda boşa çıktı.
Yağmur, şöyle bir yoklayıp, geçmişti.
Tıpkı; Sarıgül’ün, bizim basın masamızı yoklayıp, geçmesi gibiydi.
Nezih bir davetti.
Sarıgül ile bir kaz kelime de, sohbet imkânımız olabilseydi, çok daha güzel olacaktı.
Bir başka sefere inşallah…