Ya yeni bir yol bulmalısınız ya da yeni bir yol açmalısınız

Ya yeni bir yol bulmalısınız ya da yeni bir yol açmalısınız

Ya yeni bir yol bulmalısınız ya da yeni bir yol açmalısınız

Ya yeni bir yol bulmalısınız ya da yeni bir yol açmalısınız

Ya yeni bir yol bulmalısınız ya da yeni bir yol açmalısınız
04 Kasım 2011 - 09:21


Ortak Akıl





Özkan Başaran





Her sabah kalktığımda “BİLDİĞİM BİR ŞEY VARSA, HİÇ BİRŞEY BİLMEDİĞİMDİR” mantığı ile evden çıkarım.


Akşam yatarken de; “Dünkü o cahil Özkan’a bugün ne kattım?” diyerek, kendimi hep sorgularım.


Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1991’de mezun oldum. Dört Yıllık Fakülte’yi Altı yılda bitirebildim.


“Tahsil Cehaleti alırmış, Eşeklik Baki kalırmış” Tahsil benden cehaletimi zaten alamadı. Eşeklik de baki. 


Diplomalar cehaleti alamaz zaten. 


Sadece tahsil yaptığınız konuda uzmanlaşırsınız.


Gerçek diplomayı ise insana “Hayat Üniversitesi” verir.


Yana yana pişersiniz, Piştim sanırsınız ama hep çiğ kokarsınız.


Doktor olabilirsiniz. Eczacı olabilirsiniz. Avukat Olabilirsiniz. Öğretmen olabilirsiniz.


Her şey olabilirsiniz de insan olabilir misiniz?


Adam gibi adam olabilir misiniz?


Gönüllere taht kurabilir misiniz?


İşte o çok zor. En iyi Jüri; Halkın ta kendisidir.  Ederiniz ne kadarsa size o kadar değer verir. Ne bir gram az ne de bir gram fazla.


Toplum nazarındaki yerinizi sorgulattınız mı siz?


Dünyanın en iyi Üniversitesini bitirebilirsiniz. Hatta birkaç fakülte mezunu da olabilirsiniz.


Ama Halkın verdiği diplomayı alabilir misiniz? Üniversite diplomalarınızla toplumun sevgisini kazanabilir misiniz?


Kazanamazsınız….


 Çünkü Halkın sevgisini kazanmak çok ama çok zor bir şeydir.


Sevgi “EMEK” ister. 


Sevgi “HİZMET” ister. 


Sevgi “VEFA” İster. 


Sevgi “MÜTEVAZILIK” ister.


 Sevgi denilen sihirli güç devamlı beslenmek ister. İstemekten hiç ama hiç  bıkmaz. 


Çünkü Sevgi hep açtır. 


Almaktan da yorulmaz. Beslemekle de doymaz.


Bu durumda Toplumun sevgisini kazanmak kolay mıdır?


İyi dedirtmek çok zordur. Ama Kötü dedirtmek çok kolaydır.


Yıllar boyu biriktirdiğiniz. Binlerce artınızı bir küçük eksi yok edebilir.


İyilik gariptir. Unutulur. Ama bir küçük kötülük hiç unutulmaz. İşte onun için İYİ dedirtmek çok zordur. Sevgileri kazanmak ise zorun zorudur.


Sizin gibi düşünmeyenleri Sürekli aşağılamakla da halkın sevgisi kazanılmaz. İnsanlara Durmadan hakaret etmekle de sevgi kazanılmaz.


Halkı tahlil edemeyenler. Halkın gönlüne hiçbir zaman giremezler. Kibirlenmekle, böbürlenmekle de bir yere varılmaz.


Kin ve kibir insanın yüreğine yüktür.


Suçlamalar ve karalamalar insanların kendilerini sorgulamaktan uzaklaştırır.


Kendini eleştirmeyenler, kabahati hep karşı tarafta aralar.


Siz kendinizi anlatmayınız kimseye. Bırakınız sizi toplum anlatsın herkese.


Neden aynaya bakmıyorsunuz? Neden hep kusuru ve eksiği rakibinizde arıyorsunuz?


Neden savunduğunuz fikirlerin kesin doğru olduğunuza kendinizi inandırıyorsunuz?


Biraz şüpheci olsanıza. 


Acaba bugüne kadar yanlış düşünmüş olamaz mıyım desenize kendinize?


Pozitif bilim şüphecidir. 


Neden kendi doğrunuzda inatla ısrar ediyorsunuz?


Niçin “acaba ben mi yanlış düşünüyorum” diyemiyorsunuz?


Durun canım öfkelenmeyin, kızmayın hemen. 


Çünkü Kızmak cahillere yakışır.


Siz cahil misiniz?


Değişmemek aynı kalmak dünyanın kuruluşuna aykırıdır.


Neden sabit düşünüyorsunuz?


Sabit düşünenlere ve değişen dünyada kendini yenilemeyenlere “Yobaz” derler.


“Değişmem ben, evet ben çok doğru düşünüyorum mu diyorsunuz?” Siz.


Peki, Siz “yobaz” mısınız?


Değişmek zorundasınız. Dönüşmek zorundasınız. Kendinizi yenilemek zorundasınız.


Tarihi geçmiş mal gibi kenara atılmamak için “böyle gelmiş böyle gideriz” derseniz; O gerici dediğiniz insanlar bile ileri giderken siz yerinizde sayarsınız.


Bakın bu devirde yerinde saymak her gün fark etmeden biraz daha geri gitmektir.


Ona göre acele edin.


Misyon bitti. Bırakın o kireçlenmiş beyinleri dinlemeyiniz. Artık kendinize gelin ve gençlerin yeni ve değişimci fikirlerine kendinizi emanet ediniz.


“Ben babamdan büyüğüm ama oğlumdan küçük” demişler, atalarımız.


Önünüzde sarp dağlar var. Bu kısır döngüden kurtulmalısınız. Bu aşılmaz engelleri aşmalısınız.


Peki o zaman Ne yapmalısınız?. 


Ya yeni bir yol bulacaksınız. Ya da kendinize yeni bir yol açacaksınız.


Bu duygu ve düşüncelerle Kadirşinas halkımızın Mübarek Kurban Bayramları’nı içtenlikle tebrik ediyorum.