Ulusalcılık can çekişiyor

Ulusalcılık can çekişiyor

Ulusalcılık can çekişiyor

Ulusalcılık can çekişiyor

Ulusalcılık can çekişiyor
05 Şubat 2013 - 09:52











CHP’nin kaynadığı şu günlerde ülkemiz de kritik bir eşikten geçiyor.


Partideki Ulusalcı-Yenilikçi çekişmesi bölünmeden yatışacağa benzemiyor. Yenilikçiler, partide sayısal çoğunluğa sahip değil.


Ezici ağırlıkla Ulusalcılar sayısal olarak partiye hâkim.


Fakat genel yönetimdeki ağırlık Yenilikçilerin elinde. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere Parti Meclisi ve Merkez Yönetim Kurulu’nda Yenilikçiler ezici ağırlığa sahip. 


Yenilikçi azınlığın, Ulusalcı Çoğunluğa denge sağlaması da, CHP’nin Genel Yönetimi’ne Kılışdaroğlu’nun başını çektiği yenilikçilerin hakim olması.


Haluk Koç’un başını çektiği katı ulusalcılar partinin genel yönetiminde en üst düzeye kadar sızmışlar.


Son İl Başkanları toplantısından çıkan karar, Genel Başkanın değişimci anlayışına uymak olarak deklare edildi. Ulusalcılar nasıl hazmettiler?


Kılıçdaroğlu değişim adına yaptığı hamleler parti içindeki Ulusalcıları oldukça kızdırıyor. Ama korku ile yönetildikleri için şimdilik boyun eğdiler. Ama bu ilerde birikmiş halde çok feci bir patlamaya gebe.


Resmi ideolojinin ezberleriyle yetişmiş Ulusalcılara çağın gereği değişim ve dönüşümler kabul edilemez geliyor.


Kendilerine göre onlar da haklı. Ulusalcı iklimde yetişen kuşaklara hizmete yönelik projeler, Yeni dünya düzenine entegre olacak parti eğitimleri verilmemiş.


Bildikleri;  Atatürk İlkeleri, Cumhuriyet değerleri, ülkenin üniter yapısı, Devletçi Ekonomi ve buna benzer ezberler.


Oysa Ülkemiz halkı değişti. Ulusalcıların ezberleri bugünün Türkiye Halkını Kesmiyor. 


1990’ların Refah Partisi’nin tabanı değişti dönüştü. Öylesine gelişti ki, bugünkü Ulusalcı CHP tabanından çok daha ilerici hale geldi.


Bugünkü Ulusalcı CHP ise, 1990’ların SHP’nden bile geride.


Bu ulusalcılık içinde öylesine esrarengiz söylemleri barındırıyor ki, büyük kitleleri peşine takıp sürükleyebiliyor.


Kırmızıçizgilerimizin vazgeçilmezliği Ulusalcılığın ana politikası.


Hangi parti Ülkemizin bölünmesini ister?


Hangi parti Şeriat gelsin ister?


Ulusalcıların en çok kullandığı kırmızıçizgiler, “Şeriat gelecek” ve “Ülke bölünecek” korkularını pompalamak.


AK Parti 11 yıldır iktidarda. Bu korkuları pompalayan Ulusalcılar nerede?


Halkımız Ulusalcı politikalara itibar etmiyor. Bu güne kadar yapılan seçimlerde ulusalcı siyaset toplumsal karşılık bulamadı.


Ama bunlar inatla aynı Ulusalcı ezberleri tekrarlıyorlar.


Neden Ulusalcı Siyasette direniyorlar? Fikir fakirliğinden mi?


Dağarcıklarında başka ileri siyasi zenginlikler olmadığı için mi?


Yoksa, Evrensel Sol ve Sosyal Demokrasinin engin donanımından yoksun oldukların dan mı?


Ya da kendini ilerici, çağdaş ve aydın sanmaktan mı? 


Ulusalcı olmak kolay. Cumhuriyetçiyim, Atatürkçüyüm dediğiniz zaman Ulusalcı oluyorsunuz.


Ama Sol’cu olmak Kolay değil. Sosyal Demokrat olmak kolay değil.


Solcu olmak için Ulusalcı zihniyetinizi bırakacaksınız. Sil baştan kendinizi revizyona sokacaksınız. Sıfırdan Evrensel Sol ve Sosyal Demokrasinin öğretisinden beslenmeye başlayacaksınız.


Bedeller ödeyeceksiniz. Riskler alacaksınız. Ve çok okuyacaksınız, çok araştıracaksınız. Tahammülü öğreneceksiniz. Halkı aşağılamamayı öğreneceksiniz. Kendiniz beğenmeyi bırakacaksınız. Ezilenlerin yanında olmayı öğreneceksiniz. Sosyete partisi değil, fukaranın partisi olacaksınız. Emekçilerle omuz omuza biber gazı yiyeceksiniz. Velhasıl Toplum sizi kendinden biri görmeye başladığı zaman zoru başaracaksınız ve o zaman Sol’cu olacaksınız. Faşizmin ırkçı dilini kullanıp “Ben Solcuyum” demekle Sol’cu olunmuyor.