“Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele yeteneği zayıflatılıyor”

“Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele yeteneği zayıflatılıyor”

“Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele yeteneği zayıflatılıyor”

“Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele yeteneği zayıflatılıyor”

“Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele yeteneği zayıflatılıyor”
19 Temmuz 2011 - 08:10

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu, yazılı bir açıklama yaparak 14 Temmuz 2011 tarihinde Diyarbakır’ın Silvan İlçesi kırsalında Mehmetçiklere yapılan hain saldırıyı kınayıp, terör örgünü lanetleyerek, şehit olan 13 askerimizin ailelerine baş sağlığı diledi.




HABER MERKEZİ








*“Bu bir meydan okumadır”


“Milletvekili Kesimoğlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;


Diyarbakır’da 13 askerimizin şehit olmasıyla sonuçlanan hain saldırıyı şiddetle kınıyor, terör örgütünü lanetliyorum. Tüm milletimize, vatan korumasında şehit düşen askerlerimizin aileleri ile Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. 


Hain saldırının aynı gün Demokratik Toplum Kongresi tarafından sözde “demokratik özerklik” ilan edildiği sıralarda gerçekleştirilmiş olması tesadüf değildir. Saldırının ve demokratik özerklik ilanının aynı kentte, Diyarbakır’da yapılmış olması da tesadüf değildir. Bu bir meydan okumadır, bu Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bütünlüğüne karşı bir kalkışmadır.”





*“Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele yeteneği zayıflatılıyor”


“Teröristler ve siyasi alandaki bölücüler AKP’nin yürüttüğü Kürt açılımından aldıkları cesaretle, Habur’dan aldıkları cesaretle, terörist başı Abdullah Öcalan’la masaya oturulmasından aldıkları cesaretle eylemlerini bu noktaya taşıyabilmektedirler. Hükümetin İçişleri Bakanı kalkıp, kayıpların sebebini Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlayanlara çanak tutan açıklamalar yapabiliyor. AKP hükümeti bir taraftan halkın gözünü boyamak için meydanlarda, ekranlarda ulusal bütünlüğü savunuyormuş, terör örgütüne ve bölücülere çatıyormuş gibi yaparken Kürt açılımını devam ettiriyor, Habur gibi rezaletleri örgütleyip Öcalan’la pazarlık yapmaya devam ediyor. Bir taraftan da terörle mücadele eden kurumların ya kolu kanadı kırılıyor, ya da kurumlar kadrolaşmayla yandaşlaştırılıyor. Bu dönüştürmeye karşı çıkanlar da her türlü hukuksuzlukla bertaraf ediliyor.  44’ü general ve amiral düzeyinde olmak üzere tam 143 subayı Balyoz, Ergenekon, darbecilik, şantaj, casusluk, fuhuş gibi gerekçelerle tutuklanan Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele yeteneği zayıflatılıyor. Terörle mücadelenin asli unsurlarından biri ve terör saldırılarını önlemenin en önemli ayağı olan “istihbarat”ın da durumu içler acısı. İstihbarat işini gücünü bırakmış, terörle mücadele yerine Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde suçlu arıyor. Bu koşullar altında Türkiye’nin terörle mücadele azmi ve yeteneği yıpratılarak ülkemizin bölünmesine zemin hazırlanmak isteniyor. Ancak halkımızın teröre karşı tepkisi bu oyunun kolay sahnelemeyeceğini göstermektedir. Cumhuriyet Halk Partisi de bu oyunun önündeki en büyük engeldir.”  (cs)