“Trakya’da Pancar yok edilmek isteniyor”

“Trakya’da Pancar yok edilmek isteniyor”

“Trakya’da Pancar yok edilmek isteniyor”

“Trakya’da Pancar yok edilmek isteniyor”

“Trakya’da Pancar yok edilmek isteniyor”
30 Ocak 2013 - 09:17

TEMA Vakfı Lüleburgaz Gönüllü Temsilcisi Hakan Dedeoğlu uygulanan yanlış politikalar sonucunda Trakya’da Pancar’ın yok edilmek istendiğini iddia ederek şunları kaydetti:










HABER MERKEZİ





“Pancar konusu yeni yıla girerken yine bölgemizin en önemli gündem maddelerinden birisiydi. Farkında olalım ya da olmayalım konuyla ilgili bir şeylerin ters gittiği aşikar. Yaklaşık 15 yıldır takipçisi olduğum pancar konusuna ilişkin olarak, yaşananları tek cümleyle ifade edebilirim: Trakya’da pancar yok edilmek istenmektedir. Süreç irdelendiğinde bazı doğru ve yanlışların söz konusu olduğu görülebilir.  


Pancara sahip çıkmak için kurulan oluşumlar, pancarı siyasi kararların yok ettiğinden şikayet etmektedirler ki doğru. Ancak daha önemli olan soru şu: Şikayet edilen siyasi kararları alanları koltuklarına kimler oturtmuştur ve bunlar yapılırken hangi dengeler gözetilmiştir?


ABD ya da AB nişasta bazlı şekere (NBŞ) izin vermemektedir ki doğru. NBŞ, genellikle geri kalmış ülkelerin sorunudur. Son yıllarda AB’de % 2,5-5 civarında seyreden NBŞ üretimleri, bizim ülkemizde % 10-15 civarındadır. İç pazarda şeker fazlası varmış ya da şekerin fiyatı yüksekmiş gibi görünmesinin sebebi bu durumdur. O yüzden şu soru sorulmalıdır; Bizde NBŞ’ye kim izin vermektedir? Pankobirlik gibi çok güçlü bir yapı nasıl oluyor da bu konuda gerekli tepkiyi oluşturamamaktadır? Olağan genel kurul toplantılarında bile 10.000 kişiyi toplayabilen Panko yönetimi bölgedeki pancar kotaları yada ekim sürecinde yaşananlarla ilgili olarak arzu edilen biçimde neden bir araya gelememektedir?


Şeker oranı düşük denilmektedir ki doğru. Ancak polar sorunu yeni bir sorun değil. Pancar ekimi, 1926 yılı sonrasında 600.000 tonlara kadar çıkmış, bölgemizde rekorlar kırılmıştır. Bölgeler arası polar farkı hep vardı. Adapazarı Fabrikası 1999 Depreminde önemli oranda hasar gördüğü halde kotasına dokunulmamış ve pancar çevre fabrikalara gönderilmiştir. Hatta yanılmıyorsam o dönemde 60.000 ton pancar Alpullu’ya taşınmıştır. Bunun karşılığı şeker, Adapazarı’na hangi polar oranından verilmiş, bunu sormak gerekmektedir. Adapazarı 2005 yılında özelleştiği için (APEK ) çalışmasına izin verilmektedir. Son dönemler haricinde ne kota sorunu, ne de polar sorunu yaşanmamıştı! Demek ki burada sorun Alpullu’nun özelleştirmeye zorlanması sorunudur, bölgede bilinçli bir geri bırakış yaşanmaktadır.


Maliyetler de artmıştır, doğru. Ancak bu sorun pes ederek çözülemez, mücadele gerektirir. Şeker ithalatı azaltılmadan bu sorunla mücadele etmek neredeyse imkansızdır. Bu noktada halk sağlığını göz önünde bulundurmak şarttır.


Çalışan kadrolarına siyasi müdahale ciddi bir sorundur, doğru. “Senin adamın, benim adamım” diyerek maalesef sistemi çökerttik. Siyasi müdahaleler sonucunda kamu kuruluşları sahip oldukları pozisyonları hak etmeyen insanlarla doldurulmuştur. Bunun sonucunda kamu kuruluşları zarar eder hale gelmiştir. 


3 yıl önce kotalar kaldırılmıştır, doğru. Ama köylü uygulanan politikalar sebebiyle bezmiş durumdadır. Aslında bu durum, bölgede uygulanan büyük stratejinin bir parçasıdır: Trakya tarım topraklarını amacı dışında “peşkeş” çekme stratejisinin alt unsurları…


Trakya’nın çarpık sanayileşmesi, kentleşmesi ve tarımda kullanılan farklı kimyasallar sonucu ortaya çıkan sanayi kirliliği, evsel kirlilik, tarım temelli toprak ve sudaki kirlilikler bölgede yaşayan tüm canlıları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle pancar bitkisinin bölge açısından daha da önemli olduğunu görmek ve gereğini yapmak durumundayız. Bir dönüm pancarın ürettiği oksijenin dört dönüm ormanın ürettiği oksijene eşit olduğunu düşünerek pancar konusuna gerekli önemi vermeliyiz. Pancar bitkisinin tohumu için çalışmalı, kendi tohumumuzu üretmeliyiz. Altın yumurtlayan tavuğun kesilmesine izin vermemeliyiz.” (Savaş Eskici)