“Trakya Toprağına ve Geleceğine Sahip Çıkıyor”

“Trakya Toprağına ve Geleceğine Sahip Çıkıyor”

“Trakya Toprağına ve Geleceğine Sahip Çıkıyor”

“Trakya Toprağına ve Geleceğine Sahip Çıkıyor”

 “Trakya Toprağına ve Geleceğine Sahip Çıkıyor”
07 Aralık 2010 - 09:20

Bağımsız Tarım Orman ve Çevre Sendikası Genel teşkilatlanma Sekreteri
Göksal Çidem, 04 Aralık 2010 Cumartesi günü Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde
yapılan 38 MARÇEP Bölge Toplantısı ile Trakya’nın geleceğine ve
toprağına sahip çıktığını belirterek şunları kaydetti:

HABER MERKEZİ

“Son zamanlarda bölgemizde Çevre adına birçok etkinlik ve toplantılar düzenleniyor. Resmi Makamların yanı sıra Sivil Toplum Örgütlerince de çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bunların başında da TEMA ve MARÇEP etkinlikleri dikkat çekiyor.
TEMA 2 Aralık Erozyonla Mücadele haftasında “Bereketli Topraklar Yaşam Üretir” sloganı ile düzenlediği etkinlikte “Toprağa Saygı “ Yürüyüşü ve “Tarım Arazilerine Birlikte Sahip Çıkıyoruz” İmza Kampanyası düzenledi.
Özellikle imza kampanyası başlatan TEMA yöremize tarım orman ve çevre adına yaşanan olumsuzlukları bir an önce Kamuoyuna duyurmalı ve dikkat çekmelidir.  Yürütülen kampanyaların günübirlik olması ve kağıt üzerinde kalması gelecek adına büyük bir kayıp olacaktır.  Bu kayıplardan da bu kampanyayı düzenleyen, imza atan ve tarım arazilerine sahip çıkmayan herkes sorumlu olacaktır.
38. MARÇEP Bölge Toplantısı “Trakya Toprağına ve Geleceğine Sahip Çıkıyor” sloganıyla Çorlu İlçesinde yapıldı. Bunun gibi birçok toplantı yapılıyor bölgemizde. Havsa Necatiye ve Lüleburgaz Ovacık köylerinde.  Trakya bölgesinde Tarım arazileri üzerinde paydaşların görüşleri alınmadan planlama yapıldığını biliyor ve bu yüzdendir ki geleceğimiz adına endişe duyuyoruz.
Endişelerin giderilmesi için Hukuk ve Bilim adamlarının katılımıyla MARÇEP tarafından yapılan bu toplantıların 39. Bölge Toplantısı’nın Kırklareli’de bir an önce yapılması ve planların tartışılması gerekiyor. Burada yaşayan insanların bugünü ve gelecekleri için yapılan planlardan bilgi sahibi olmaya hakları vardır.  İlimizdeki STK’ların öncelikli gündemi bu olmalıdır. BATOÇ-SEN olarak Kırklareli’nde ivedilikle yapılması gerektiğine inandığımız MARÇEP 39. Bölge Toplantısı’na Katılım ve destek sağlamaya hazırız.
* “Neden ivedilikle yapılmalıdır?”
Kararı verecek olan seçilmişler kendilerinin siyasi gelecek kaygıları ile değil, bölgenin, bölge insanının gelecek kaygıları ile hareket edip, yerel paydaşların katılımının sağlanacağı ve tartışılacağı toplantılarla kalıcı ve sağlıklı çözümlerin zemini hazırlanacaktır.
Yerelde yaşayan Paydaşların görüşlerine yer verilmeyen planlar ne kadar hukuki ve insani olabilir?
Böyle bir ortamda sivil toplum kuruluşları doğru çalışarak yereldeki paydaşların bilgilendirilmesini sağlamalı. Hukuk ve Bilim insanları davet edilerek konular toplum önünde aleni tartışılmalıdır. Topluma kapalı yapılan toplantılar yerelde yaşayanları yok saymaktadır.
Yerelde yaşayan insanların görüşleri alınmadan grup kararları alınarak paydaşlar hakkında karar verenler gelecekte yaşanacak olumsuzlukları yöre insanımıza nasıl izah edeceklerini düşünmelidirler.
Bizler sanayiye karşı değiliz. Çevreyi tahrip etmeyecekse Neden karşı olunsun ki? Yıllar önce Trakya’ ya gelen sanayinin durumu ortada yer altı ve yer üstü su kaynaklarımız ve mutlak tarım arazilerimiz plansız bir şekilde israf edilmiş kirletilmiş ve yok edilmiştir.
OSB’ler de mevcut boş alanlar varken plansız bir şekilde mutlak tarım arazileri üzerinde hem de kilometrelerce fabrikalar tesis edilmiş hem toprağımız kaybolmuş, hem de havamız ve suyumuz kirletilmiştir.  Öncelikle çevreye zarar veren mevcut sanayi, İnsan ve çevre sağlığı açısından düzenlenmelidir.
Oysa yöremiz eko turizm açısından bulunmaz güzellikte bir yerdedir. Ormanlarımız derelerimiz denizimiz ve tarihi mekânlarımızın yanı sıra 8400 yıldır tarım yapılan arazilerimiz var. Bir kısmı yok edilmiş olsa da çok geç olmadan elimizde kalanları korumak için kalkınma modelleri geliştirilmelidir. Yayla evleri neden bir Beypazarı, Safranbolu gibi olmasın?
Yapılan planlar ile bölgemize göçler planlanmakta. Bölgeye göç planlamaktansa mevcut sorunları çözebilmek öncelikli olmalıdır.  Göç planlayanlara soruyoruz Bölgenin tarımsal, tarihsel, kültürel, turistik, toplumsal kimliğin koruması ve geliştirilmesi planlanan göçle sağlanacak mı?  Sağlanacaksa bu nasıl olacak?  Göç sosyal, kültürel ve çevresel değiştirecektir. Yeni sorunlarıyla birlikte gelecektir.
Mevcut sorunları çözmeden,   ormanlarda kurulan Çimento fabrikaları, taş ocakları, Tarım alanlarına yollar yapılırken, tarlalar hafriyat sahalarına dönmüşken Ergeneden zehir akarken, yer altı kaynak suları yüzlerce metre aşağı çekilmişken yeniden bu topraklar üzerine sanayi kurulmasını ve bununla gelecek olan göçü kim nasıl izah edebilir?” (s)