“TEKEL işçilerine sıkılan biber gazı ve tazyikli su hepimize sıkılmıştır”

“TEKEL işçilerine sıkılan biber gazı ve tazyikli su hepimize sıkılmıştır”

“TEKEL işçilerine sıkılan biber gazı ve tazyikli su hepimize sıkılmıştır”

“TEKEL işçilerine sıkılan biber gazı ve tazyikli su hepimize sıkılmıştır”

“TEKEL işçilerine sıkılan biber gazı ve tazyikli su hepimize sıkılmıştır”
30 Aralık 2009 - 09:06

Ziraat Mühendisleri Odası Kırklareli İl Temsilcisi Dr. Erol Özkan, TEKEL işçilerine sıkılan biber gazı ve tazyikli suyun hepimize sıkıldığını belirterek şunları kaydetti:

HABER MERKEZİ

“Bilindiği üzere 3 Haziran 2003 tarihinde TEKEL‘in sigara ve içki bölümlerinin ticaret siciline ayrı ayrı tescilleri yapıldı. Böylece bağımsız şirket kimliği kazanan TEKEL’in sigara ve içki bölümlerinin ayrı ayrı özelleştirilmelerinin yolu açıldı.
Ülkemizin en büyük kuruluşlarından biri olan TEKEL‘in önce alkol bölümü Nurol - Limak- Özaltın- TUTSAB konsorsiyumuna 292 Milyon dolara satıldı. Bu birleşme Mey İçki Sanayi ve Ticaret AŞ. adını alarak Şubat 2004’te faaliyete başladı. 2006 yılında Mey İçki Texsas Pacific Group’a -TPG- yüzde 90 payını 810 milyon dolara sattı.
Bu özelleştirmeden binlerce TEKEL işçisi gibi binlerce üzüm üreticisi aile de  olumsuz etkilendi. Özelleştirilen işletmeler ve şarap fabrikaları üretici  yerine tüccarlardan üzüm almayı tercih etti. Böylece, alkol, şarap ve konyak üretimi için kullanılan üzüm fiyatları alabildiğine düşürüldü. Bazı bölgelerde çiftçiler bağlarını köklemek zorunda kaldılar.
Peki, TEKEL’in Alkol Bölümünün özelleştirilmesinden Hazineye gelir sağlandı mı? Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulunun hazırladığı rapor yanıltıcı propaganda yapıldığını, hazinenin gelir elde etmediğini gösteriyor. Raporda: "Hisse devrinin yapıldığı tarih itibariyle 262 milyon 384 bin dolar değerindeki net aktif (özkaynak) 292 milyon dolara devredildi. Bu devir karşılığında 29 milyon 616 bin dolar gelir elde edilmiştir. Bu gelir, devredilen markaların peştemaliye (kira) değeridir. Böyle bir hükmün sözleşmeye konulması, devir esnasında markaların peştemaliye değerinin tespitinin eleştirilmesinin de önünü tıkamıştır. Böylece özelleştirme sonucunda hiçbir gelir elde edilememiştir." Deniliyor.
MEY İçkinin TEKEL’in Alkol Bölümünü devralırken beraberinde kasasındaki  348,4 trilyon TL’yi de devraldığı söylenmektedir ve konuyla ilgili meclise soru önergesi de verilmiştir.  Açıkçası TEKEL‘in alkollü içkiler bölümü MEY İçkiye hibe edilmiştir. Bu durum neo-liberal politikaların ortaya çıkarttığı bir sonuçtur. Buradaki asıl konu, tek başına alkol bölümünün peşkeş çekilmesi, hibe edilmesi hatta üstüne para verilmesi, kamunun elinde olan her şeyin her ne olursa olsun, nasıl yapılırsa yapılsın sermayeye sunulması değildir.  Özelleştirmelerle esasen uluslararası şirketler, kamunun pazar payını ele geçirmekte ve üretici ile devletin bağının koparmaktadır. Hükümetler ve şirketler tarafından serbest piyasa diye propagandası yapılan bu durum çiftçinin örgütsüz bırakıldığı bir ortamda uluslararası şirketlerin tek başına egemen kılınmasının örtülü adından başka bir şey değildir. Başka bir deyişle küresel sermayenin uluslararası yeni iş bölümünün gereğinin yerine getirilmesidir. Hedeflenen gerçekleşmiştir, TEKEL‘in alkol bölümü Teksaslıların eline geçmiştir.
Şimdide sıra işçi haklarının ihlali, reel gelirleri düşen ve artan işsizlik tehdidi altında yaşam mücadelesi veren tekel işçilerinin bir de kazanılmış haklarının ellerinden alınmasına gelmiştir
Bütün bu gelişmeler; bugün ekonomik krizin pençesindeki Türkiye ekonomisinde, işsiz kalmamak ya da asgari ücretle güvencesiz bir statüde çalışmak seçeneği ile karşı karşıya kalan 10 binden fazla TEKEL işçisinin Ankara da dondurucu soğukta, her türlü tehdit, baskı ve şiddete rağmen yaşam kavgası için direnişlerinin trajik öyküsünün temel nedenini oluşturmuştur.
Aslında 17 Aralık’ta Ankara’da, dondurucu soğukta TEKEL işçilerine sıkılan biber gazı hepimize sıkılmıştır, indirilen her cop bize vurulmuştur. Ülkemizin varını yoğunu, yerli yabancı bakmaksızın satmaya yeminli yönetim erki, demokratik tepkisini gösteren tekel işçilerine gösterdiği tepki ile tüm çalışanlara gözdağı vermektedir.
Küresel yağmaya teslim olmuş, özelleştirmelerle birilerini zengin eden iktidarı, artık yüzünü oylarını aldıkları üreticilerimize, çalışanlarımıza çevirmeye, insanlarımızdan aldığı yetkiyi halkımızın zararına kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.
Her zaman emekten, özgürlükten ve bağımsızlıktan, kaynaklarımızın insanımızın adına kullanılmasından yana olan; üreten ve kalkınan, ürettiğini hakça paylaşan, içinde özgür ve onurluca yaşayacağımız ve her şeyi ile bizim olan ülke mücadelesi yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri olarak, en demokratik hakkını savunan TEKEL işçilerinin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Halkımızı olan bitenlerin nesnesi değil, öznesi olmaya çağırıyoruz.” (s)