Sınırın İki Yüzü

Sınırın İki Yüzü

Sınırın İki Yüzü

Sınırın İki Yüzü

Sınırın İki Yüzü
22 Temmuz 2015 - 09:28

* Taş Devri’ni yaşıyoruz. Ormanın, suyun, dağın ve yaşamın kaderini taşlar belirliyor. Istrancalar iki ülkenin ortak yaşam alanı. 2/3’ü Türkiye’de. 1/3’ü Bulgaristan’da. Sınırı bazı yerde Rezve (Mutlu) dere, bazı yerde de sınır taşları çizer. Tanrı Istrancalar için oldukça cömert davranmış. Dağ, deniz, göl, dere, kumul, orman ve mağara ekosistemleri iç içe.







Göksal Çidem


Yorum/Haber


Bulgaristan tarafı, yani taşın ve suyun öbür tarafı Istranca Doğa Parkı. Biyosfer Rezev Alanı, kısacası koruma alanı. Bulgaristan kısmında 1995 yılında kurulmuş olan Istranca Ulusal Parkı bütün Bulgar Toprakları’nın bin 161 km. si veya yüzde 1’ini kapsayan Bulgaristan’daki en büyük korunmuş alandır. 122 Habitat Türü onu Avrupa’da korunan alanlar arasında birinci sıraya yerleşir. 5 ayrı doğa rezervi, 14 korunmuş alan ve çok sayıda doğal anıt kurulmuştur. Istranca Tabiat Parkı’nın tüm arazisi Natura 2000 Uluslararası Ekoloji Ağı içindedir. Dolayısıyla Kuş ana göç yolunda olması nedeniyle Rüzgar Enerji Santralı kurulamıyor.


* “Komşuda yaban hayvanı, bizde kamyon”


Bizim taraf ise üretim alanı. Üretim demek, ağaçları keserek, kereste ve sunta fabrikalarına kamyonlarla taşımak. Karşı tarafta “Dikkat Yaban Hayvanı” uyarı levhalarının yanı sıra “Ağaç Kesmek”, “Kelebek Yakalamak”, “Çadır Kurmak”, “Avlanmak”, “Çöp Atmak Yasak!”. Çünkü Burası Istranca. Bizim Istrancalar’da ise “Dikkat Kamyon Çıkabilir” levhası…


* “Eller kesiliyor”


Bulgarlar Istrancalar’da daha çok doğanın sesini dinlerken, biz ağır iş makinaları, kamyonlar ve bazen de dinamit seslerini duyuyoruz. Orman Genel Müdürlüğü ise ağaçlara “Yağmur için Allah’a açılan eldir” diyor. Bir taraftan elleri kesiyor, kestiriyor, kesilmesini uygun görüyor. Aynı orman. Aynı dere. Aynı deniz. Aynı yağmurda ıslanıp, aynı kuşun ve aynı rüzgarın sesini duyuyoruz. Karşıya geçen yaban hayvanları huzurlu bir kış uykusu veya yaşam ortamını orada buluyor. Yolunu şaşırıp karşıya geçemeyenler ise, İstanbul’da boğaza iniyor, yüzüyor.


* Unesco Listesi’nde


Geçtiğimiz hafta Diyarbakır surları ve Hevsel Bahçeleri ile İzmir Efes UNESCO Miras Listesi’ne girdi. Istrancalar da yapılan Biyosfer Rezerv Alan çalışması için de her şey hazır. 2008-2009’da yapılan 130 bin hektarlık bir alanda çalışmalar yürütüldü. Alanda biyolojik çeşitlilik envanterleri yapılmış, sosyal değerlendirmeler gerçekleştirilmiş, alanın katılımcı bir yaklaşımla yönetim planlaması yapılmış ve proje sahasının Biyosfer Alan olarak kabul edilmesine yönelik bir adaylık dosyası hazırlandı. Sonuç ve akıbeti belli değil. Seçilmiş ve atanmışlara soruyoruz: Istrancalar için yapılan bu çalışmaların akıbeti nedir? Belli değil. Belli olan bir tek şey var, Ormanlar katledilecek, doğal yaşam yok edilecek, katledenler daha çok kazanacak.


* Biyosfer ve Çakıl Rezerv Alanları


2014-2015’te yürütülen Istrancalar’ın Ortak Koruma Projesi kapsamında Türk ve Bulgar STK Temsilcileri’nin karşılıklı ziyaret ve toplantıları sonucu 3 dilde hazırlanan rapordan öne çıkan tespitlerden biri de Bulgar tarafının Biyosfer Rezerv Alan olması, bizde ise çakıl rezerv alan olarak görülmesi olmuştu. O araştırma ve incelemenin sonucunda ortaya çıkan bazı önemli şöyle;


* Önem Listesi Belirlendi


- Longoz Ormanları’nın UNESCO’ya önerilmesi.


- Istranca Dağları Biyosfer Projesi UNESCO’ya teslim edilmeli.


- Istranca Dağları Natura 2000 Kuş Göç Yolları Ölçütü Adaylık Dosyası için hazırlanmalı.


- Longoz Ormanları’na Doğal Koruma Alanları Statüsü verilmeli.


- Kuş göç yolları üzerinde olduğu için Istrancalar’da RES kurulmamalı.


- Istrancalar’daki Vahşi Yaşam Koruma Alanları’na Statü kazandırılmalı.


- Trakya’nın ve İstanbul’un tek su kaynağı Türkiye’deki Istrancalar’da. Bu yüzden su kaynaklarını tehdit eden projelere izin verilmemeli.


* Tahribatın her çeşidi yaşanıyor


Karadeniz’in en doğusu Artvin’den, en batısındaki Kırklareli’ne kadar tahribatın her çeşidi yaşanıyor. Avrupa’nın en önemli 5 doğa alanından biri olan Istrancalar’ın daha fazla tahrip edilmeden, yaban hayatı yok olmadan, doğal varlıkların gelecek nesillerin yaşam kaynağı olarak kayıtsız şartsız koruma alanı ilan edilmesi, yapılacak en önemli yatırımdır.