Sağlık çalışanları 19-20 Nisan`da iş bırakacak

Sağlık çalışanları 19-20 Nisan`da iş bırakacak

Sağlık çalışanları 19-20 Nisan`da iş bırakacak

Sağlık çalışanları 19-20 Nisan`da iş bırakacak

Sağlık çalışanları 19-20 Nisan`da iş bırakacak
18 Nisan 2011 - 09:53

*Sağlıkçılar ve sosyal hizmet çalışanları 19-20 Nisan 2011 tarihlerinde
eylem düzenleyeceklerini ortak bir basın açıklaması ile kamu oyuna
duyurdu.

HABER MERKEZİ
Kırklareli, Edirne, Tekirdağ Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kırklareli Şube Başkanlığı 15 Nisan 2011 Cuma günü ortak bir basın açıklaması yaptı. Saat 17.00`da Eğitim-Sen Toplantı Salonu`nda gerçekleşen basın açıklamasına Kırklareli Tabip Odası Başkanı Dr. Halil Muhacir, Edirne Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Galip Ekuklu, Tekirdağ Tabip Odası Başkanı Dr. Serdar Sönmez, SES Kırklareli Şube Başkanı Sevinç Sayın ile Demokrasi Platformu Bileşenleri katıldı.
“Çok Ses Tek Yürek, Tek Ses Çok Yürek, Bu bilek bükülmeyecek!” isimli basın açıklamasını Edirne Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Galip Ekuklu okuyarak şunları kaydetti;
“Bildiğiniz gibi 13 Mart`ta bir başlangıç olarak miting yaptık. Bu, bir arada yaptığımız bir çığlık/uyarı,
moral günü, bir buluşma oldu.
Biliyorduk; duyurmaya yetmezdi, yetmedi. Daha önce de söylemiştik ama 13 Mart mitingi bir kez daha göstermiştir ki sağlıkçılar ve sosyal hizmet çalışanları, hekimiyle hemşiresiyle, diş hekimi eczacısı teknisyeni ve sağlık kuruluşlarındaki taşeron çalışanı ile iyi değil. Ne yazık ki mevcut sistemde ister istemez hastalarımıza zarar veren bir ortamdayız. Oysa sağlık hizmetinin bir önkoşuludur: Önce Zarar Verme. Herkesin ama herkesin iktidarıyla muhalefetiyle iyice düşünmesi gerekiyor, bizlerin de "dinlenmesi", sesini yükseltmesi ve ne yapacağını düşünmesi. İşte o nedenle sağlık çalışanlarına çağrımızdır, halkımıza duyurumuzdur: 19-20 Nisan`da çalışmayacağız. Hastalarımıza üzülerek söylüyoruz ki bakmayacağız/sağlık hizmeti sun(a)mayacağız. Açık söylemek gerekirse uzun bir süredir giderek artan oranda, gerçek anlamda sağlık hizmeti sunmak yerine sadece ve sadece hastalarımıza "bakmaya" zorlanan koşullardayız. Gerekçemiz ne?
Giderek kötüleşen çalışma koşulları, güvencesiz çalışma biçimlerine zorlanmamız, yapılan yasa, yönetmelik vb. düzenlemelerle yaratılan belirsizlik ortamı, yöneticilerin çalışanlara yönelik hürmetsiz ve halka hedef gösteren söylemi, kapıda bekleyen/durumu daha da kötüleştirecek yasa tasarıları, sağlık ortamının ticarileştirilmesi, piyasalaştırılması (Acil) Talepler ne?
Türkiye`de yaşayan herkesle ortak: insanca yaşamak istiyoruz; piyasaya düşürülmüş bir sağlık hizmetinin "oyuncusu", düşük ücretle/güvencesiz/uzun süre çalıştırılan bir "elemanı" değil, topluma adanmış mesleklerin onurlu üyeleri olarak görevimizi gelecek kaygısı olmadan yapmak istiyoruz. Sağlığın bir hak olduğu kabulüyle herkese sağlık, güvenli gelecek istiyoruz.
Öncelik sırası olmaksızın; iş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık, her türlü katkı-katılım payının kaldırılmasını istiyoruz. Bu talepleri kim istiyor/destekliyor?
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-DER), Devrimci Sağlık İş Sendikası (DEV SAĞLIK İŞ), Sağlık Hizmetleri Sınıfı Çalışanları Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanlarının Sözü (SÖZ-SEN), Sağlık Teknisyen ve Teknikerleri Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Tıbbi Laboratuvar Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜM RAD-DER), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Türk Eczacıları Birliği (TEB), Türk Hemşireler Derneği (THD), Türk Tabipleri Birliği (TTB).
Beklentimiz ne? Bu kurumların üyeleri başta olmak üzere bütün sağlık kurumlarında çalışan, emekli olan, eğitim alanlar, çocuklarını bin bir emekle, fedakarlıkla nasıl yetiştirdiklerini bilen anne-babalar, halkımız, hastalarımız, siyasi parti, sendika, dernekler ve kuşkusuz genel seçimlerde aday adayı/aday olan bütün sağlıkçıların katılımını, desteğini bekliyoruz. 19-20 Nisan`da kamu-özel bütün sağlık kuruluşlarına gelmeyerek, illerde duyurulan yerlerde yapılacak etkinliklere katılarak sağlık hakkına, herkese sağlık güvenli gelecek talebine, kendileri için iş güvencesi, gelir güvencesine sahip çıkmalarını arzu ediyoruz.
Nasıl olacak?
Bu eylem gerçek anlamda sorunları görmeyen, duymayan, algılamayanlara etkili bir uyarı olsun istiyoruz. Temel hedefimiz/kastımız hastalarımız olmadığına ve asla olamayacağına göre sağlık hizmeti vermeyeceğimiz bugünlerde olabilen en yaygın/katılımlı/görünür/duyulur etkinlikler yapmayı hedefliyoruz. Onun için her ilde kurumlarımızca açıklanacak saat ve yerlerde buluşulacak ve ortak etkinlikler düzenlenecek.
Kimi yerde ilin en işlek caddesi, kiminde sağlık müdürlüğü önü, kiminde bir sağlık kurumu bahçesi, Sağlık haktır diyenlerin/`müşteriye saygı" değil "insana değer verilsin" diyenlerin bir araya gelerek, yüreklerini ortaya koyarak seslenmesi olsun istiyoruz.
Kuşkusuz acil hizmetler için gerekli düzenlemeler sürdürülecek. Nasıl ki kimi zaman 9 gün süren bayram tatillerinde nöbet hizmeti sürüyor, işte öyle bir "tatil/bayram" olacak. Sağlıkçılar "dinlenecek", yapılan etkinliklerle yine duyulmaz görülmezse "gereğini yapmak" üzere sözleşecek, güçlenecek.
Bugünden başlayarak hastalarımıza her sağlık çalışanınca birebir duyuru yapılacak, gerekçeler açıklanacak. Çağrıcı kurumlar basın, siyasi parti, sendika, meslek örgütü, dernek vb. örgütlü yapıları ziyaret ederek bilgi verecek.
Etkinlik yasal mı?
Bununla ilgili hukuki görüş ektedir. Ama en önemlisi Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi`nde Perşembe akşam karar verip ertesi gün (1 Nisan) başlayan ve dün gece (5 Nisan) sonlanan grevin öğrettiği: Büyük çoğunluğun katılımıyla, sağlık çalışanlarının birlikte, birbirlerine güvenerek, ellerini sımsıkı tutarak, "birimize bile soruşturma açılırsa!" diyen dayanışma, Kısacası, biz bu işe yüreğimizi koyacağız. Basılmamış kitabın toplatıldığı bir ülkeye katkı sunacağımız kuşkusuz. Sizce binlerce yüreği toplatabilirler mi?
Ne yapacaklar?
Önümüzdeki günlerde bu etkinliği baltalamak için bizi birbirimize düşürmeye çalışabilirler; kurumlarımıza/örgütlerimize yönelik çeşitli "haberlere", engellemelere uğrayabiliriz. Bütün bunları aşan bir dayanışma ve birliktelik, sağduyu ile süreci başarıyla sürdüreceğimize eminiz. Hepimize kolay gelsin.”