Ruhumuzu okşayan tınılar

Ruhumuzu okşayan tınılar

Ruhumuzu okşayan tınılar

Ruhumuzu okşayan tınılar

Ruhumuzu okşayan tınılar
22 Aralık 2010 - 09:08

Satır Arası
                                         Merve Cankurt
                                mervecankurt@yesilyurtgazetesi.com



Kırklareli Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün derlediği bir organizasyon çerçevesinde Pazartesi günü; Atatürk’ün Kırklareli’ne ayak basışının 80. yıl dönümünde Klasik Türk Müziği notalarıyla güzel bir akşam geçirdik.
Sahnede adeta 4 kişilik dev bir orkestra vardı. İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Topluluğu’ndan 4 müzisyen, 2 solist eşliğinde toplam bir buçuk saat boyunca seyircilere kelimenin tam anlamıyla bir ziyafet yaşattılar. Konserde, Kanun, Viyolonsel, Ud ve Klasik Kemençe ustaları enstrümanlarını konuşturdular. Kırklareli halkı da bu ziyafete kayıtsız kalamadı ve şarkılara adeta bir koro edasıyla eşlik ettiler. Kanunda Göksel Baktagir, Klasik Kemençede Selim Güler, Viyolonselde Emrullah Şengüller, Udda Yurdal Tokcan vardı ve Solistler de Mehmet Akça ve Belgin Ahun’du.
Benim dikkatimi çeken bir şey de Göksel Baktagir oldu. Anımsıyorum, Kırklareli Kültür Merkezi kurulmadan önce Sevgili Göksel Baktagir konser vermek istemiş ancak uygun bir yer olmadığından dolayı bunu çok istediği halde yapamamıştı, en azından benim bildiğim kadarıyla. Ancak kendisiyle daha önce yaptığım röportajda, verdiği veya katıldığı her konserde gördüğümüz bir şey vardı. Yaptığı işe saygısı, sevgisi ve memleketine olan özlemi. Özlemi diyorum çünkü, Kırklareli dışındaki konserlerine katılma fırsatı bulamadım ancak Kırklareli’de verdiği konserlerde adeta devleşiyor. Dileyin özlemi deyin, dileyin memleketinde bulduğu rahatlık deyin. Memleketini ve sahneyi sahipleniyor; seyirciyi müziğine dâhil ediyor ve bir koro şefi edasıyla bundan büyük bir mutluluk duyuyor. Hal böyle olunca da ortaya doyumsuz bir müzik şöleni çıkıyor. Bir buçuk saat süren konserde seyircilerden de gözlemlediğim kadarıyla hiçbir kopma yaşanmadı ve hemen her şarkıda sahnenin karşısında büyük bir koro oluştu.
Göksel Baktagir ve doğup büyüdüğü topraklara ‘sanat’ diyerek her fırsatta koşan herkese hepimiz adına teşekkür ediyorum.