“Pancar Sektörü’nde geleceğin Yıldız Ülkesi olabiliriz”

“Pancar Sektörü’nde geleceğin Yıldız Ülkesi olabiliriz”

“Pancar Sektörü’nde geleceğin Yıldız Ülkesi olabiliriz”

“Pancar Sektörü’nde geleceğin Yıldız Ülkesi olabiliriz”

“Pancar Sektörü’nde geleceğin Yıldız Ülkesi olabiliriz”
11 Şubat 2013 - 09:35

04-05 Şubat 2013 tarihleri arasında Ankara Büyük Anadolu Otel’de Şeker-İş Sendikası’nın öncülüğünde Türkiye’nin çeşitli illerindeki sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, konunun uzmanları ve siyasilerin katılımıyla gerçekleştirilen “Şekerin Geleceği-Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz II”  konulu sempozyuma Kırklareli’den...













HABER MERKEZİ


04-05 Şubat 2013 tarihleri arasında Ankara Büyük Anadolu Otel’de Şeker-İş Sendikası’nın öncülüğünde Türkiye’nin çeşitli illerindeki sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, konunun uzmanları ve siyasilerin katılımıyla gerçekleştirilen “Şekerin Geleceği-Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz II”  konulu sempozyuma Kırklareli’den; Alpullu Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Orhan Saltık, Babaeski Ziraat Odası Başkanı Mehmet Atalay, Alpullu Pancar Kooperatifi yönetim Kurulu Üyesi Vedat Dal, Babaeski Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Türkay Topal, Babaeski Şoförler Cemiyeti Bşakanı Saim Kırcı, Pancar Çiftçisi Musa Balcı ve Trakya Birlik Yönetim Kurulu Üyesi Osman Dal katıldı.


 “Şekerin Geleceği-Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz II” konulu sempozyuma katılan Alpullu Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Orhan Saltık sempozyumda alınan kararlarla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:


“Ülkemizde kurumsal alt yapısı ve insan gücüyle, üretim potansiyeli ve yarattığı katma değerle şeker sektörünün mevcut üretim potansiyelinin değerlendirilmesi suretiyle ‘sektörde yıldız ülke’ iddiasını gerçekleştirmek adına dünya ile rekabet edebilirliği güçlü, ihracat potansiyeli yüksek ve şeker üretimini garanti altına alan endüstriyel bir yapının oluşturulması temel öncelik olmalıdır. Türkiye’nin en önemli endüstriyel yapılarından biri olan şeker sanayinin geleceğinin aydınlığa kavuşması adına geniş katılımlı, çalışanların ve kamunun da içinde yer aldığı “Üretici Bazlı Sektörel Kalkınma Modeli” için gereken yeni bir yol haritasının oluşturulmasına olanak sağlayacak hukuki alt yapının hazırlanması gerekmektedir. Nitekim sektörel yönetim modeli kapsamında; başta şeker pancarı üreticileri olmak üzere çalışanlar, hayvan yetiştiricileri, yan sanayi yöneticileri ve çiftçiden başlayan üretim prosesinin her aşamasında katkı yaratan paydaşların içinde yer aldığı bir katılım modeli ile Türk Şeker Sektörü dinamik bir işleyiş kazanacaktır. Bu perspektifle, Türkşeker özelleştirme kapsam ve programından çıkarılarak özerk bir yönetim yapısına kavuşturulmalı, teknolojik gelişme ve yenileme yatırımları konusunda imkan verilmeyen fabrikaların yeni yapı içerisinde rehabilite edilmesi için kendi yönetim yapılarına sorumluluk verilmesi gerekmektedir. Türkşeker bünyesindeki fabrikalar; sektörü bilen yönetici kadrolarıyla, uzmanlaşmış üretim elemanlarıyla, mühendislik ve teknik bilgisiyle, piyasa süreçlerine karar verme yetki ve sorumluluğu kriteri doğrultusunda ihracata dönük bir büyüme stratejisiyle yeniden örgütlenmelidir. Tarımsal kalkınmayla, endüstriyel gelişmeyi dengeli bir şekilde yürütecek bu strateji için, şeker fabrikalarının sosyal amaçlı üretim yapan tesislerine yatırım yapılması ve üretim şartlarının iyileştirilmesi gerekmektedir.  Bu yaklaşım, tarımsal destek politikalarıyla da teşvik edilmeli, bölgesel kalkınmanın etkin hale getirilmesi sağlanmalıdır. Tarımsal kalkınma, gıda sanayi, petro-kimya sanayi, maya, kozmetik, ilaç endüstrilerinin yanı sıra petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarına milyarlarca dolar harcayan ülkemizde cari açık sorununun çözümüne katkıda bulunacak alternatif ve temiz bir enerji kaynağı olan biyoetanol üretimi, şeker sanayinin yarattığı dolaylı etkiler gözetilerek teşvik edilmeli, düzenleyici tedbirler alınmalıdır. Sağlıklı gıda üretimine olan talebin hızla yükseldiği, dolayısıyla organik gıda endüstri ürünleri üretiminin önem kazandığı bugün; dünya ülkeleri nişasta bazlı şeker (NBŞ)  kökenli yapay tatlandırıcılar ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların sağlık boyutunu tartışmakla beraber yüksek fruktozlu mısır şuruplarına ilişkin insan sağlığını tehdit eden birçok saptama bilimsel raporlar vasıtasıyla ortaya konmaktadır. Bu sebeple Türkiye’nin sağlıklı gıda tüketimi için, sağlıklı şeker üretim potansiyelini her geçen yıl daha da daraltan NBŞ kotaları, pancardan şeker üreten AB ülkelerinde uygulanan seviyeye indirilmelidir.


Sonuç olarak; sektörde yıldız ülke olabilmemiz için şeker pancarı sektörünün bütün paydaşlarını bir araya getiren  “pancar çalışma grubu” adı altında, dünya ölçeğinde yaşanan gelişmeleri, olumsuz/tutarsız ve güncelliğini yitirmiş mevcut özelleştirme politikalarını yeniden ele alan ve bu çerçevede yeni bir şeker üretim stratejisi oluşturacak, gönüllülük temelinde bir yapının zaman geçirilmeksizin kurulması hedeflenmiştir.” (Savaş Eskici)