ÖZ-DE-BİR 25. yıl etkinliklerine Kırklareli’de devam etti

ÖZ-DE-BİR 25. yıl etkinliklerine Kırklareli’de devam etti

ÖZ-DE-BİR 25. yıl etkinliklerine Kırklareli’de devam etti

ÖZ-DE-BİR 25. yıl etkinliklerine Kırklareli’de devam etti

ÖZ-DE-BİR 25. yıl etkinliklerine Kırklareli’de devam etti
07 Mart 2011 - 18:35

* Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZ-DE-BİR) 25. yıl eğitim
etkinlikleri kapsamında Kırklareli’de Öğrenciler ve Öğrenci velileri ile
bir araya geldi.





HABER MERKEZİ

ÖZ-DE-BİR (Özel Dershaneler Birliği Derneği) 25. yıl eğitim etkinlikleri kapsamında 05 Mart 2011 Cumartesi günü Kırklareli Üniversite (KLÜ) Rektörlüğü Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda ilk olarak öğrencilere ‘Hayatta ve Sınavlarda Başarı ve Mutluluk’ ile ‘Kimler Kazanıyor, Kimler Kaybediyor’ konulu konferans verildi.


Konferansta açılış konuşmasını yapan Fen Bilimler, Çizgiüstü Özel Şube Müdürü Maral Burcu Karagören, eğitimin eğitenle eğitilenin karşılıklı dönüşümü olduğunu, karşılıklı dönüşümün olmadığı eğitimin ise zulüm ve dayatma olduğunu belirtti.

Karagören; Giydirilen bilgiler yaşantı içermediği için ısmarlanmış kimliklere dokunma, teğet geçer. Temas kurulmamış kimlikler ise teğel yerlerinden atar,  parçalanır. Karşılıklı dönüşüm diğer bir değişle karşılıklı gelişme iletişime açık olmayı gerektirir. İletişime açıklık eğitenle eğitilenin doğruyu, güzeli, haklıyı birlikte aramaya hazır olması anlamına gelir. Toplantımız bu hazırlığın önemini vurgulayan yaşantıları dile getirir.
Bir ülkenin geleceğe taşınabilmesinin ana unsurlarından bir tanesi şüphesiz o ülkeyi geleceğe taşıyacak insanlara hayat vermektir. Kişisel hayat basmakalıp düşüncelerin ve  ucuz çözümlerin uzağında kalıp kendi ruhunun efendisi olmaktır. Sadece kendiliğini koruyan iç dünyalarda coşku ve umut vardır. Coşku ve umut içinde edinilmeyen bilgi yılgınlığı doğurur. Kanımca toplantımız coşku ve umudun haritasını anlatacaktır.
İnsan ve dünyanın güzelleşebileceği umudu yaşadığımız topraklara kendimizden bir şey katabilmenin, sahip olmaya çalıştığımız yüksek değerleri yaşayabilme gücünün önkoşuludur. Umudu karartmadan katedilen yollar keşiflere gebedir.
Eğitim eğen, büken, öğüten bir değirmen değildir. Eğitim insana dair bir olanağın üstünü açan süreçtir. Evrendeki varlıklar içinde sadece insanın sahip olduğu bu olanak, insanın kendi var oluşunu seçebilmesidir. İnsan kendini seçen yapılandıran ve anlam veren tek varlıktır.
Bu anlamda eğitim kişinin seçimlerine yol gösteren rehberdir. Seçebilen varlıklar olarak kendimizi yapılandırmaktayız, kendimizi bulmaktayız. Seçebildiklerimizin sayısı özgürlüklerimizin sınırını çizmektedir. Çünkü her seçim doğumdur. Aynı zamanda her seçim vazgeçtiklerimin ölümüdür. Bilgi doğmakla ölmek arasındaki ayrımın kavranışıdır. Özgürlük seçebildiklerimizin sayısı ile ilgili iken cesaret seçebilme gücüyle ilgilidir. Cesaret korkaklık değildir, gözü karalılık da değildir. Cesaret kişilerin koşullarını ve sınırlarını değerlendirebilmesidir. Bilgi olmadan bu değerlendirme geçekleşemez. Bugün burada olmayı seçtik çünkü geleceğin doğumu buna bağlıdır. Cesaretinizden dolayı hepinizi kutluyorum” dedi.

Fen Bilimleri Dershanesi ÖZ-DE-BİR ikinci başkanı Nazmi Erkan, ÖZ-DE-BİR’in bu yıl 25. kuruluş yıl dönümü olması münasebetiyle farklı dershanelerden oluşan yönetim kurulu ile bir araya gelerek öğrencilerle ve öğrenci velileri ile bir araya gelmeyi seçtik. Biz bu kuruluş yıldönümü etkinliğimizi Türkiye çapında yapıyoruz. Ege’den başladık Karadeniz, Maramara ve diğer illerden sonra Trakya’ya geldik. Kırklareli öncesinde Çanakkale ve Edirne’de bulunduk” dedi.
ÖZ-DE-BİR’in Çağdaşlığa, Laikliğe ve Cumhuriyete bağlı bir kuruluş olduğunu belirten Erkan, çok anne ve baba ile bir arada olduklarını ve çok şey paylaştıklarını söyledi.
Erkan; “Şimdiki çocukların ne stresi var ne heyecanı. Stres ve heyecanın olmaması çocukları ateşe atabilir. Azı karar çoğu zarar olan stres ve heyecanın biraz da olsa olması gerekir. Stres çok kötü bir şey değildir. Kaygı ve korku en çok annelerde başlıyor. Çocuklarımızla kaygı ve korkuyu paylaşmayalım. Doğal olun lütfen. Çocuklar buradan çok iyi duygular ile ayrıldı umarım sizde aynı duygular ile ayrılırsınız” dedi.

Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Hasan Yılmaz ise ilk yapılan programda öğrencilere hayatta ve sınavlarda başarı ve mutluluk konusunda ‘Kimler kazanıyor, kimler kaybediyor”u anlattığını belirterek, günümüzün değişen konularında anne ve baba rollerinin yeniden değerlendirilmesi hususunda ‘Hayata ve sınavlara hazırlanan çocuklarımıza verebileceğimiz psikolojik destek konusunu anlattı.

Doç Dr. Yılmaz, anne ve baba olmayı çocuklardan öğrendiklerini belirterek, çocuklar büyürken görülmeyen yaşamı gördüklerini söyledi.
Cebine para koymakla, okula ve dershaneye göndererek çocuk büyütülmeyeceğini ifade eden Doç. Dr. Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Sizlere içinden gelmeyen bir şeyi kesinlikle anlatmıyorum. Bu ülkede 40 tane atın koştuğu altılı ganyandaki atların özelliklerini bilerek çocuklarının hangi okula, kaçıncı sınıfa gittiğini bilmeyen çok insan biliyorum. İş kolik olarak ailesi ile çocukları ile ilgilenmeyen vakit geçirmeyen, çocuklarını 10 dakika çekemeyen çok insan gördüm. Öyle zengin insanlar gördüm ki çocuklarına bütün mallını mülkünü bırakıp yönetemeyen insanla tanıyorum. Çocuklara bırakacağımız en güzel miras onların eğitimidir. İçinde buluğumuz yüzyılın bazı özelliklerini söyleyeyim sizlere. Hızlı toplumsa değişme, hızlı teknolojik gelişme, iş hayatının değişmesi, nüfus hareketleri, aile yapısının değişmesi, suç işleme eğiliminde artış, vasıflı insan gücüne duyulan ihtiyaçtaki artış ve değer hükümlerindeki değişmelerdir.
Sevgili aileler anneler ve babalar uyuşturucu madde kullanımı artık ikinci sınıfa kadar indi. Uyuşturucu tacirliğin yapılan en yaygın yerler eğitim kurumları oldu. amacım sizlere karamsarlık yaratmak değil” dedi. (ue)