Otizmi müzikle yenecekler

Otizmi müzikle yenecekler

Otizmi müzikle yenecekler

Otizmi müzikle yenecekler

Otizmi müzikle yenecekler
22 Haziran 2010 - 09:14

Tekirdağ Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'nde müzik aleti çalmayı öğrenen çocuklar, hayata farklı pencereden bakmaya başladı. Vurmalı çalgı, piyano, gitar ve bateri çalmaya başlayan öğrenciler, bir yıl sonra konser verecek

 


Merkez Müdürü Dinçer Dönmez, otizmin, 3 yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, etkileşim ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan yaygın bir gelişimsel bozukluk olduğunu söyledi.
Otistik çocukların eğitiminin çok zor olduğunu ifade eden Dönmez, ''Bu çocuklar sadece uygulayarak öğrenebiliyor. Bir şeyi öğrendiklerinde de o işi eksiksiz yapar. Ama eğitimi çok büyük sabır gerektiriyor'' dedi.
Otizmin günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluklardan olduğunu ve her 150 çocuktan birinin otistik olduğunu bildiren Dönmez, şunları kaydetti;
''Yapılması gereken tek şey sabırlı bir eğitim. Ailelerde de çevredeki en büyük sorun bu rahatsızlığı kabullenememek. Otizm olan bir çocuk 3 yaşından itibaren eğitime başlamalı. Merkezimizde 2 öğrenciye bir öğretmen düşmekte. Burada öğrencinin tuvalete gitme, diş fırçalama, el yıkama gibi öz bakımlarının yanı sıra her türlü eğitimi vermeye çalışıyoruz. Okulda bütün eğitimler ücretsiz olarak verilmekte. Servislerle evlerinden alınan çocuklar yine evlerine bırakılmakta. Amacımız Tekirdağ'da örgün eğitim çağındaki otizmli bireylerin tüm eğitim imkanlarından azami yararlanmasını sağlamak, eğitimde fırsat eşitliğini tam olarak sunmak.''
* Fazıl Say örneği
Psikoloji mezunu olduğundan çocukları çok daha iyi anlayabildiğini belirten Dönmez, okuldaki bütün eğitmenlerin otizm üzerine eğitim aldığını kaydetti.
Yaptıkları araştırmalarda İstanbul'da bir okulda otistik çocukların müzikle eğitildiklerini gördüğünü ifade eden Dönmez, bunun üzerine nisan ayında okulda yardım severlerin katkılarıyla bir müzik odası oluşturduklarını bildirdi.
Burada ilk olarak müzik öğretmeninin çeşitli aletle müzik çaldığını, bir süre sonra otizmli çocukların hangi müzik aletine ilgi duyuyorsa o alete dokunmaya başladığını anlatan Dönmez, şu şekilde devam etti:
''İlk aşamada müzik öğretmeniyle birlikte ritim tutan öğrencilerimiz şimdi çalınan müziği daha doğru tepkiler vermeye başladı. Şu anda müzik eğitimine 25 çocuk katılıyor. Müzik odasında vurmalı çalgılar, piyano, klasik ve elektronik gitar ile bateri bulunuyor. Özellikle bir çocuğumuz bateride çok iyi. Çalışmalarımıza Güzel Sanatlar Lisesi'nde eğitim gören çocuklar da destek veriyor. Önümüzdeki yıl normal öğrencilerle birlikte bir konser vermeyi planlıyoruz. Ünlü piyanist Fazıl Say da otizmdir. Ama bunu bilmeyenler anlamıyor. Bizim de merkezimizden Fazıl Say'ların yetişebileceğine inanıyorum.''
Müzik eğitiminin faydalarını görmeye başladıklarını bildiren Dönmez, böylece çocukların kaygılardan kurtularak, stres attığını ve çevresine zarar vermediğini belirtti.
* Kendisini otistik çocuklara adadı
Okul Aile Birliği Başkanı olan Muhterem Yıldız ise oğlunun otizm olduğunu öğrendikten sonra kendini otistik çocukların eğitimine adadı.
Şu anda 10 yaşında olan çocuğu ile birlikte her gün okula gelen Yıldız, burada gönüllü olarak okulun her türlü işiyle ilgileniyor. “Okuldaki bütün çocuklar benim öz evladım'' diyen Yıldız, onların iyi olması için büyük çaba gösterdiğini belirtti.
Konuşamayan oğlunun kalbiyle iletişim kurduğunu, onun en ufak hareketinden bile ne hissettiğini anladığını söyleyen Yıldız, ''Bazen oğlumla kol kola girip bütün Tekirdağ'ı geziyoruz. Ama insanların bizlere küçümser gözlerle bakmasından, otobüs yolculuklarında problem yaşamaktan bıktık. Halkın bizlere yardımcı olmasını bekliyoruz'' dedi.
Oğlunun bu okula gitmeden önce hiç konuşamadığını, aldığı eğitimle birlikte bazı kelimeleri söylemeye başladığını bildiren Yıldız, şöyle konuştu:
''Oğlum yaşının büyümesine rağmen konuşmuyordu. Sonra doktora götürdük. Kulak ve boğazında problem olduğunu söylediler. Oğlumun ameliyat geçirmesinden bir süre sonra otizm nedeniyle konuşmadığını öğrendik. Sonra oğlumu bu okula getirmeye başladım. İlk yıllar benim yanımdan hiç ayrılmıyordu. 4 sene sonra ben olmadan öğretmenleriyle sınıfta kalmayı öğrendi. Şimdi bazı kelimeleri de söylüyor. Oğlumun ağızından bir kaç kelime de olsa duyabilmek beni çok fazla mutlu ediyor. Ben kendimi otistik çocukların eğitimine adadım. Bütün zamanı okulda geçiyorum. Burada eğitim gören bütün çocuklar benim evladım. Hiç birini ayırmıyorum.'' aa