ORTAK AKIL

ORTAK AKIL

ORTAK AKIL

ORTAK AKIL

21 Ağustos 2013 - 09:05

Bir elde farklı beş parmak

 


 


Özkan Başaran



Farklılıklarda ayrılmak yerine, benzerliklerde buluşmak kime ne zarar getirir?
Bir elin beş parmağı bir birine benzemez. Ancak, bir birine destek olurlar.
Aynı elin parmakları farklı da olsa, bir iş yapmak için beraber hareket ederler.
Örneğin, bir ağırlığı kaldıran elimiz farklı parmakların gücünü birleştirmesiyle hareketi tamamlar.
Vücudumuz bir bütündür. Ama hiçbir organımız bir biriyle bire bir eşit değildir.
İki gözümüze bile dikkatli bakarsak, mutlaka farklılıklar buluruz.
Aynı amaç için bakan gözler farklı açılardan görürler.
Gördükleri alanların başka olduğunu birini kapayıp, öbürüyle baktığınız zaman daha iyi anlarsınız.
Resmi bütün olarak görmek için iki gözün de açık olması gerekir.
İki farklı açı, resmin bütününü tamamlar.
Bu ayrılıkların ortak amaçlar için çalıştıklarının farkında bile olamayız.
Bir ömür boyu bünyemizdeki bu farklılıklar aynı amaçlar için nasıl da işbirliği içindedirler.
Birçok farklı uzvumuz ahenk içinde çalışmasaydı, bünyemiz yaşamaya devam eder miydi?
Her bir organın farklı görevi var. Amaçları ise, o bünyeyi sağlıklı yaşatmak.
Bu mucizevî makinenin ihtişamını derinlemesine düşünmeden yaşar gideriz.
Kendimize şöyle dönüp bir baksak ve derin derin düşünsek. Vücudumuzdaki organların sessizce ve uyumlu çalışmasından çıkarılacak o kadar çok ders ve güç birliği yapmak için alınacak birçok örnek buluruz. 
Neden, insanoğlu farklılıklarda ayrılmaya meyillidir?
Neden, benzerliklerde bütünleşmeyi bir türlü beceremez?
Vahşi kapitalist düzenin kurduğu acımasız sistem yüzünden.
Paranın en büyük güç olduğu beyinlere kazınmıştır.
Güçlünün haklı olduğu, adalet sistemine yansımıştır.
Emek, değersizleştirilmiş, örgütlenme engellenmiştir.
Farklılıklar da ayrışmaya “Milliyetçilik” denilmiştir.
Benzerliklerde bütünleşmeye “Komünistlik” denilerek kitleler ürkütülmüştür.
Milliyetçilik; kutsanmış, Komünistlik; karalanmıştır.
Ayrılıklar kaşınarak savaşlar çıkarılmış, toprak kavgaları için kan ve gözyaşı sel gibi akarken emperyalist güçler vampirleşmişlerdir.
Sınır kavgaları için silahlanma yarışı pompalanmış, vahşi kapitalizmin patronları savaşlar çıkartarak kan üzerinden ticareti moda haline getirmişlerdir.
İnsan onurunu ayaklar altına alan Vahşi kapitalist düzen, emekçiyi ezmiş sendikalaşmayı pasifleştirmiştir.
Vahşi kapitalist düzen, Toplumsal tepkileri kalkışma olarak kabul etmiş, kitlelerin ortak amaçlarda birleşmesini ölçüsüz güç kullanarak engellemiştir.
Aslında Gücünün farkına varan duyarlı insanların oluşturduğu büyük kitlelerin durdurulması mümkün değildir.
Bir tonluk bir boğa gücünün farkına varsa, kendini ahıra bağlatır mı?
Yıkar, döker ve kendini kurtarır.
Çünkü birleşen güçler engel tanımaz.
Yeter ki, farklı unsurlar birleşik gücünün farkına varsınlar.
Amaçlar aynı ise, farklılıklar bütünleşmeye engel olamaz.
Ezilenlerin yeri sağın yanı olamaz. Sağın ortaklaştığı siyaset, sermaye’dir.
Ezilen emekçilerin yeri, Sol’un yanıdır.
Sosyal Demokrasi’nin beslenme kaynağı da, Sol Siyaset’tir.
Sosyal Demokratların ortak siyaseti de insanı merkeze almaktır. Farklı düşüncede olan emekçileri aynı saflarda birleştirmektir.
İşe şöyle başlayalım. İlk etapta, Bir eldeki farklı beş parmak gibi birleşelim.
Sonra bir bünye gibi bütünleşiriz.
 Nazım Hikmet’in dediği gibi; Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.