Ortak Akıl - Yılların Koca Çınarı Devrilir mi?

Ortak Akıl - Yılların Koca Çınarı Devrilir mi?

Ortak Akıl - Yılların Koca Çınarı Devrilir mi?

Ortak Akıl - Yılların Koca Çınarı Devrilir mi?

16 Eylül 2013 - 09:18

Özkan Başaran







Demokrasimizin gelişmesi için, daha çok bedel ödememiz gerekecek.


2013 yılı başladığından bu yana, neredeyse her gün bir eylemle karşılaşıyoruz. 


Sıkıntıların sokağa  yansıması, bir şeylerin yolunda gitmediğinin habercisi.


İnsanlarımızın eylem halinde olmalarını, birkaç marjinal grubun sokak muhalefeti olarak göremeyiz.


Demokrasi kurallar rejimidir. 


Hak aramak için meşru eylem yapmak da, anayasamızın önde gelen maddesidir.


Susmak ve olanı biteni kabullenmek, demokrat toplumların davranış biçimi değildir. Tepkisiz toplumlar, ezilmeye mahkumdurlar.


Demokrasiler geliştikçe, toplumlar tepkiselleşirler.


Tepki gösterme refleksinin yüksekliği, o toplumun eğitim düzeyi ile doğru orantılıdır.


Demokrasisi gelişmiş toplumlarda, iktidarın en küçük bir yanlışlığını bile yüzbinler protesto eder.


İleri Demokrasilerdeki  Siyasi İktidarlar, Muhalefetin görüşüyle kararlar alırlar.


Kendi ideolojik siyasetini dayatamazlar.


Çünkü, Toplum katmanları reflekse hazır ve  eylem için tetikte bekler. 


Yöneten ile yönetilen arasındaki  Otokontrol’un dengesi de sokaklardır.


Sokaklar sakinse, o ülkede herşey yolundadır.


Eğer sokaklar huzursuzsa, siyasi iktidar kendini sorgulamaladır.


Bir ülkede bir partinin kahir ekseriyetle iktidar olması, azınlığın düşüncelerinin alınan kararlarda saf dışı bırakılması anlamına gelmez.


Sandığa giden seçmenin %50’sinin tercihi olmak, kalan %50’nin yanlış karar verdiğini  de göstermez.


Zaten mesele, kalan %50’nin düşüncelerine değer verilip verilmediğidir.


Demokratlık demek, size destek vermeyenlerin haklarını sizden yana olanlardan çok daha fazla kollamak demektir.


Sizden olmayanları ötekileştirmek, sonunuzun başlangıcını hazırlamaktır.


Demokrasisi gelişmiş toplumlara bakın. En küçük bir olaydan bile bakanlar istifa ediyor.Bir yanlış uygulamaya, Muhalefetin sesi kesilmiyor. Sokalar dolup taşıyor. Hayat duruyor. Ve İktidar, geri adım atmak zorunda kalıyor.


Siyasi iktidarlar icra makamıdır. İntikam alma ve hesaplaşma yeri değildir.


Hizmet ederken toplumsal dokunun çok dikkate alınması gerekir. 


Kimin kiminle olacağına, neyi nasıl yapacağına müdahale edilemez. Buyurgan tavırlarla özel hayatlara sınırlama koymak, bir kesimi öfkelendirir.


Her toplumun kendine göre bir yaşam biçimi vardır. Özel hayatlara müdahale eden icraatlar, o toplumun bazı katmanlarında büyük rahatsızlıklar oluşturur.


Alışılmış yaşam biçimleriyle oynayan kararlar, iktidarların yaptığı olumlu icraatları da unutturabilir.


Bir küçük eksi, bütün artıları yok edebilir.


Baskıcı Rejimlerin en büyük handikapları, Korkuyla yönetme anlayışıdır.


Korkutarak baskı kurmak, bir kitleyi belli bir süre etkileyebilir. Ancak, bir gün bir yerde de patlak verir. Patlak büyür büyür ve büyük bir gedik olur.


Çünkü, Baskıyla hiç bir toplum sonsuza kadar esir alınamaz. 


Her gün bir kısım insanı karşınıza alırsınız. Sonuçta, öfkeyi örgütlersiniz.


Yasaklar çözüm olmaz. Yasaklar, merakları pompalar. Ne kadar yasaklarsanız, o kadar meraklandırırsınız. 


Yasakladığınız şeyler, daha çok yapılır. Serbest bırakacaksınız. Özgürlükleri kısıtlamayacaksınız. 


Korkularla yönetilen toplumlar, kabuğunu kırana kadar boyun eğmiş gibi görünebilirler.  Ancak, İçten içe de bilenirler. 


Yaydığınız korkular yüzünden insanlar sizin yanınızda görünüm vermek için tiyatro yaparlar. İşin düğüm noktası da, Sizden yana olanların yanıltıcılığıdır.


Yanınızda sandığınız ve en güvendiğiniz fakat hiç önemsemediklerinizin ihaneti sizi devirmeye yeter.


Ağaç kurdu çok küçüktür. Yanına yaklaşırsanız “kırt, kırt, kırt” diye sesler duyarsınız. 


Ne fırtınalar görmüştür, ne sıcaklar ve ne soğuk kışlar görmüştür de yıkılmamıştır, Koca Çınar.


Ama içindeki birkaç küçük kurtçuk, her gün biraz kemirmiştir onu içten içe.


Bir gün gelir büyük bir gürültüyle, Koca Çınar devrilir. 


Dışardan baktığınızda hiçbir şey göremezsiniz. Fakat, birşeyler duyarsınız.


 Ulu Çınarın içinden gelen“Kırt, Kırt, Kırt”seslerini duyarsınız.


Küçük Kurtçuklar sabırla çalışmıştır.


Yılların deviremediği Koca Çınar  Devrilmiştir.