ORTAK AKIL- Kazanmak için önce kaybetmek gerek

ORTAK AKIL- Kazanmak için önce kaybetmek gerek

ORTAK AKIL- Kazanmak için önce kaybetmek gerek

ORTAK AKIL- Kazanmak için önce kaybetmek gerek

01 Kasım 2013 - 09:07

Özkan Başaran



















Partilerde Aday Adayı bolluğunun yaşandığı yerel seçim öncesindeyiz.


Birçok kişi aday olamayacağını bile bile yarışa katılıyor.


Çünkü önümüze 3 sandık gelecek.


Yerel seçimden sonra Cumhurbaşkanlığı, ondan sonra da Milletvekili Genel Seçimi var.


2015’e kadar ülkemiz seçimle yatıp seçimle kalkacak.


Olursa, Anayasa Referandumu da çabası.


Önümüzdeki dönemde ardı ardına yapılacak bu seçimler, Yerel seçimde Aday Adayı olup da kendini tanıtanlar için altın fırsatlar.


Siyaset uzun soluklu ve zor bir zanaat.


Tanıtım da, siyasetçi için en önemli etken. 


Bilinirlik olmadan bir yerlere soyunmak siyasetçi için büyük handikap.


Tanınmanın avantajı insanları siyaseten bir yerlere taşıyabilir.


Yerel seçimlerde aday bolluğunun en önemli sebebi de tanınma ihtiyacı.


Aslında, Emek sarf etmeden bir yerlere gelinmez.


Tanınırlık mı, Emek mi? Şeklinde bir değerlendirme yapacak olursak, 


“Emek” öne çıkacaktır.


Çünkü, tanınmak için Emek gerek. 


Zaten bir insanın ismi markalaşıyorsa, ya bir özelliği vardır, ya da bir güzelliği.


İsmin toplum nazarında yükselmesi o kadar zordur ki, bazen uzun yıllar bile buna yetmez.


30 yıldır küçük bir Bakkaliyeyi çalıştırıyorum. Bundan 10 yıl önce, başka bir mahalle kahvesinde sohbet ederken hiç kimsenin beni tanımadığını öğrenince çok şaşırmıştım. Oysa, sadece mahalle sakinlerim beni tanıyormuş.


Geçen gün CHP Babaeski Belediye Başkan Adayı Av. Haluk Tezsezer ile sohbet ederken bu konuya örnek olacak bir şey de o anlattı.


İlk döneminde Belediye Başkanı olduktan bir kaç yıl sonra bir sohbette vatandaşın biri merhum Başkan Gündüz Onat’ı Belediye Başkanı olarak bildiğini söyleyince, o da çok şaşırmış.


O kadar seçim kampanyaları geçiyor. Belediye Başkanı oluyorsunuz, ama sizin yıllar sonra bile Belediye Başkanı olduğunuzdan haberi olmayanlar çıkabiliyor.


Siyaseten tanınmanın ne kadar zor ve önemli olduğunu anlatmaya çalışmamın sebebi başarının anahtarının bilinirlikten geçtiğini vurgulamak.


Şimdi, Aday adayı bolluğuna gelelim. 


Bir partiden Aday Adayı olursunuz ama Aday olmanız çok zordur. 


Neden zordur?


Çünkü partilerin aday belirleme yöntemlerinin tamamı tanınmayla direk ilgilidir.


Diyelim ki, Anketle Aday belirlenecek. Halk tanımadığı birini beğenir mi?


Eğilim yoklaması yapılacaksa, Bir parti Örgütü tanımadığı birine adayımız olsun der mi?


Ya da Üyelerin eğilimi ile aday belirlenecek olsa yine tanınmak çok önemlidir.


Tanınmak başka, bilinmek başkadır.


Tanınmak, Adayın geçmişindeki bıraktığı izlerle ölçülür.


Bilinmek ise, yüzeyseldir. İsminiz bilinir ama karakteriniz hakkında fikir sahibi olunmayabilir.


Koltuk insanları şaşırtabilir. Değiştirebilir. Bambaşka biri olabilirsiniz.


Bu noktada iyi kötü günler geçirilen kişilerin göreve geldiğinde neler yapabileceği geçmişinden bellidir.


İyi veya kötü, daha önce Yapılanlar, yapılacakların teminatı olarak değerlendirilir.


Söylenilen her söz karşısına bir gün çıkar. Yapılan iyi veya kötü her şey de karşınıza çıkar.


Aday olmak için Aday adayı olanlar için bu değerlendirmeleri yapabiliriz.


Bir de tanınmak için aday adayı olanlar var.


Parti içinde bazı konumlara gelmenin kapısını aday adaylığından geçtiğini düşünerek başvuru yapanlar var.


Milletvekili Adaylığı için Yerel Seçim’de Aday Adaylığı’nı tanınma fırsatı olarak görenler de var.


Bazı aday adayları Adaylığı kaybederken, ilerde Milletvekili Adaylığı’nı kazanabilirler.


Bazıları İlçe Başkanlığı, Bazıları İl Başkanlığını kazanabilirler.


Bazıları da bazı kurumların başına gelmede merdiven olarak kullanabilirler.


En kötü ihtimalle tanınma gibi bir avantaj kazanırlar.


Adaylık yarışını bir kişi kazanacak diğerleri de kaybedecektir.


Dolayısıyla Aday Adayları’nın büyük çoğunluğu bilerek ve isteyerek, kazanmak için kaybetmeyi göze alırlar.