“Onu sevmek, hatırlamak, anmak ibadettir”

“Onu sevmek, hatırlamak, anmak ibadettir”

“Onu sevmek, hatırlamak, anmak ibadettir”

“Onu sevmek, hatırlamak, anmak ibadettir”

“Onu sevmek, hatırlamak, anmak ibadettir”
07 Şubat 2012 - 09:33

Peygamber Efendimizi Anma Programı’na yoğun ilgi

HABER MERKEZİ


Alemlere rahmet olarak yaratılmış olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V.) dünyaya geliş gecesi nedeni ile 03 Şubat 2012 Cuma günü Lüleburgaz ve 04 Şubat 2012 Cumartesi günü Edirne’de düzenlenen konferansların üçüncüsü 5 Şubat 2012 Pazar günü Kırklareli’de verildi.


Türkiye Gazetesi’nin Kırklareli ve Edirne Temsilcilikleri tarafından saat 20.00’da Kırklareli Rektörlük Kültür Merkezi Salonu’nda düzenlenen konferanslara yoğun bir katılım gerçekleşti.


Sunuculuğunu Murat Baltalı’nın gerçekleştirdiği programda ilk olarak Hafız-ı Kurra Mehmet Selim Özgül Kuran-ı Kerim Tilaveti seslendirdi. 


Ardından geceyi tertip eden Araştırmacı-Yazar, İhlas Holding, İhlas Pazarlama ve Türkiye Gazetesi Edirne ve Kırklareli Temsilcisi Bayram Bıyıklı bir açılış konuşması gerçekleştirdi.


Bayram Bıyıklı konuşmasında bu geceyi ihya ederken Türkiye Gazetesi’nin katkıları ile birçok konuda bilgi paylaşımı için ünlü ilim adamlarını Kırklareli’ye getirdiklerini söyledi.


Bayram Bıyıklı’nın konuşması sonrasında Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil konferansın ilk bölümü için sahneye davet edildi.


Prof. Dr. Şimşirgil konuşmasına “Peygamber efendimiz yaratılmamış olsaydı. Felekler, alemler hiç birimiz olmayacaktık. Dünyaya bizler geldiysek, bu alemler yaratıldıysa hep onun hürmetine olarak varız” sözleri ile başladı.


* “Onu her zaman anmalıyız”


Daha sonra peygamber efendimiz için düzenlenen “Kutlu Doğum Haftası” programlarına dikkat çeken Prof. Dr. Şimşirgil şunları kaydetti;


“Onu sevmek, hatırlamak, anmak ibadettir. Son 15 yıldır, maalesef peygamber efendimizi hicri değil, kameri aylara göre anmak, “Kutlu Doğum Haftası” şeklinde tertiplemek çıktı. Bu programlara beni de davet ediyorlar. Konuşuyorum. Onu anlatmak istenildiği zaman gitmemek mümkün değil. Gittiğim yerlerde söylüyorum. Neden Mevlit Gecesi’nde değil de, Kutlu Doğum Haftası, bunu anlamıyorum. Diğer taraftan da korkuyorum. Çok sayıda Kandil Gecesi var. Hangisi kameri aylara göre yapılıyor. Hepsi Hicri Takvim’e göre yapılan, öyle yapılması sünnet olan hususlardır.


İlerde insanlar, “Ecdadımız bunu yıllarca güneş yılına göre yaptılar” deseler. “Diğer kandilleri de böyle yapalım. Ramazan’ı da bir bahar gecesine denk getirelim” derlerse bu işin nereye varabileceğini tahmin edebiliyor muyuz?


20 Nisan haftası geldiğinde tüm Türkiye’de kutlama yapılıyor. Onu anmak her zaman güzel ama bir haftaya denk getirme, onu ayrı ayrı zamanlarda yaparsan anlarsın, ama tüm Türkiye aynı zamanda yapılıyor.”


* “Tarihimize ciddi bir saldırı var”


Konuşmasının büyük bir bölümünü “Osmanlı İmparatorluğu” döneminde İslam’a ve peygambere gösterilen saygı ve verilen hizmetlerden örnekler ile gerçekleştiren Prof. Dr. Şimşirgil şu ifadelere yer verdi; 


“Tarihimize son 250 yıldır ciddi manada bir saldırı yapılıyor. Bir iftira kampanyası başlatıldı. Bunlar boşuna değil. Bunların bir hedefi var. Bu milletin dinini, imanını namusunu, inancını yıkmak,  baltalamak ve yok etmek üzere bir oyun içerisinde olanlar var. Bu oyunları günümüzde ileri dozda yapıldığını hep beraber yaşıyoruz.


Efendimizin siyasi bir hedefi vardı. Costantina Polis mutlaka feth edilecek. Onu feth eden komutan ne güzel komutan, onu feth eden asker ne güzel asker, peygamber efendimizin vefatının üzerinden 40 yıl geçmeden İslam orduları binlerce kilometreyi aşarak İstanbul önün geldiler. O müjdeye nail olabilme için geldiler”


* “Tarih şuuru bizlere unutturmak isteniyor”


Tarihte padişahların ileri bir tarih şuuruna sahip olduklarını belirten Prof. Dr. Şimşirgil Tarih şuuruna bu kadar bağlı çok sayıda devlet olduğunu belirterek; “Sen devletini yüz yıllık bir devlet olarak görürsen maydanoz devleti gibi, maydanoz olursun. Biz tarihimiz neredeyse baştan sona silerek geldik. Sanki 100 yıllık bir toplumuz. Biz yüksel atlamacı atlamadan önce üç metre geri çekilir. Ne kadar geriyi bilirsen o kadar ileriye hamle yapabilirsin. Ne kadar tarih şuuruna vakıfsan o kadar ileriye yeni ufuklar açabilirsin. Tarih şuuru milletimizin en önemli şuurlarından biridir. Bugün tarih şuuru bizlere unutturulmak isteniyor.”


* “Türk Sarığı adalettir”


“Saddam gerçek bir zalimdi. Tarih onu en büyük zalimlerden yazacaktır. Dünyanın süper gücü Irak’taki insanlar için Irak’a girdi. Oradaki insanlar kurtulduğuna teşekkür etmek için ABD askerlerini çiçekler ile karşıladılar. Ama iki yıl geçmeden 2 milyon ölü bıraktılar. Irak kan bahçesine döndü.


İstanbul’un fethinde “3 kişinin burnu kanadı” diye duyuldu mu? Osmanlı askerlerinin birinci sura girmeleri ile kaçanlar bir ay sonra geri döndüler. Bizans’ın ikinci adamı Papalık’tan yardım istedi, Papa Katolik olmalarını istedi. Onlarda da “İstanbul’da Katolik şapkası görmektense, Türk sarığını tercih ederiz” dedi. Çünkü; Türk sarığı; adalet, merhamet, insaftır, iyilik, güzelliktir, medeniyettir, kültürdür. Onlar bunu biliyorlardı.”


* “Bu memlekete kim en çok hizmet ederse en çok o iftiraya uğrar”


Osmanlı İmparatorluğu döneminde peygamber efendimize çok büyük sevgi ve saygı gösterildiğini belirten Prof . Dr. Şimşirgil şimdilerde televizyonda yayınlanan “Muhteşem Yüzyıl” dizinin tarihi yanlış yansıttığını savunarak şunları kaydetti;


 “Peygamber efendimiz Kanuni Sultan Süleyman’a Rodos’u Mohaç’ı Belgrat’ı feth etmesini ve ardından Mekke ve Medine’yi imar etmesini istedi. Öylede oldu. Tüm kaynaklarda bu şekilde vardır. Tüm istenen yerleri feth ettikten sonra Mekke ve Medine’yi iki yılda yeni baştan imar etti. Bunları Hürrem Sultan ile beraber yaptı. Televizyonda en kötü karakter olarak yansıtılan Hürrem Sultan ile beraber bunu yaptılar. Kanuni’nin orada yaptırdığı eserlerin yarısını Hürrem Sultan yapmıştır. Bu memlekete kim en çok hizmet ederse en çok o iftiraya uğrar. Öyle bir dizi yaptılar ki tek bir doğru karesi yok.


* “Doğruları bizden gizliyorlar”


Bir programda bunu söyledim. Doğru karesini gösterin bende hatasını göstereyim dedim. Bana “dizide senin meslektaşın var aynı fakültesiniz” dediler. Kendiside sonunda dizinin yapımcılığından istifa etti. Tarihimizi iyi bilmez, gençlerimize okutmaz, onlara öğretmezsek bize bunları öğretmeye çalışırlar. Doğruları bizden gizliyorlar. Tarihten gelen edebimizi yıkmak üzere hareket ediliyor. Dikkat etmeliyiz. İnşallah bu edebi bu ahlakı, bu bağlılığı yıkamayacaklar. 


* “15 yıl seferlere çıktı”


Kanuni Sultan Süleyman’ın tam 13 seferi var. Biz yazımızı hangi yazlıkta geçirelim diye düşünürken, o 150 bin kişilik ordusu ile Nisan’ın 15’nde sefere çıkıyordu. En erken dönüşü 27 Aralık, bazı defa ertesi yıl 25 Aralık’ta İstanbul’a dönüyor 15 yılı dışarılarda geçiyor. 26 yaşında tahtta çıkan bir padişah, 41 yaşının üstüne kadar dışarılarda dolaştı. Son 10 yıl rahatsızlığı nedeni ile seferlere çıkamadı. Sarayı’nda hareminde yatacak olsa, 26 yaşından 41 yaşına kadar çıkmazdı. Bir göz işareti ile ne istese huzuruna gelirdi.


Kanuni Sultan Sülayman, babasından 6 milyon 500 bin km2 toprak devraldı. Oğluna 14 milyon 800 bin km2 toprak devretti. 8 milyon km2, bugün ki Türkiye’nin 8 katı, hareminde yatana bunu verirler mi?” 


Daha sonra Prof. Dr. Ramazan Ayvalı konferansın diğer bölümü için sahneye davet edildi.


Prof. Dr. Ayvalı konuşmasında; “Peygamber efendimizi yok etmek için 4 defa suikast yapıldı. İslamiyet’i, Müslümanları yok etmek için nice harpler yapıldı. Asab-ı kiram 100 den fazla muharebeye girdi hiç birinde mağlup olmadı.


Karahanlılar’dan sonra gelen tüm devletler İslam’ın hamilini, hadimliğini yaptılar. Tüm İslamiyet’i yok etmek için 8 haçlı seferi yapılmıştır. Ama onlarda bunu başaramadılar. Osmanlı’yı yok etmek için tüm düşmanlar nice planlar yaptılar. Yok ettiler. Ama çok şükür onun enkazından yeni bir Türk Devleti doğdu. Allaha şükür bunu yok edemeyecekler. Bunun en büyük delili sizlersiniz” dedi.


Programda ilköğretim öğrencisi Fehim Erdem “Yücesin Ya Resulallah” isimli bir şiir seslendirdi. Hafız-ı Kurra Mehmet Selim Özgül konferansın ikinci bölümü öncesinde bir İlahi Dinletisi gerçekleştirdi. (cs)