Onlar, normal olacak kadar anormal değildirler

Onlar, normal olacak kadar anormal değildirler

Onlar, normal olacak kadar anormal değildirler

Onlar, normal olacak kadar anormal değildirler

Onlar, normal olacak kadar anormal değildirler
22 Aralık 2011 - 09:17





Ortak Akıl 


Özkan Başaran


İsteyen değil, istenen olmak kolay değildir. Hak etmediğiniz payeleri isterseniz, kabul görmezsiniz.


Toplumun yakıştırmadığı etiketler üzerinizde zaten durmaz. Olmak için, olmak başkadır. Bir işe yaramak için bir şey olmak başkadır.


Toplumun ölçü birimi o kadar hassastır ki, kuyumcu kantarı bile yanında az kalır.


Yaptıklarınızla geçmişiniz, toplum hafızasına kayıtlanır.


 İsminizin gündeme geldiği durumlarda da notunuz verilir. 


Kendinize “İyi” dedirtmek çok zordur. Çünkü iyilik gariptir, unutulur. “Kötü” dedirtmek ise çok kolaydır. Çünkü En ufak bir hatanız hiç unutulmaz. 


Demek ki, iyilik unutulur, kötülükler asla unutulmazmış.


Hayat bir tiyatrodur. 


Oyunu iyi oynayanlar mutlu yaşarlar. Kötü oynayanlar ise mutsuz yaşarlar.


Bu:  bu kadar basittir.


Hayat tiyatrosunda, evde eşinize, koca rolünü oynarsınız. Çocuklarınıza baba rolünü oynarsınız. Çalıştığınız ortamda işveren veya emekçi rolünü oynarsınız. Arkadaşlarınıza ayrı bir rol yaparsınız. Dostunuz varsa ona farklı bir rol oynarsınız.


Yaşam sanatı ömür boyunca öğrenilmeyebilir. Küçük yaşlarda da bu sanatı çözenler de olabilir. 


Yaşam sanatını çözme olayı kişinin yaradılışına ve yeteneklerine bağlıdır.


Yaşama sanatını çözenler birbirini iyi bilirler. Nerede olursa olsun, birbirini bulurlar.


Bakışlarından duruşlarından konuşma ve davranışlarından birbirini fark ederler ve buluşurlar.


Hayat tiyatrosunu iyi oynayanlar, yaşama sanatını iyi becerenlerdir. 


Bu insanlar kendini aşan ve sıra dışı olanlardır.


Bu sıra dışı insanlar her toplumda çok nadir olarak bulunurlar.


Çünkü onlar normal olacak kadar anormal değildirler.


Zaten sıra dışı olan o tek tük insanlar, sıradan insanlar arasında fark edilirler ve seçilirler.


Normal insanlardan çok daha zekidirler. Çok daha beceriklidirler. Çok daha fazla yeteneklidirler.


İnanılmayacak derecede başarılıdırlar.


Ama kendilerini hep saklarlar. Derinliklerini belli hiç etmezler. Bazen de olmadıkları rolleri oynarlar. Gerekirse saf olurlar.  Gerekirse de deli olurlar. Ya da normal taklidi yaparlar.


Toplum bazen onları anormal ve deli sanır. Çünkü onlar toplumun zekâ ve beceri düzeyinin çok üzerindedirler. 


Onların sıra dışılığı toplumun algı alanının üzerindedir. Sıra dışı insanların deli ve anormal diye nitelenmesi toplumun kapasitesinin çok düşük olmasındandır.


Kendisinin çok üzerinde başarılar sağlayanları algılayacak kapasitede olmayan cahil ve ukala insanlar, SIRADIŞI insanlara deli deyip çıkacak kadar boş ve hafif yaratıklardır.


Ama kendisini aşan sıra dışı insanları deli diye etiketleyen zavallılar. Aslında kendilerinin ne kadar boş ve ne kadar cahil olduklarının farkında bile değildirler.


Peki, bu sıra dışı insanları nasıl fark edebiliriz?


Davranışlarıyla, yaptıklarıyla ve söyledikleriyle onlar zaten farklılıklarını hissettirirler.


Toplumda onlar sivrilirler ve onların İsimleri yükselir. 


Ancak, cahillerin onları görebilmesi, anlayabilmesi ve fark edebilmesi imkânsızdır.


Çünkü sıra dışı olanlar birbirini iyi bilirler. Onlar birbirini nerede olursa olsun, buluşurlar.


En iyi onlar birbirini anlarlar. Ayrılamazlar.


Çünkü onlar, normal olacak kadar anormal değildirler.