“Öğretmen ve öğretim Elemanı’nın Ek Ödeme Mağduriyeti giderilmelidir”

“Öğretmen ve öğretim Elemanı’nın Ek Ödeme Mağduriyeti giderilmelidir”

“Öğretmen ve öğretim Elemanı’nın Ek Ödeme Mağduriyeti giderilmelidir”

“Öğretmen ve öğretim Elemanı’nın Ek Ödeme Mağduriyeti giderilmelidir”

“Öğretmen ve öğretim Elemanı’nın Ek Ödeme Mağduriyeti giderilmelidir”
26 Nisan 2012 - 09:25

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Kırklareli Şube Başkanlığı tarafından 25 Nisan 2012 Çarşamba günü saat 12.30’da sendika binasında düzenlenen basın toplantısının ardından; başta  Başbakan  Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e, çalışanlarına sahip çıkması talebiyle Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e ve ilimizin milletvekillerine birer faks gönderildi.







HABER MERKEZİ





Eğitim-Bir Sen Kırklareli Şube Başkanı Ramazan Çetin, Şube Sekreteri Bülent Kılıç, Mali Sekreter Ender Kanlıoğlu, Sosyal İşler Sekreteri Ertan Çetin ve Teşkilatlandırma Sekreteri Emrullah Küçükyılmaz’ın katıldığı toplantıda Şube Başkanı Ramazan Çetin yaptığı açıklamasında şunları kaydetti:


“Bizler, şubeler olarak il merkezlerinde basın açıklamaları ve faks eylemleri yaparken, Genel Merkezimiz Ankara’da Maliye Bakanlığı önünde eylem yapmakta, ilçe temsilciliklerimiz ise bizimle aynı saatlerde ilçelerinden “Ek Ödeme” talebimizi içeren faks eylemi gerçekleştirmektedirler. 


Faks eylemimizde ek ödeme talebini içeren metinleri; başta Başbakan  Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan’a, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’e, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik’e, çalışanlarına sahip çıkması talebiyle Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’e ve ilimizin milletvekillerine göndereceğiz. 


Geçen hafta, Türkiye genelinde toplu sözleşme masasına ilişkin taleplerimizi açıklayarak, 4/C’li personel, hizmetli, memur, şef, şube müdürü, denetmen, uzman, sayman, teknisyen, şoför ve kütüphaneci, kısacası tüm eğitim çalışanları adına eylemdeydik. Bu hafta ise, ek ödeme mağduru öğretmen ve öğretim elemanları için alanlardayız.


Hatırlanacağı üzere 666 sayılı KHK ile kamuda aynı unvanda çalışan personele yönelik “Eşit işe eşit ücret” düzenlemesiyle denge sağlamaya çalışılmıştır. “Eşit işe eşit ücret” düzenlemesinde, 800 bini aşkın öğretmen ve öğretim elemanı, diğer kurumlarda aynı unvanda çalışan bulunamadığından, muadili yok diye ek ödeme artışlarında kapsam dışında tutulmuştur. “Muadilimizi bulamayan” hükümet yetkililerine, “Buradayız ve ülkenin en önemli işini yapıyoruz” demek için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kamu çalışanlarının beşte ikisini oluşturuyoruz. Emeğimizin ve alınterimizin karşılığı olan adil bir ücret istiyor, kimseden lütuf beklemiyoruz. ‘Ekonomi büyüyor, Türkiye zenginleşiyor’ diyenlere, ‘Eğer büyüme varsa, büyümeyi maaşlarımızda ve mutfağımızda hissetmek istediğimizi belirtiyoruz. 


Hükümet, merkezi yönetim bütçesinden en fazla payı eğitime ayırdığını ifade ederek, eğitime önem verdiğini her fırsatta dile getirmektedir. Eğitime en fazla payın ayrılmasından, eğitim çalışanları olarak memnun olduğumuzu fakat eğitime ayrılan pay ile eğitimciye ayrılan pay arasında uçurum olduğundan dolayı asla memnun olmadığımızı söylemek istiyoruz. 


Ek ödeme alamayan Öğretmen ve Öğretim Elemanları, ne yazık ki, kamuda en düşük ücret alan çalışan konumuna düşürülmüştür. 666 sayılı KHK ile aynı unvanda çalışan personele yönelik “Eşit işe eşit ücret” düzenlemesiyle kamuda denge sağlamaya çalışan hükümet, eğitim-öğretim hizmet sınıfında 800 bini geçkin öğretmen ve öğretim elemanına ‘Muadilinizi bulamadık, onun için toplu sözleşme masasında görüşmek üzere sizi kapsam dışında bıraktık” mealinde bir yaklaşımla masayı işaret etmiştir. 9/1 öğretmenin bin 624 TL, 7/1 öğretim görevlisinin ise bin 856 TL maaş aldığı gerçeği toplu sözleşme masasında mutlaka göz önüne alınmalıdır. 


Öğretmen ve öğretim elemanlarının, eğitimi ve ülkeyi geleceğe taşımayı bir yana bırakın, kendilerini bir sonraki aya taşıyacak takatleri kalmamış ve sabırları tükenmiştir. Meclis çalışanına, danışmanına, şoförüne, üst düzey bürokratlarına, gizli kararname ile askerine cömert davranan hükümet, eğitimciler söz konusu olduğunda ‘mali denge’den söz etmekte, bizlerin sinirlerini germektedir. 


Mart ayında, evlerde kullanılan elektriğe yüzde 9.26, doğalgaz fiyatına yüzde 18.70 zam yapılmıştır. Yapılan zamlarla akaryakıtın litre fiyatının geldiği nokta ise bütün kamuoyunun malumudur. Öğretmenler ve öğretim elemanları, son 8 yılda bazı meslek grupları ile aynı muameleyi görmemiştir. Ocak 2004-Ocak 2012 tarihleri arasında bazı meslek gruplarında çalışanların aylıklarında yüzde 175 ile yüzde 230 oranında artış yapılırken, öğretmenlerin aylıklarındaki artış ise, maalesef yüzde 154’te kalmıştır. 


666 Sayılı KHK, kamuda genel idare hizmetleri sınıfında eşitlik adına denge sağlamıştır ama öğretmen ve öğretim elemanlarının kapsam dışında tutulmasıyla dengeler bozulmuştur. Diğer bir ifadeyle, farklı kurumlarda aynı unvanda olanların maaşlarında denge sağlanmış ama eğitimde kurum içi denge altüst edilmiştir. Maliye’nin bazı patronlara milyon dolarlık merhamet gösterirken, eğitim çalışanına “al da bunu merhem et” demesine karşıyız. 


Buradan sizler aracılığıyla hükümet yetkililerine sesleniyor ve toplu sözleşme masasında içimize sinen, emeğimizin karşılığını ifade eden yeni bordroyu ortaya koymasını istiyoruz. Öğretmen ve öğretim elemanları olarak, “ek ödeme” mağduriyetimizin masada telafi edilmesini bekliyoruz.”


Yapılan açıklamanın ardından Şube Sosyal İşler Sekreteri Ertan Çetin tarafından;  Başbakan  Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e, çalışanlarına sahip çıkması talebiyle Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e ve ilimizin milletvekillerine birer faks gönderildi. (s)