“Öğretmen atamalarını yönetici atamalarına benzetmeyin”

“Öğretmen atamalarını yönetici atamalarına benzetmeyin”

“Öğretmen atamalarını yönetici atamalarına benzetmeyin”

“Öğretmen atamalarını yönetici atamalarına benzetmeyin”

“Öğretmen atamalarını yönetici atamalarına benzetmeyin”
03 Haziran 2010 - 09:12

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Kırklareli İl Temsilcisi Hayri Girgin Milli Eğitim Bakanlığı’nın, sendikalardan ve eğitim camiasından aldığı tepkiler sonucunda, atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde yaptığı hataların farkına vardığını ve bunları düzelteceğini...

HABER MERKEZİ       
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Kırklareli İl Temsilcisi Hayri Girgin Milli Eğitim Bakanlığı’nın, sendikalardan ve eğitim camiasından aldığı tepkiler sonucunda, atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde yaptığı hataların farkına vardığını ve bunları düzelteceğini beyan ettiğini belirterek şunları kaydetti:
“Eskiden kamu kurumlarında devlet ciddiyeti vardı, kurumların ağırlığı vardı. Bir değişiklik yapmadan önce üzerinde çalışılır, sendikaların görüşleri sorulur, uygulamada karşılaşılacak sıkıntılar en aza indirilmeye çalışılırdı. Her şeye rağmen bir hata olursa herkes şaşırırdı.
Gelinen noktada maalesef hiçbir hataya şaşırmıyoruz. Çünkü biliyoruz, bir hata yapılmışsa eğer, hatanın olduğu mevzuat, yandaşa kıyak çekme, oy devşirme amacıyla şekillendirilmiştir, yandaşa kaş yapılırken yandaş olmayanın gözü çıkarılmıştır.
Seçimlere bir yıl kala yapılan yönetmelik değişikliğinin amacını anlamak o kadar güç değil. Bakanlık, yeni yönetmelik ile kendisine kontrol edilemez bir serbestlik ve hareket alanı yaratma gayreti içinde olup bu hareket alanını, seçimler öncesi oy-kadro ilişkisi içinde kullanma amacı taşımaktadır. Bu amaç, idarenin hangi kadroların boş gösterileceği, hangilerinin gösterilmeyeceği, boş gösterilmeyen kadrolara ücretli öğretmenlerin atanabileceği gibi düzenlemelerde kendini açıkça göstermektedir.
Hiçbir kıstasla bağlı olmaksızın her türlü yetki ile donatılan, dokuz kişiden oluşan Eğitim Personeli Planlama ve Değerlendirme kuruluna, sendikalardan sadece bir üyenin katılması kurulun ne kadar ‘işlevsel’ olacağının göstergesidir.
Zorunlu hizmet ile ilgili yönetmelik hükümlerini anlamak ise maalesef mümkün değildir. Mevzuat yapma tekniğini bilmeyen, ehil olmayan kişilerce hazırlandığı her düzenlemesinden belli olan yönetmelikte, hali hazırda zorunlu hizmet görevini yapan öğretmenler mağdur edilmiştir.
Özür durumuna bağlı atamalarda kabul edilen özre rağmen en az bir yıl çalışmış olma şartının getirilmesini anlamak mümkün değildir. Eşitlik ve adaletten bihaber olan bakanlık, adaylığı kaldırılmamış olan öğretmenlerin hiçbir özrünü kabul etmemektedir. Yani aday öğretmenlere, adaysan hastalanmayacaksın, adaysan eşinden uzak yaşayacaksın, adaysan öğrenim görmeyeceksin demektedir.
Bakanlık, öğretmenlerin eğitim görecek çocuklarının kalacağı yere dahi müdahale etmektedir. Eğer öğretmenin çocuğunun öğrenim göreceği yerde yatılı öğrenim görme olanağı varsa çocuğun yatılı okutulması zorunluluğu getirilmiştir. Çocuğunu yatılı okutmayan öğretmen, genel ve özel yaşamı etkileyen nedenlere bağlı olarak yer değiştirme isteminde bulunamayacaktır.
İsteğe bağlı yer değiştirmelerde sıra çalıştırma sisteminin kaldırılması ile bir sonraki atama dönemine kadar oluşacak boş kadroları; oy-kadro ilişkisi içinde geçici görevle veya ücretli öğretmen temin ederek doldurulabilmesi, bir sonraki atama döneminde de ilgili kadroları açık göstermeme yetkisinin tanınması, yönetmelik hükümlerinin hangi yönde kullanılacağını açıkça göstermektedir.
AKP’nin yaklaşan seçimlerde oylarını artırmak uğruna, boş kadroların öğretmenlik eğitimi almamış yandaşları tarafından doldurulacağını herkesin görmesi gerekir. Çocuklarımızın alacağı eğitimin kalitesinin, bakanlık için hiçbir önemi yoktur. Bakanlık için önemli olan eğitim değil, oy devşirmektir.
Bakanlık, yandaşa ödül sunarken, yandaş olmayacaklara da sopayı göstermektedir. Hizmet gereği yer değiştirmelere ilişkin düzenleme, ‘sürgün’ düzenlemesi haline getirilmiştir. Yeni düzene göre, ya yandaş olup rahat edeceksiniz ya da yandaş olmayıp diyar diyar gezeceksiniz. Objektif kurallar, kariyer, liyakat, demokratikleşme, yönetime yönetilenlerin de katılması, adalet, hakkaniyet gibi hiçbir evrensel kuralla tanışıklığı olmayan Bakanlık, 2010 yılında halen orta çağ kafa yapısı ile hareket etmektedir.
AKP’nin tetikçisi olan bakanlık, maalesef eğitim sistemini yozlaştırdıkça yozlaştırmakta, karıştırdıkça karıştırmaktadır. Eğitim-İş olarak buradan açıkça uyarıyoruz; öğretmen atamalarını yönetici atamalarına benzetmeyin!
Bu yönetmelik, yaşanacak olan kaosun habercisidir. Yönetici atamalarında 2004 yılından 2009 yılına kadar yaşanan kaostan ders almalısınız. Bu ülkenin çocukları, yandaş kayırma hevesiniz yüzünden yıllar boyu olumsuz etkilendi. Bu ülkenin mali kaynakları, oy devşirme saplantınız yüzünden açılan davalardaki yargılama giderlerine harcandı. Sesimize kulak verin. Kaosun ayak sesleridir bunlar. Gelin yol yakınken düzeltin bu garabeti. Açmadığınız her kadroya, yapmadığınız her atamaya, görevlendirdiğiniz her yandaşa tek tek dava açılması, yandaş kayırma düzeninin her zerresinin kazınması için binlerce dava açılması hiç kimsenin çıkarına olmayacaktır. Bizi mecbur bırakmayın. Uyarıyoruz!” (s)