MUCİZEVÃŽ ORAN

MUCİZEVÃŽ ORAN

MUCİZEVÃŽ ORAN

MUCİZEVÃŽ ORAN

MUCİZEVÃŽ ORAN
02 Eylül 2009 - 10:08



Dünya üzerinde iz süren her canlının önemli görevleri ve yaptığı işler var aslında, farkında mıyız?
Aklınızın ucundan dahi geçmeyen birçok canlı türü(hayvan ve hatta bazı basit gördüğümüz işe yaramaz saydığımız bitkiler) bizim daha rahat yaşamamıza olanak sağlıyor.
Hiç önem vermediğimiz bir şeyi örnek vermek istiyorum: sonbaharda dalından düşen sarı yaprak... Sizce ne işe yarıyor olabilir ki? Çevre kirliliğinden başka...


O yaprağın bilmediğimiz bir görevi varmış aslında düşen yaprakla karnını doyuran ve aynı mevsimde o yapraklarla yaşamını geçiren ufak böcekler varmış. Bunu biliyor muydunuz?
Dünya yaratıldığı günden itibaren her şey belirli bir düzen içersisinde... Allahın insanlar üzerinde sayılmayacak kadar nimetleri vardır...
Ayrıca sonbaharda dökülen sarı yaprakların bir altın oranı da var. Son günlerde çok fazla kullanılan bu altın oran kavramı merak edilen bir konu oldu.
Birçok insan bu konuyu tartışıyor. Kısaca özetlemek gerekirse altın oran: Altın oran, doğada sayısız canlının ve cansızın şeklinde ve yapısında bulunan özel bir orandır. Doğada bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, yüzyıllarca sanat ve mimaride uygulanmış, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Doğada en belirgin örneklerine insan vücudunda, deniz kabuklularında ve ağaç dallarında rastlanır. Platon'a göre kozmik fiziğin anahtarı bu orandır. Altın oranı bir dikdörtgenin boyunun enine olan "en estetik" oranı olarak tanımlayanlar da vardır.
Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedilmiş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır. Göze çok hoş gelen bir orandır.Altın Oran; CB / AC = AB / CB = 1.618; bu oranın değeri her ölçü için 1.618 dır.
Bunu yıllar önce mısırlılar ve yunanlılar fark etmiş fakat yaradan insanları yaratırken bu oranı gözler önüne sermiş…
Şimdi gelelim altın oran ve yaprakların ilişkisine, ilginçtir ki;
Sonbaharın gelmesiyle birlikte yeşil renk kaybolmaya ve yapraklar dökülmeye başlar. Bu dönemde, yaprağın bağı genişler ve şişe mantarına benzer bir şekil alır. Bu nedenle ağaçta bulunan su ve besleyici maddeler yaprağa kadar ulaşamaz hale gelir. Yaprakta bulunan klorofil ışık yüzünden çürür. Katkı olmadan yaprak kendisini yenileyemediği için de yeşil pigmentler yok olur. Sonbaharda yapraklarda görülen diğer pigmentler (kırmızı, kahverengi ve sarı) yaprak yeşilken de yaprakta bulunmaktadır. Fakat o zamana kadar yeşil pigmentler tarafından gizlenmişlerdir. Yeşil pigmentlerin yok olmasıyla ortaya çıkarlar ve böylelikle yaprak sonbahar rengini almış olur. (Altın Oran) Yeşil rengini kaybeden yapraklar susuz kaldıkları için zamanla sertleşirler. Bu değişiklik yaprağın bağını, kırılmaya hazır hale getirir. İlk rüzgârda ise kuruyan yapraklar, ağaç dalında bir yara izi bırakarak düşerler. İlkbaharda tekrar çıkacak olan yaprakların bu izlerinin üzeri ince bir mantar tabakasıyla kaplanır. Bu, her şeyi kusursuzca yaratan Yüce Allah'ın sonsuz delillerinden sadece bir tanesidir.