CHP Kırklareli Milletvekili Av. Turgut Dibek; “Hukuk ve halkın oyuna sahip çıkma mücadelesi veriyoruz” dedi.







HABER MERKEZİ





Dibek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 24. yasama döneminde 28 Haziran 2011 tarihindeki milletvekili yemin törenine CHP’li milletvekillerin neden boykot ettiğini anlattı.


CHP’den milletvekili seçilen Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ın Ergenekon davasına karıştıkları iddiasıyla hiçbir delil olmadığı halde 3 yıldır tutuklu olduklarını belirten Dibek, öncelikli olarak milletin verdiği oylara sahip çıkılması gerektiğini ve ondan sonra yemin edileceğini vurguladı.


Dibek; “Bizim mücadelemiz öncelikle halkımızın verdiği oylara sahip çıkma mücadelesidir. Bu iki arkadaşımız onlarda bizim gibi yasal engeli olmadan aday oldular. Bunların hakkında herhangi bir kesinleşmiş dava yok. İddianame üzerine açılan bir dava var. Dünyanın her yerinde masumiyet ilkesi vardır. Bir kişi hakkındaki mahkeme kararı kesinleşmedikçe o kişi masum sayılır. Bu evrensel bir hukuk kuralıdır. Bu iki arkadaşımıza halkımız milyonlarca on binlerce oy verdiler İzmir’de ve Trabzon’da. 


* “Yargılanmasınlar da demiyoruz”


Öyle bir noktaya geldik ki, halkımızın verdiği oylarla milletvekili seçilmiş olan ve onların mecliste onların adına temsiliyet görevi yapacak olan bu arkadaşlarımıza yemin etme imkanı 2 tane özel yetkili hakimin kararı ile verilmedi. Tabi burada bizim davranışımız ‘hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için’ sloganı ile hareket ediyoruz. Biz orada bu iki arkadaşımız için dokunulmazlık istemiyoruz. Yargılanmasınlar da demiyoruz. Onlar hakkındaki dava anayasamızın ilgili maddesi gereğince devam edebilir. Sadece ve sadece demokrasilerde hukuk devletinde halkın seçtiği insanlar, milletvekili olan insanlar ceza evinde. Milletvekili olarak bu kişilerin meclise gelerek halkımızı temsil etmesi gerekir ve yargılama devam eder. Zaten 3 yıla yakın süre bu arkadaşlar tutukludur. Salınmama gerekçesine baktığımız zaman henüz daha delil toplanmadığı öne sürülüyor. Olmayan delillerle bu arkadaşlarımızın tutuklu olduğu gibi bir aksi durum var.


* “Hukuk katledilmiş nasıl yemin edelim”


Bu bir proje. Biz bir hukuk ve halkımızın oyuna sahip çıkma mücadelesi veriyoruz. Eğer halkımızın oyuna sahip çıkamayacaksak, milletimize nasıl sahip çıkacağız. Anayasamızın 81. maddesinde bir yemin metnimiz var. O yemin metninde; ‘kayıtsız şartsız egemenliği koruyacağımıza, hukukun üstünlüğüne’ şeklinde yemin ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün güzel bir sözü var ‘Egemenlik kayıtsız Şartsız Milletindir.’ Benim mecliste kürsüde okuyacağım bir metin var ve orada ‘Milletin kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma’ dair ibare var. ‘Hukuk devletine bağlı kalacağıma’ dair ibare var. Hukuk katledilmiş, şimdi bu insanlar 3 yıla yakın süredir tutuluyor. Milletin verdiği oy var yani egemenlik diyoruz. Bizim önce buna sahip çıkmamız gerekiyor ki ondan sonra yemin edelim.


Burada bir proje var. Bu işin arkasında belki bir genel Af düşüncesi olabilir. Çünkü AKP’nin bir bakanı meclis açılmadan önce devlete karşı işlenen suçlarla ilgili bir af düşünüldüğünü söyledi. Yani burada ölümü gösterip sıtmaya razı edilmek gibi bir durum var. Biz şimdiye kadar ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ anlayışı ile hareket ettik. Bu iş çözülecek, muhalefet olmadan mecliste bu işlerin sürülmesi mümkün değil. Bu hafta içerisinde son bulacaktır diye düşünüyorum.


* “Yemin etmek için uzlaşmak yeterli”


Biz bu arkadaşlarımız gelip meclis kürsüsünde yemin etmeden yemin etmeyeceğiz demedik. Bu arkadaşlarımızın mecliste yemin etmesinin önünün açılmasıyla ilgili süreç başladıktan sonra biz yeminimizi ederiz.


Kanun yararına bozma dediğimiz Ceza Muhakemesi kanununda yüküm var ya da bir kanun değişikliği yapılarak bu arkadaşlarımızın tahliyesi yapılabilir. Bu sadece 2 milletvekili için değil, Engin Alan için de söylüyorum.


Bizim davranışımızda sanki BDP ile aynıymış gibi bakış var. Buradaki olayda, uzlaşılır veya kanunda bir değişiklik yapılırsa biz yemin edeceğiz. Biz sadece milli iradeye saygı diyoruz.


Bu bilerek yapılan bir olay. Bir parti ister katil bir mahkûmu aday göstersin, isterse başkasını vatandaşlar bu aday gösterilen kişiye oy verirse ve vatandaşlar bunu seçerse yapacak bir şey yoktur” dedi. (ue)