Merhaba

Merhaba

Merhaba

Merhaba

Merhaba
06 Nisan 2011 - 09:24


 


Gül Bahçesi    


Gazeteci ve araştırmacı Bayram Bıyıklı

Merhaba kıymetli Yeşilyurt Gazetemizin okuyucuları, Kırklareli ve Trakya’da hayatını idame eden büyüklerime, akranlarıma, küçüklerime herkese merhaba; hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Bu günden itibaren, bu köşede yazmayı nasip eden Allah-ü Teala’ya hamd ederim.
Bu imkânı bizlere sunan, Gazetemizin sahibi elmas beyefendiye, ekibine, vesile olan Özgür Palabıyık beyefendiye ve kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah-ü Teala şükür etmiş olmaz buyuruluyor.
Efendim bu köşede yazacağımız yazılar çok kıymetli. Bir kimsenin yazmış olduğu yazıları kendisinin met etmesi abestir, pekii neden kıymetli? İslam tarihinde yaşamış çok kıymetli İslam âlimleri ve devlet adamlarının yaşadıkları ve yazdıkları bilgileri bu sütunlara sevgi ve muhabbetle hazırlamaktır. Yazılarımızın başlığı, Gül Bahçesi olacaktır. Neden? Kâinatın efendisi sevgili peygamberimiz Muhammet Mustafa sallallahü aleyhi vesellem efendimiz mübarek bedeni gül kokar idi. Bir yerden geçince oradan kâinatın efendisinin geçtiği yayılan kokulardan anlaşılır, buradan kâinatın efendisi geçmiş derlerdi.
Bu yazıları okuyanların huzur bulacağına canı gönülden inanıyorum, hürmetlerimle.

Dünya Hayatı, Hayaldir
Aynaya baktığınız zaman kendinizi görürsünüz. Siz o aynanın neresindesiniz? İçinde misiniz, dışında mısınız? Aynanın içinde deseniz yalan olur, içinde değilsiniz. Yok deseniz olmaz, bakınca görüyorsunuz. Görülen kendiniz misiniz, o görüntü nedir? Bir ipe taş bağlayın ve hızlıca çevirin, taş dönerken bir daire göreceksiniz. Bu nokta-i cevvale denilen daire var mıdır yok mudur? Var deseniz taş çevrilmeyince daire yok oluyor. Yok deseniz taş çevrilince daire görülüyor. Fakat aslında daire yok. Bu görülen daire nedir, nerededir? İmam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyor ki; bunların her ikisi de aslında olmayıp bizim hayalimizde oluşan vehimdir, görüntülerdir. İşte dünya da hakikatte bulunmayıp yok olacak bir görüntüdür. Dünya hayatı, hayaldir. Hakikat ise ahiret hayatıdır. Dünya hayatı, hakikat olan ahiret hayatının aynadaki görüntüsü gibidir. Nasıl, aynadaki görüntü bir müddet durur ve karşısındaki hakikat çekilince görüntü kaybolursa, taş çevrilmeyince daire görüntüsü kaybolursa, dünya da,  bir gün kaybolacak görüntüdür. Yok olacak olan bir şeye var denir mi... Vehmin arkasından koşan hayalperesttir. Hayalin ideali olmaz. İnsanın ideali, hayalhane olan bu dünya olmamalıdır.
 Dünya muvakkattır, ahiret ise muhakkaktır.... akıllı olan muvakkat ile değil, muhakkak ile ilgilenir....
 En kıymetli ilim haddini bilmekdir. Bütün kavgalar dünyayı paylaşmağa çalışmakdan ve haddini bilmemekden meydana gelmektedir. İnsan cömert olursa, dünyaya kıymet vermezse, herkes onu sever ve onunla kimse kavga etmez. Hasis insanlar etrafına bir şey vermeyip, dünyayı hep kendilerine almağa uğraştıklarından huzursuzdurlar, sevimsizdirler ve insanlar onlarla devamlı mücadele ederler.
 
Yönünü dünyaya çeviren, insanlarla çarpışır... Ahirete çeviren ise, insanlar, onun gibi olmak için yarışır.
 
Müslümanlar çoğu zaman üçüncü, beşinci sınıf vatandaş gibi kabul edilmiştir. Hiç önemli değil. Allah-ü Teâlâ’nın aziz ettiğini kimse zelîl edemez, Allah-ü Teâlâ’nın zelil ettiğini kimse aziz edemez. En bahtiyar insan, en mutlu, huzurlu, rahat insan; dünyaya kıymet vermeyendir.