“Meclisin onurunu korumaya yemin ettik.”

“Meclisin onurunu korumaya yemin ettik.”

“Meclisin onurunu korumaya yemin ettik.”

“Meclisin onurunu korumaya yemin ettik.”

“Meclisin onurunu korumaya yemin ettik.”
08 Temmuz 2011 - 09:26

CHP Kırklareli Milletvekili M. Siyam Kesimoğlu 28 Haziran 2011 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Meclisi Boykot ederek
neden “Milletvekili Andı” içmediklerine ilişkin yazılı bir açıklama
yaptı CHP’nin neden yemin etmediğine açıklık getirdi. Kesimoğlu yaptığı
açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

HABER MERKEZİ
 

*“AKP faşizmine direnen kaleler tek tek çökertilmek istenmektedir”
“Biz CHP milletvekilleri genel kurulda yemin etmedik çünkü, partimizin İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal savcılıktan ve YSK’dan “milletvekili olur” belgesi ile mazbata aldıkları halde halkın oylarıyla seçildikleri meclise gelememektedir. Arkadaşlarımız meclise gelememektedir çünkü, siyasal bir dava olduğunu herkesin bildiği, tüm muhalifleri susturma silahı, tüm toplumu korkutma, baskı altına alma aracı olan bir davanın tutuklu yargılanan, haklarında karar bulunmadığı halde tutuklulukları uzadıkça uzayan, bin günlere yaklaşan sanıklarıdır. Arkadaşlarımız meclise gelememektir çünkü, Erdoğan diktasına, AKP faşizmine direnen kaleler tek tek çökertilmek istenmektedir.
Arkadaşlarımızın milletvekili seçildikleri ve haklarında herhangi bir karar bulunmadığı halde hala serbest bırakılmaması hukuki değildir çünkü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Birleşmiş Milletler sözleşmelerine aykırıdır. Hem milletvekili seçme ve seçilebilme düzenlemeleri hem de tutukluluk süreleri bakımından aykırıdır. Adil yargılama hakkı bakımından aykırıdır. Karar hukuka aykırıdır, çünkü Anayasa’mızın 90. maddesine göre milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir ve milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. Karar hukuki değildir çünkü, iç hukuka da aykırıdır.”

*“Karar hukuka aykırıdır çünkü siyasidir”
“Hukuki değildir çünkü soruşturma ve yargılama süreci neresinden tutsanız elinizde kalmaktadır. İmal edilen deliller, birbiriyle çelişen iddialar, sehven yapılanlar, suç gibi gösterilen demokratik haklar ve gazetecilik faaliyetleri. Tüm bunlar hepimizin gözünün önünde cereyan etmektedir. Karar hukuka aykırıdır çünkü siyasidir. Karar gerçekten hukuki olsaydı Sayın Balbay ve Sayın Haberal mecliste halkın kendilerine verdiği görevin başında olurlardı. Yargı artık hukuki kriterlere değil, Recep Tayyip Erdoğan kriterlerine göre karar vermektedir. Yargı artık Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız yargısı değil, R.T.E. yargısıdır.
Bizim yemin etmeme kararımız sadece arkadaşlarımıza sahip çıkmak anlamını taşımamaktadır.”

*“Biz yemin etmeyerek, milli iradeyi yansıtan meclisin onurunu da koruyoruz.”
“Biz bu boykotla aynı zamanda hukuka da, hukuk devletine de sahip çıkıyoruz. Biz aynı zamanda diktaya, faşizme de karşı çıkıyoruz. Biz yemin etmeyerek, milli iradeyi yansıtan meclisin onurunu da koruyoruz. Meclise, halkın iradesine saygımızı gösteriyoruz.
Milletin seçtiği vekilin hukuki hiçbir gerekçe olmaksızın tutuklu olarak kalmasına neden olanlar. Zulümhanelerde zulm altında tutanlar hukuku çiğnemektedir. Buna alkış tutanlar da hukukun ve demokrasinin katledilmesine şakşakçılık yapmaktadır.”

*“CHP aydınlık geleceğinin en büyük garantisidir.”
Dün biz demokrasi için Erdoğan’ı meclise taşırken demokrasi vaazları verenler bugün neden çark etmektedir? Eli kanlı Hizbullahçıları salıverenler milletin vekiline bu zulmü neden reva görmektedir? Haklarında onlarca dosya olup da dokunulmazlık zırhı ardına saklananlar bıyık altından nasıl gülmektedir? Yoksa farklı hesaplar mı vardır? AKP arkadaşlarımızı ülkemizin ve Cumhuriyetimizin geleceğini karartacak bir anayasa değişikliği için rehin mi almıştır? Bizi bir oyunun içine çekmeye mi çalışmaktadır? Kimse heveslenmesin Cumhuriyet Halk Partisi ülkemizin aydınlık geleceğinin en büyük garantisidir. “Başka aday mı bulamamışlar?” diyen Başbakan her dönem yüzlerce dosyayı dokunulmazlık zırhının ardına saklayan kendi grubuna bakmalıdır.
*“Meclis Başkanı bu sorunu çözmelidir”
Bizim vekillerimiz ülkelerinin geleceğine olan duyarlılıkları Cumhuriyetçilikleri, Atatürkçülükleri nedeniyle yargılanmaktadırlar, kalpazanlıktan, uyuşturucu kaçakçılığından, kamu ihalelerine fesat karıştırmaktan, haksız kazanç sağlamaktan yargılananlar ortadadır.
Bugün gelinen noktada “tükürdüklerini yalayacaklar” söylemi ise sorunu çözmekten çok muhalefeti tamamen meclis dışına iterek demokrasiyi katletmektir. “Milli irade” ve “demokrasi”yi dillerinden düşürmeyenler derhal gerekeni yapmalıdır. Seçilen meclis başkanı derhal ilk ve öncelikli olarak bu sorunu çözmelidir. Meclisin onurunu korumaya yemin eden CHP demokrasinin ve hukukun katledilmesine asla seyirci kalmayacak mücadelesini sürdürecek ve Meclisin onurunu koruyacaktır.” (cs)