“Kuruluşunun 714. Yılında Osmanlı Medeniyeti” Semineri verildi

“Kuruluşunun 714. Yılında Osmanlı Medeniyeti” Semineri verildi

“Kuruluşunun 714. Yılında Osmanlı Medeniyeti” Semineri verildi

“Kuruluşunun 714. Yılında Osmanlı Medeniyeti” Semineri verildi

“Kuruluşunun 714. Yılında Osmanlı Medeniyeti” Semineri verildi
21 Şubat 2013 - 09:45





* Tarihçi-Yazar Bahadıroğlu; “Diline sahip olmayanla, dinine sahip olmayanı padişaha eş olarak seçmezler” dedi.





HABER MERKEZİ


Sevgi Dünyamız, Kültür Sanat ve Eğitim Derneği tarafından “Kuruluşunun 714. Yılında Osmanlı Medeniyeti” Semineri verildi.


19 Şubat 2013 Salı günü saat 20.00’da Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Kuruluşunun 714. Yılında Osmanlı Medeniyeti” Semineri’ne; Kırklareli Valisi Mustafa Yaman ve Eşi Gülseren Yaman, Kırklareli İl Jandarma Komutanı Ömer Lütfü Mor, Sevgi Dünyamız, Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Başkanı ve Vali Yardımcısı Taceddin Özeren kamu kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgüt temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.


Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu’nun anlattığı “Kuruluşunun 714. Yılında Osmanlı Medeniyeti” Semineri’nde yaptığı konuşmasında Türkçe konuşmasını bilmeyen ile sabah namazına kalkamayan kadını padişah eşi olarak seçmediklerini, bu denli bir hassasiyet olduğunu söyledi.


Kanuni Sultan Süleyman’ın hem 20 tane Türkiye büyüklüğünde bir devleti yönettiğini hem de şiir yazdığını ifade eden Bahadıroğlu;


“Diline sahip olmayanla, dinine sahip olmayanı yani doğru düzgün Türkçe konuşamayanla, sabah namazına kalkamayanı padişaha eş olarak seçmezler. Çünkü geleceğin padişahını o anne yetiştirecek. Böyle bir hassasiyet vardı o zamanlar. Kanuni gibi bir padişah yaklaşık 20 tane Türkiye büyüklüğünde bir devlet yönetiyor bir de şiir yazıyor. İnsan şiir ruhunu, şiir de insan ruhunu rahatlatır. Şiir bir stabilizasyondur. İnsan ruhunu rahatlatır, şefkatini arttırır, duygularını güçlendirir.


Osmanlının ayrı bir medeniyeti yok öyle bir medeniyet kurmadı. Sadece İslam Medeniyeti’ni renklendirdi, geliştirdi, büyüttü ve yaydı. İlk ayaklarından biri imandır, olmazsa olmazıdır. İkinci ayağı ise selamdır. Osmanlı sarayı hareminin giriş kapısının üzerinde selam var. “Başka evlere giderken haberli gidiniz selam veriniz” şeklinde yazıyor. Ve Osmanlı Sarayı haremine giriyorsunuz içeride bütün duvarlarda Ayet-el Kürsi yazıyor.  Osmanlı’nın kadına verdiği değerin, anneye gösterdiği saygının ifadesi olarak sarayda en yüksek maaşı padişah almaz, valide sultan alır. Çünkü Osmanlı medeniyeti, Osmanlı kültürü, ahlakı kadını çözmüş ve yaradılışta kadın olduğunu ifade etmiş. Yaradılışta kadın olduğunu fark etmiş Hz. Havva. İslam’ın doğuşunda kadın olduğunu fark etmiş Hz. Hatice. Osmanlı’nın Anadolu’ya girişinde kadın önderler olduğunu biliyor Osman Gazi’nin babaannesi Ertuğrul Gazi’nin eşi Halime ana. Osmanlı’nın bütün imkanlarıyla birlikte kadının sosyal hayatın hatta evin hakimi kadından sorulur. Osmanlı kendi medeniyetin göre bir medeniyet tasarruru geliştirmiş ve yatay mimari uygulamıştır. Şimdi ki mimari ise Avrupai tarzda dikeydir. Yukarı çıkıyor. Osmanlı yaygın bahçeli evde oturuyorlar” dedi. 


Konferansın ardından Vali Yaman, Tarihçi-Yazar Bahadıroğlu’na plaket takdim etti. (Ufuk Ertop)