Küçük yılan, büyük yalan!

Küçük yılan, büyük yalan!

Küçük yılan, büyük yalan!

Küçük yılan, büyük yalan!

Küçük yılan, büyük yalan!
21 Aralık 2010 - 08:50

HAYATIN İÇİNDEN

Şenol goncagül

Bizim, Lüleburgaz Atatürk Lisesi’nde okuyan kızımız, gece eve geldiğimde telaşla çıkıştı:
“Filanca alışveriş merkezinde, giyim bölümleri dışındaki yerler kapanmış! Hem de, bil bakalım niye?” dedi.
Şaşırdım. Ve Niye? dedim.
“Çünkü, burada markette alışveriş yapan bir kadın, tam marul alırken, içinden çıkan küçük bir yılan kadını ısırmış ve kadın ölmüş.Bundan dolayı da, o bölümü kapatmışlar” demez mi?!
Bir de, dip not ekledi elbette ki;
“Ama, memlekette gazeteci geçinenlerin bunlardan haberi olmuyor” diye.
Böyle bir olay olmuş ve ben bunu atlamışsam, hakikaten de kızın dedikleri doğruydu!
Hemen, olayı araştırmaya başladım.
Her ne kadar, yaşandığı iddia edilen olay, bir yönü ile Kız Kalesi efsanesini andırıyor ise de, tedbir tedbirdir dedim.
Gerçi, bu memlekette biz, zaman içerisinde, ne çok insanın organ mafyasınca kaçırılıp, öldürülüp, yola atıldığı palavralarını da duymuştuk amma, usuldendir deyip, aradık birilerini.
Sonuç; Böyle bir şey olmuşsa, kesin olarak bilmeleri gerekenlerin, bir güzel kahkaha atmaları ile sonuçlanmıştı.
Ortada, bir kapanma hadisesinin olduğu doğruydu belki amma, en azından YILAN kısmı, kocaman bir YALAN’dı.
Bizim vatandaşımız, kendi yazdığı senaryosuna, kendiside inanmış ve fısıltı gazetesinde yayınlamıştı bile.
Tam, bu araştırmaları sonuçlandırmıştım ki, Çorlu’dan tanıdık birileri aramazlar mı?
“Sen gazetecisin, bilirsin. O kadıncağızı ısıran yılanın cinsi neymiş?” diye.
Gülümseyip, kapattım telefonu…