“Köylü hayvancılığı bırakmamalıdır”

“Köylü hayvancılığı bırakmamalıdır”

“Köylü hayvancılığı bırakmamalıdır”

“Köylü hayvancılığı bırakmamalıdır”

“Köylü hayvancılığı bırakmamalıdır”
02 Mayıs 2011 - 16:31

Köylü gençlerin fabrikada çalışmak yerine baba meslekleri olan çiftçilik ve hayvancılığa sahip çıkmaları gerektiğini belirten hayvancılık ile uğraşan Halit Kök, gençlerin hayvancılığa emek vererek ellerinden geldiğince işletmelerini büyütüp bu sektörü ayakta tutmak için gayret sarf etmeleri gerektiğini söyledi.HABER MERKEZİKırklareli de ve Trakya Bölgesinde Bakanlık izni ile hayvancılık yapan Halit Kök, hayvancılıktaki sıkıntıları ve bu sıkıntıların giderilmesi için yapılması gerekenler ile ilgili çiftçileri bilgilendiren açıklamalarda bulundu.*“Bazı büyük firmaların blöfünü devletimiz iyi gördü”“8 ay önceki “Hayvanımız bitti” telaşına son vermeliyiz. Bu telaşı ortaya çıkaran insanlar gerektiği kadar bu telaştan nemalandılar. Bunların hepsi bana göre yanlış, bıraksınlar bu ülkede hayvancılık yapılsın. Kurban Bayramı’nda İstanbul’daki vatandaşımız kurbanlık ararken bizim köylerimizde kurbanlıklarını satmayan çiftçilerimiz var. Birilerinin gazı ile spekülasyon oluşturuluyor. Bazı büyük firmaların blöfünü devletimiz iyi gördü ve hayvan ithalatını yerinde bir şekilde açtı. Büyük firmalara kalınsaydı köylüdeki hayvancılık kökünden bitirilebilirdi.” *“Baba mesleği olan çiftçilik ve hayvancılığa sahip çıkılması gerekiyor”“Hayvancılık anlamında köylülere çok iş düşüyor. Köylüler hayvancılığı bırakmamalıdır. Köylü gençler fabrikada çalışma sevdasından vazgeçerek baba mesleği olan çiftçilik ve hayvancılığa sahip çıkması gerekiyor. Ellerinden geldiğince işletmelerini büyüterek yem girdilerini en asgariye düşürüp klasik tarım olan buğday ve ayçiçeği üretmek yerine hayvansal yem üretmeleri gerekiyor. Kırklareli’deki çiftliklere Kars’tan, Ardahan’dan, Niğde’den Konya’dan Afyon’dan yonca geliyor ve satılıyor. Halbuki bizim kanal boyunda çok sayıda tarlalarımız var. Bunun üretimini yapan yerlerden daha fazla imkanlar var. Devlet bu konuda aynı teşvikleri sağlıyor. Buna rağmen burada yonca ekimi yapılmıyor. Halbuki yapılsa para kazanılır. Kahvehane mesaisine arar vererek internet ile ilgilenilip yeniklerin peşinden gitmek gerekiyor.” *“Birlik olmaz ise hiçbir sonuca olumlu varılamaz”“Klasik olan “Gideyim şu pazardan üç tane dana, üç tane düve alayım. Bunları yetiştireyim. Sonra Ahmet, Mehmet alır, ben para kazanırım.” modeli artık olmayacak. Eğer mandıracı süt fiyatlarını düşürüyorsa köylünün bu duruma karşı mücadele vererek savaşması gerekiyor. Ses çıkarması gerekiyor. Bunun içinde birlikte hareket etmek lazım. Birlik olmaz ise hiçbir sonuca olumlu varılamaz. Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği bu konularda önde olarak üyelerini alarak bilgilendirme gezileri düzenlemesi gerekiyor. Büyük çiftlikleri gezdirerek insanlara örnek teşkil edecek işleri göstermeleri gerekiyor. Köylerde ortak sağım üniteleri kurulması gerekiyor. Birkaç köyde örnekleri var. Onların gezilip görülüp diğer köylere de uygulanması sağlanmalı. Bu üniteler kurulur ise köylü kadınlarının çekmiş olduğu çile sona erecek.”*“Bu dalgalanma doğal değil”Siz bir dana yetiştiriyorsunuz, sonuçta oda bir canlı, ona bakıyorsunuz. Bu hayvan, hastalanıyor, sakatlanıyor bu iş için çok uğraş verip yetiştiriyorsunuz. Bunu da hakkı ile satmanız gayet doğal, ama ne yüksek fiyata satacaksınız, nede düşük fiyata, bunun ortası bulunması gerekiyor. Köylü bu orta fiyatı biliyor ama iç piyasayı karıştıran büyük firmalar fiyat dalgalanması yaparak küçük üreticiyi sıkıntıya sürüklüyor ve bu sektörde yaşam alanlarını daraltıyorlar. Gebe düve satışları 3 ay önce 7 bin TL’den satılırken şimdilerde 5 Bin 500 TL’den satılıyor. Bu dalgalanma doğal değil. Bunun böyle olmaması için gereken önlemlerin biran önce alınması gerekiyor. Keşke iç piyasada dalgalanma olmasaydı ithalat açılmasaydı. Ama yarın öbür gün ithalatta kapanacak. İnşallah ilerde şimdi yaşadığımız sıkıntıları yaşamayız.*“Yenilikçi olma yolunda ilerleyemezsek olduğumuz yerde saymaya devam ederiz.”Kırklareli’ne işini iyi bilen bir Tarım İl Müdürü geldi. İsmi Hasan Çebi, çiftçilikten gelen bu isimi çiftçilerin iyi değerlendirmesi gerekiyor. Çok sayıda sempozyum yapıldı. Katılımlara bakıldığında çok düşük bir katılım olduğunu görüyorum. Bir şeyler yapmak isteniyorsa bilgi edinilmesi gerekiyor. Yenilikçi olma yolunda ilerleyemezsek olduğumuz yerde saymaya devam ederiz. 10 yıl önce hayvancılık Kırklareli’de müthiş derecede hızlı ilerliyordu. Köylerde çok sayıda hayvan vardı. Şimdilik sadece bir yada iki köy örnek olarak kaldı. Arazi satışından başka hiçbir iş yapılmıyor. Çorlu, Lüleburgaz arazileri satıldı. Millet fabrikalarda işçi olarak çalışıyor. Yarın aynı şey Kırklareli’nin başına gelecek. Büyük iş adamları neden arazi topluyor. Çünkü çağın mesleği gıda olacak. Gıda’da çiftçilik ve hayvancılıktır. Dünyanın en değerli mesleği topraktan sağlanırken, sen kendi öz varlığını küçük paralara satarsan ister istemez sürünmeye mahkum kalırsın. Köy meralarının devletin verdiği teşvikleri kullanarak köylülere ıslah edilmesi gerekiyor. Bu yerler ıslah edildiğinde eğer sen köylüysen ve o merayı kullanmıyorsan senin yanına da, 500 dönüm bir firmaya yer satıyorsan, o adamda çiftlik kuruyorsa, o adamda o merayı kiralamak istiyorsa, ona söz söylemeyeceksin. Kendin yapmıyorsan gelir biri elinden alır. Bunu böyle olmasını istemiyorsan o zaman merayı köylü olarak kullanacaksın. Üretimin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz.” (cs)