“Kırmızı Et’te oynanan oyuna gelmeyelim”

“Kırmızı Et’te oynanan oyuna gelmeyelim”

“Kırmızı Et’te oynanan oyuna gelmeyelim”

“Kırmızı Et’te oynanan oyuna gelmeyelim”

 “Kırmızı Et’te oynanan oyuna gelmeyelim”
19 Ağustos 2013 - 09:21

Son günlerde besilik canlı sığır ithalatı yapılması yönündeki taleplerin, bazı kesimlere kısa vadeli çıkar sağlama amacı taşıdığını ve yerli üretim sektörünün gelişimini olumsuz yönde........

HABER MERKEZİ
Son günlerde besilik canlı sığır ithalatı yapılması yönündeki taleplerin, bazı kesimlere kısa vadeli çıkar sağlama amacı taşıdığını ve yerli üretim sektörünün gelişimini olumsuz yönde etkilediğini belirten Kırklareli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ali Dermenci Kırmızı Et’te oynana oyuna gelinmemesi gerektiğine rikkat çekerek şunları kaydetti:
“Son günlerde bazı kesimler tarafından piyasada kırmızı et talebinin arttığı, buna ek olarak Kurban Bayramı öncesi oluşacak kurbanlık talebinin karşılanabilmesi için mutlaka besilik canlı hayvan ithal edilmesi gerektiği yönünde yapılan açıklamaları yerli üretim sektörümüz adına üzüntü ile karşılamaktayız. Bu tür girişimlerin her yıl aynı kesimler tarafından ve Kurban Bayramı öncesi bir dönemde dile getirilmesi de oldukça manidar bulunmaktadır.
Türkiye’nin son yıllarda artan sığır, koyun ve keçi varlığına bağlı olarak kasaplık canlı hayvan üretimi de önemli oranda artmıştır. Süt sığırcılığımızın çıktısı olan 2 milyon baş’ı aşkın erkek sığır ve 500 bin baş civarında reforme sığır olmak üzere yaklaşık 2,5 milyon baş kasaplık sığır varlığı, kırmızı et piyasasının yıllık talebinin yanı sıra kurban döneminde oluşacak ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilecek potansiyele sahiptir. Hal böyle iken, Avrupa Birliği ülkelerinden yapılacak kasaplık canlı hayvan ithalatının yaratacağı arz fazlası, yerli üretim sektörümüzün son dönemde kaydetmiş oluğu gelişime zarar verecektir. Kaldı ki, 28 Avrupa Birliği ülkesinde çiftliklerin önemli bir bölümü, Türkiye’de olduğu gibi süt sığırcılığı yapmakta olup, süt sığırcılığının çıktısı olan erkek yavru sığırları besi sektöründe değerlendirmektedirler. Bu yolla üretilen kırmızı et üretimi Avrupa Birliği’nde önemli bir yer ve potansiyele sahiptir. Diğer taraftan et verim yönlü sığırcılık yapan işletme sayısı oldukça sınırlı olup, Avrupa Birliği’nin etçi ırk sığır varlığı ise, 1 milyon 160 bin civarındadır. Bugün ülkemizdeki hayvansal üretimi, gelişmeyi durdurmak için yapılan bu girişim, ülkemizi sürekli ithalata bağımlı hale getirecek ve yerli üretim sektörünü bitirmeyi hedeflemektedir. Bu durumdan süt sığırcılığı da olumsuz etkilenecek, doğan erkek buzağılara pazar bulunamayacaktır.
Sonuç olarak; pek çok Avrupa Birliği ülkesindeki sığır varlığının Türkiye’den çok daha az olduğu dikkate alındığında, son günlerde besilik canlı sığır ithalatı yapılması yönündeki talepler, bazı kesimlere kısa vadeli çıkar sağlama amacı taşıyan ve yerli üretim sektörümüzün gelişimini olumsuz yönde etkileyecek talihsiz gelişmeler olarak değerlendirmekteyiz.” (Savaş Eskici)