Kırklarelili dövizi, yatırım aracı olarak kullanmıyor

Kırklarelili dövizi, yatırım aracı olarak kullanmıyor

Kırklarelili dövizi, yatırım aracı olarak kullanmıyor

Kırklarelili dövizi, yatırım aracı olarak kullanmıyor

Kırklarelili dövizi, yatırım aracı olarak kullanmıyor
05 Şubat 2010 - 09:59

Kırklarelili dövizi, yatırım aracı olarak kullanmıyor 2009 yılında devam eden ekonomik kriz Kırklareli’nde, dövizin prestijini farklı bir duruma getirdi. Vatandaşlar daha önce yatırım aracı olarak kullanılan dolar ve euro gibi popüler döviz birimlerini, sadece işlerini halletmekte kullanmaya başladılar. Ayrıca uzman bir görüş, krizle birlikte Kırklareli’ndeki resesyon durumunu kısaca değerlendirerek, ilimizdeki ticari bencilliğin, sadece büyük yatırımcıya fayda sağladığına dikkat çekti.  Ekonomik krizin halen devam ettiği ve grafiklerin sık aralıklarla değiştiği piyasalarda döviz, kendi kulvarında ilerlemeye devam ediyor. Ancak insanların bu konudaki inovasyonlarında sıkı değişiklikler oldu. Kırklareli’nde dolar ve euro’nun 2009’daki ve şu andaki ivmesini sorduğumuz döviz bürosu şube müdürü Erhan Onuk, 2008 yılının sonlarında ABD’de patlak veren ve oradan tüm dünyaya yayılan ekonomik krizin, 2009 yılında da varlığını sürdürmesi sonucu, dövizde hedef değiştirdiğini ifade etti. Döviz cazibesini yitirdi Insanların yabancı para birimlerini yatırım aracı olarak görmekten uzaklaşıp, işlerini halletmeye yoğunlaştığını kaydeden Onuk, “Vatandaşların döviz birikimleri, krizle birlikte hacimsel oranda erimeye başladı. Kimse artık döviz yatırımına yönelmiyor. Birikimden vazgeçiyor. Çünkü zor bir dönemden geçiyoruz.“ diye konuştu. Kırklareli’nin memur ağırlıklı bir kent olması nedeniyle krizi yüzeysel yaşadığını söyleyen Onuk, “Ancak yine de üretim sektörü ve esnafımız tarafından derinlemesine hissedildi. Krizin yarattığı korku, piyasalardaki hızına yetişilemeyen değişimler, esnafı da memuru da, dövizini yatırıma çevirme güdüsünden uzaklaştırdı. Insanlar artık tüketim alanında kredi kartına bağımlı olmalarından dolayı döviz, cazibesini yitirmeye başladı. Çünkü bugün nakit para vermeden kredi kartıyla alışveriş yapan birçok kişi, ay sonunda maaşını ATM’den çekiyor, tekrar bankadan içeriye girip ödeme yapıyor, elinde hiç para kalmıyor.” değerlendirmesinde bulundu. Işini bilen için kriz yok Uzman gözüyle küresel krizi de değerlendiren Erhan Onuk, kendi bürolarında iş sirkülasyonunun bekledikleri performansta devam ettiğini kaydederek, krizden en fazla etkilenen yerlere Lüleburgaz, Çorlu ve Tekirdağ’ı örnek olarak gösterdi. Onuk, işini bilen için kriz olmadığını anlatarak şu açıklamaları yaptı: “Bakın, Kırklareli küçük bir kent. Daha şansı var. Her yerde büyük firmaların yatırım yaparak muhtelif sektörlere girmesi, küçük işletmecileri zor durumda bırakmaya, kendi tabirleriyle onları ezmeye başladı. Bu bir pasta. Girişimci sektöre giriyor, yatırımı büyük olduğu için kazanç konusunda da pastadan en büyük dilimi kapıyor. Bu aşamada küçük işletmeciler kendilerini yenilemezse, değişim yapmazlarsa yokolup gideceklerdir. Artık sayıları her geçen gün artan AVM’ler tüketiciye daha mantıklı gelmeye başladı. Çünkü imkanlar, alternatifler fazla. Markayı ve kaliteyi ucuza ya da daha makul fiyatlara satın almak mümkün.” Bu durumun Kırklareli için daha söz konusu olmasa da er geç gerçekleşeceğini belirten Onuk, “Önceden, ‘Emekli olduktan sonra, açarım bir bakkal dükkanı. Oturur beklerim. Ne kazanırsam bereket versin.’ gibi bir zihniyet vardı. Bu devir artık bitti. Kırklareli’nde nüfus az, henüz büyük yatırımcıya cazip değil. Ama eninde sonunda buraya da gelecekler.” dedi. Kriz, bir metanın bilmeyenin elinden bilenin eline geçmesidir Büyük yatırımcının gelerek küçük işletmeciyi zor duruma sokmaması için, birleşmenin şart olduğunu söyleyen Onuk, Kırklareli’nde böyle bir kenetlenmemin olmamasına anlam veremediğini söyledi. Onuk, “Ekonomik kriz 2008 ve 2009’da etkili oldu. Bence 2010 yılı da sıkıntılı geçecek. Ancak piyasaların beklentisi, 2010’dan sonra toparlanma yönünde. Krizde mal ve para el değiştiriyor. Yani bir nevi işi bilen, işi bilmeyenin elinden alıyor. Kriz budur. Kırklareli’nde tek bir AVM var. Insanlar şikayet etse de, etmese de oraya gidiyor. Hepimiz gidiyoruz. Ancak Kırklareli’nde varolan yerel işletmeciler, beraberlik içerisinde olabilselerdi, yine onların şikayet ettiği durum yaşanmazdı diye düşünüyorum. Ama maalesef anlaşmazlık varki, bugüne kadar birleşim olmamış. Bugünden sonra da olmazsa, pastanın büyük dilimlerini yine büyükler kapmaya devam eder.” dedi.