HÜR DÜŞÜNCE














Oktay Ceylan





Ülkemiz her zaman bir kanayan yara olsun, sürekli kaşıyalım kanatalım, içgüdüleriyle hareket edenlere izin vermeyelim. Geçmişin karanlık kaos dolu günlerine takılıp kalmayalım. İleriye daha ileriye ümit ile bakalım.


Geçmişin yaralarını kaşımayalım, kanatmayalım. Gelin bir bütün olup yaralara merhem olalım.


Yaralar deşilmeden, içindeki irinler boşaltılmadan sarsılmaz mantığını kabul etmiyorum.


Dünya neler ile uğraşıyor. Biz hala neler ile uğraşıyoruz. Geçmiş ile yaşamak, zaman tüneline girmek de dünya bir değişim içinde. Bu değişime geçte olsa ülkemizde ayak uydurmaya mecburdur. Benim mağdurlarım, onun mağdurları, ötekinin mağdurları diye diretilir ise Türkiye’de sağ duyunun hakim olduğunu göremeyiz.


Öğrencilik yıllarımın nasıl geçtiğini teferruat ile anlatmama gerek yok. Terörün tavan yaptığı bir dönem. Kurtarılmış bölgeler, sokaklar, şehirler vs vs


Kim neyi kurtardı? Kimler fayda, kimler zarar gördü!?


Bu olup bitenler sonradan meydana çıktı ama iş işten geçti. Bugün ülkemizdeki bölünmüş en ilkel bölgelerde bile bu kadar fazla yok. Birlik ve beraber olmak varken bu ikilikler, üçlükler niye? Bütün olmak varken, beraber olmak varken heba olmak niye?


Irkçılığın kimseye faydası yok. Yere düşürmeye kimsenin haddi yok. Hepimizin içinde olduğumuz bu millet bin yıldır İslam’ın bayraktarlığını yapıyor.


Irkçılığı ortaya atanlar; milyonlarca evlilik yapmış ve onlardan dünyaya gelmiş milyonlar var insanımız olmuş. Bunlardan niye bahsetmezler! Onlarla ET ile TIRNAK gibi olmuşuz.


Ülkemizde yeniden içeriden ve dışarıdan pis bir koku ithal edilmiş gibi görünüyor.


Türkiye’nin üzerini yeniden KARA BULUTLAR örtmeden iktidarıyla muhalefeti ile tek vücut olarak bunun tedbirini mutlaka ve mutlaka almalıyız.


Not; Bugün geçirdiğimiz HASSAS dönemler içerisinde “Yara’nın içini iyi temizlemeden irin’in içinden temizlemeden yara sarılıp merhem sürülmez” tezini savunanları ve hala direnenleri BEDBAHLAR olarak kamuoyuna ilan ediyorum.