"Insan sağlığı dikkate alınmayarak, GDO'lu ürünlerin üretimi ve ticareti serbest bırakıldı"

"Insan sağlığı dikkate alınmayarak, GDO'lu ürünlerin üretimi ve ticareti serbest bırakıldı"

"Insan sağlığı dikkate alınmayarak, GDO'lu ürünlerin üretimi ve ticareti serbest bırakıldı"

"Insan sağlığı dikkate alınmayarak, GDO'lu ürünlerin üretimi ve ticareti serbest bırakıldı"

06 Kasım 2009 - 11:17

"Insan sağlığı dikkate alınmayarak, GDO'lu ürünlerin üretimi ve ticareti serbest bırakıldı" TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Il Temsilcisi Erol Özkan, Genetik Yapısı Değiştirilmiş Ürünler'in (GDO) üretimi ve ticaretinin serbest bırakılması sebebiyle, bu durumu protesto eden bir basın açıklaması yaptı.    Özkan açıklamasında şunları kaydetti; "Kızılderili Şef Seattle günümüzden tam 155 yıl önce 1854 yılında, "Gökyüzünü, toprağı, kayaların ısısını nasıl olur da alıp satabilirsiniz" demiş. Ama o zaman nerden bilebilirdi ki, o tarihten 155 yıl sonra her şeyin alınıp satılabileceği bir meta gibi görülmeye çalışılacağını, her şeye ticari açıdan ve kar açısından yaklaşılacağını ve hatta bu nedenle gerekirse başta insanlar olmak üzere canlıların sağlığının riske edilebileceğini? Hey gidi koca şef hey... 26 Ekim 2009 tarihli resmi gazetede yayınlanan bir yönetmelik değişikliği ile "GDO'lu ürünlerin yani genetiği değiştirilmiş organizmaların ülkemizde üretimini, alınıp satılmasını, ithalini, ticaretini serbest bırakan" yönetmelik değişikliği bu düşüncenin dışında tutulabilir mi sanılıyor? Bu değişikliği gözlerini para hırsı bürümüş ve karlarına kar katmaktan başka bir şey düşünmeyen Çok Uluslu Şirketlerin (ÇUŞ) ticari çıkarlarından ayrı düşünmek mümkün müdür? Ne fark eder ki önemli olan uluslar arası holding sahibi dostlarımızın ticari kaygıları giderilsin yeter. Bir çok AB ülkesinde bu ürünlerin ekimi, ticareti, ülkeye sokulması yasakmış, çok mu önemli. Olur mu, elbette hayır, hiç de önemli değil, o da ne demek, hatta bu yolda gerekirse insan sağlığı bile riske edilebilir. Haydi yürü, devam et, önünde hangi engel durabilir, kim tutar seni... Programlı olarak hayata geçirilen ve dayatılan GDO planı bize ait olanı değiştirmek, önce tohumumuzu, sonra bedenimizi ve nihayet ruhumuzu başkalaştırma ve bağımlı kılma planıdır. Uyanalım üreticim, tüketicim uyanalım!!! Bu konuda çıkartılan yönetmeliğin çarpık yönlerine ve risklerine dikkat çeken Prof. Dr. Tayfun ÖZKAYA'dan alınan makaleyi paylaşmak istiyorum; "Gündemin domuz gribi ve açılım ile bu kadar yüklü olduğu bu günlerde 26 Ekim pazartesi günü Resmi Gazetede Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir yönetmeliğin zamanlaması doğrusu GDO severler için çok uygun idi. Yönetmelik Türkiye'yi GDO'ların ithaline ve kullanımına açtı. Artık GDO'lu ürünlerle zehirlenme özgürlüğü başlamıştır. GDO'lu ürünleri topluma yedirmek için önce haberi farkına varmadan yedirmek gerekir diye bazıları düşünmüş olabilir mi? Pazartesi medya bu olayla hiç ilgilenmedi. Salı günü ise birçok gazete ve web sayfasında haber ters verilmişti. Kimisi mamalarda artık GDO kullanılamayacağını, kimisi de Türkiye'ye GDO'ların giremeyeceğini yazıyordu. Yüzeysel izleyiciler için nerede ise çok güzel bir haber vardı. GDO'lu ürünlerin sağlığa etkileri hayvanlar üzerinde yapılan epeyce araştırmaya konu oldu. Sadece bir tanesini verelim. Iskoçya Rowett Enstitüsü'nden Dr. Arpad Pusztai'nin GD patates ile beslediği farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma görüldü.            Okuduğunu anlayacak herkesi yönetmeliği kendi gözleri ile okumaya çağırıyorum. Merak etmeyin beş sayfadan fazla değil. Bundan sonra sizin ve çocuklarınızın ne yiyeceği sizin elinizde. Internette adres yerine  rega.basbakanlik.gov.tr yazıp tıklayın ve 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazeteyi açıp kendiniz okuyun. Madde 5/2'de yazanlar şöyle: "Ithal edilen, üretilen veya dağıtımı yapılan GDO'lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde, gıda veya yem işletmecisi sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri almak, Bakanlığı, diğer ilgili mercileri ve tüketicileri acilen bilgilendirmek ve söz konusu gıda veya yemi, piyasadan geri çekmek zorundadır." Emriniz olur. Az sayıda istisnası ile dünyanın neresinde görülmüş, bir şirketin "yoğurdum ekşidir" dediği. Hindistan'da GDO'lu pamuğun verimsiz ve zararlı olduğunu 19 araştırma söylediği halde, bu araştırmaları hangi şirket dikkate almıştır.  Madde 5/3'de şunlar yazıyor: "GDO lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır. Yani "aslında GDO'lar zararlıdır, bu yüzden bebekleri şimdilik affediyoruz. Büyüyünce onlar da başlarlar yemeğe" demekteler. Daha başka söze gerek var mı? Madde 5/7'de şunları okuyoruz: "Gıda veya yemin % 0,5 ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez." Insan veya çevre sağlığına zararlı bir ürünün azıcık karışmasının bir sakıncası olmadığı söylenmek isteniyor. Birazcık mikrop zarar vermez gibi bir ifade. Zararlı bir organizmanın şakaya gelmeyeceğini bilmiyorlar mı? Madde 5/8'de şunları okuyoruz: "GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz." Eee, pes yani. GDO'lu gıdaları üretenler o kadar ürünlerine güvenmiyorlar ki her hangi bir gıda üreten bir şirket paketin üzerine ürününde GDO kullanılmadığını yazamıyor. Tarım Bakanlığına öneriyoruz: "trans yağ kullanılmamıştır", "katkı maddesi kullanılmamıştır", "domuz eti kullanılmamıştır" yazılmasını da yasaklasınlar  Ne farkı var? Çok mu masum bu madde. Bu isteğin ABD'de GDO'lu ürün üreten şirketlerin talebi olduğunu biliyorlardı şüphesiz.  GDO'ya Hayır Platformunun da açıkladığı gibi "GDO'lu yemlerle beslenen hayvanların ve ürünlerinin de GDO'lu sayılması ve dolayısıyla etiketlenmesine ilişkin hiçbir maddenin yönetmelikte yer almaması da insan sağlığının hiçe sayıldığının en büyük göstergelerinden biridir." Içtiğiniz süt artık çok daha tehlikeli olacak. Yönetmeliği çiğneyenlere verilecek para cezaları büyük şirketleri ürkütecek düzeyde değildir. Bütün bunlar insanlarımıza, çevreye yapılan bir zulüm değilse nedir? Artık GDO ile zehirlenme özgürlüğünüz var. Ya şimdi ayağa kalk ve itiraz et, Ya da sistemin mezbahasında uslu koyun olduğunu itiraf et."