İhracat Finansmanı ve Sigortası masaya yatırıldı

İhracat Finansmanı ve Sigortası masaya yatırıldı

İhracat Finansmanı ve Sigortası masaya yatırıldı

İhracat Finansmanı ve Sigortası masaya yatırıldı

İhracat Finansmanı ve Sigortası masaya yatırıldı
02 Ekim 2011 - 22:01

İhracat konusu Kırklareli’de ilgi görmedi.










Kırklareli’deki ticarî firmalara yönelik olarak yapılan, Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından koordine edilen “İhracatın Finansmanı ve İhracat Sigortası”nın masaya yatırıldığı konferans ilgi görmedi. Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ertuğrul Ziya Çetintaş; seminere 25 kişinin katıldığını görünce; Kırklareli’nin İhracat konusunda bir sıkıntısı olmadığı kanaatine vardığını söyledi.





HABER MERKEZİ


Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) ev sahipliğinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Bankalar Birliği tarafından koordine edilen “İhracatın Finansmanı ve İhracat Sigortası” konulu konferans yapıldı.


“İhracatın Finansmanı ve İhracat Sigortası” konulu konferansı, Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) Rektörlüğü Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda 26 Eylül 2011 Pazartesi günü saat 14.00’da yapıldı.


Yaklaşık 25 kişinin katıldığı konferansta Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Ziya Çetintaş katılımın az olmasına dikkat çekerken, Kırklareli’nin İhracat konusunda bir sıkıntısı olmadığı kanaatine vardığını söyledi.


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yardımcı da yaptığı konuşmasında, konferansa olan katılımın az olmasına dikkat çekti.


Yardımcı, konferansta yaptığı konuşmasında şunları kaydetti;


“Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak geçtiğimiz haziran ayında Türkiye Bankalar Birliği ile yaptığımız protokol ile ülkemizin bölge bazında pek çok ilinde firma sahiplerini ve yöneticilerine ülkemizde bulunan tüm finansman imkânlarını ve o finansman imkânlarına en kısa yoldan nasıl ulaşılacağı konusunda bilgi vermek içindir.


İs dünyasına mevcut finansmana erişim imkânları ve islerinin kolaylaştırılması için bilgilendirme seminerleri düzenleyeceğimizi daha önceden duyurmuştuk.


Yatırım projelerinin ve ihracatın güçlü finansmanı, ihracat sigortası, türev enstrümanlarla kur riski başta olmak üzere piyasa risklerini azaltma, sermaye piyasalarından kaynak sağlama gibi konularda üyelerimizin bilgi birikimlerini arttırmak, ufuklarını genişletmek istiyoruz.


Ülkemizin üretim kapasitesinin KOBİ'lerin üzerine kurulu olduğunu hepimiz biliyoruz. Ülkemizde her yıl kapanan şirketten bir kaç kat daha fazla yeni şirket kuruluyor. Ancak bu şirketlerimizi büyütmeyi ve daha ileri götürmeyi beceremiyoruz.


Bir süredir TOBB bünyesinde ticaret sicil gazetesini elektronik arşivleme çalışmaları yürütüyoruz. Bu çalışma ile Türkiye'de kurulan bütün firmaların tarihçesine kolayca ulaşma imkânı sağlayacağız. İlerleyen günlerde açıklayacağımız bu proje adeta Türk Özel Sektörü’nün röngenini çekiyor. Bu çalışma kapsamında ilk çıktıları değerlendirdiğimizde; Türkiye’de 1 milyon civarında faal firmanın bulunduğunu görüyoruz.


Her yıl yaklaşık 100 bin yeni işletme kuruluyor. Firmaların ömrü yaklaşık olarak 5-10 yıl arasında değişiyor. Hâlbuki batıda ve doğu'da asırlardır ayakta duran şirketler görüyorsunuz. Oralarda yaklaşık 200 yıl, 300 yıl, hatta 500 yıllık şirketler mevcut. Neden bizde durum böyle değil? Sorunumuz şurada; kolay şirket kuruyor ama bunları büyütemiyoruz. Çünkü sermayemiz yeterli değil. Çünkü mali sistemimiz yeterince büyük değil. Çünkü kurumsal yönetim ilkelerini şirketlerimizde geliştiremiyoruz. Bu duruma mevcut finansman imkânları ve risk azaltıcı yöntemler noktasında bilgi noksanlığı eklenince KOBİ'lerimiz faaliyetlerinde güçlük yaşıyorlar. Orta doğu ülkelerinde ikili ilişkiler hızla gelişmektedir. Müteahhitlik gelirleri ve ihracatın hızla arttığını görüyoruz.


Ancak bu pazarlar aynı zamanda zorlu pazarlar. Türk girişimcisi her zorluğun üstesinden geliyor, ama son dönemlerde bölgedeki siyasi istikrarsızlık şirketlerimizi tehdit ediyor.


Bu sorunu çözebilmek için dış ekonomik ilişkiler kurulu ve Eximbank ile birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Şirketlerimize daha iyi koşullarda “Politik Risk Ve İhracat Sigortası”nı nasıl sunarız diye ekiplerimiz çalışıyor. Bu kapsamda orta ve büyük çaplı şirketlerimize yönelik bir anket çalışması da yaptık. Ankete katılan şirketlerimizin yüzde 74'ü politik risk ve ihracat sigortası konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını söyledi, düşünün. Bunlar belli bir büyüklüğün üzerindeki şirketlerimiz. Küçük şirketlerin durumunu siz düşünün.


Türkiye'nin 2023 yılı hedefleri arasında ihracatı arttırmak ve girişimcileri güçlendirmek de bulunuyor.


Bu hedefleri yakalamamız için bütün potansiyelimizi en verimli şekilde kullanmamız gerekiyor. Mevcut imkânlarımızı sonuna kadar kullanmak için en geniş bilgi birikimine sahip olmalıyız, şirketlerimizin ihtiyaç duyduğu finansal araçların geliştirilmesini ve tüm şirketlerimizin bu araçlardan haberdar olmasını sağlamamız gerekiyor. İşte bugün bu yönde bir adım atıyoruz. Bankacılık sektörü ile reel sektör arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik ufkunuzu açacağız. Ülkemizin dört bir köşesinde gerçekleştireceğimiz toplantı ve seminerlerle özel sektör ve bankacılık temsilcilerinin arasında kurulan güven köprüsünü güçlendireceğiz. Bilgi alış verişini arttıracağız. Ülkemizin zenginleşmesine hep birlikte katkı sunacağız”.





*Eximbank’ın amaç ve faaliyetleri konusunda bilkgilendirme yapıldı





Eximbank Uzmanları Gizem Alyazıcı Kılıç ve Asiye Gonca Aydın ise, konferansa konuşmacı olarak katıldı.


“İhracatın Finansmanı ve İhracat Sigortası” hakkında çeşitli bilgiler veren Kılıç, Eximbank’ın temel amaç ve faaliyetlerini anlattı.


Ezimbank’ın en çok kullanılan krediler programının kısa vadeli kredi programı olduğunu söyleyen Kılıç;


“Eximbank’ın kademeli olarak uygulamaya koyduğu kredi, garanti ve sigorta programları ile ülkemiz ihracatının desteklenmesine katkıda bulunmuştur.


Eximbank’ın amaçları ise Türkiye ihracatının geliştirilmesi, ihraç edilen malların çeşitlendirilmesi, ihraç mallarına yeni pazarlar kazandırılması ve ihracatçıların uluslararası ticareti faydalarının arttırılması şeklinde sıralayabiliriz. Bu amaç çerçevesinde çalışan bankamız faaliyetlerini de mal ve hizmet ihracını kısa, orta ve uzun vadeler ile finanse etmek, mal ve hizmet ihracında ihracatçıya ticaret ve politik risklerden korumak ve ihracatçının yurt içinden ve yurt dışından sağlayacağı krediler ile Eximbank olarak garanti altına almak şeklinde 3 grupta toplayabiliriz.


Eximbank’ın kredilerini 7 başlık altında sıralayabiliriz. Bunlardan en çok kullanılan kredi programımız ise kısa vadeli ihracat kredileridir. Bir diğer programlarımız ise özellikli krediler, yurtdışı fuar katılım kredisi, döviz kazandırıcı hizmetler kapsamında kullandırılan krediler, dünya bankası kaynaklı krediler, Avrupa bankası kaynaklı ve ülke kredileri. Bu başlıklar altında çok farklı kredi programları var.


İmalatçı, ihracatçı veya imalatçı-ihracatçı vasfına sahip Türkiye’deki tüm firmalar ihracat yapmak şartıyla yararlanabilir. Türk menşeili malların kesin olarak ihracatı karşılığında bu programlar değerlendirilebilir. Kredi TL veya Döviz olarak firmanın isteği doğrultusunda kredi kullandırılır. Kredilerin farklı farklı yapıları vardır. Ama kısa vadeleri olduğu için en uzun vade 540 gündür. Bu krediler ihracat taahhüdü karşılığında kullandırılır” dedi. (ue)