“Hükümetimiz gençleri korkutamadığı için yeni bir aşamaya geçti”

“Hükümetimiz gençleri korkutamadığı için yeni bir aşamaya geçti”

“Hükümetimiz gençleri korkutamadığı için yeni bir aşamaya geçti”

“Hükümetimiz gençleri korkutamadığı için yeni bir aşamaya geçti”

“Hükümetimiz gençleri korkutamadığı için yeni bir aşamaya geçti”
13 Aralık 2010 - 09:35

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Süheyl Batum, 11 Aralık 2010
Cumartesi günü beraberinde Cumhuriyet Halk Partisi MYK Üyesi ve aynı
zamanda Halkla İlişkiler Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Özpolat ile
birlikte Kırklareli’ne geldi.

HABER MERKEZİ

Saat 11.00’da CHP Kırklareli İl Binası’nda parti üyeleri ile birlikte bir arada olması gereken Genel Sekreter Batum, yolda araçlarının arıza yapması nedeni ile Kırklareli’ye 2 saat geç gelmek zorunda kaldı. Genel Sekreter Batum’u CHP İl Binasında önünde CHP Kırklareli İl Başkanı Vecdi Gündoğdu ve beraberindekiler karşıladı. Genel Sekreter Batum, burada CHP’nin Kırklareli İl, İlçe, Belde Meclis Üyeleri, Belediye Başkanları, Parti Başkanları ve Parti Üyeleri ile bir araya geldi.
CHP Kırklareli İl Başkanı Vecdi Gündoğdu, Genel Sekreter Batum’un ziyareti ile ilgili bir açıklama yaparak, MYK üyesi Özpolat ve Genel Sekreter Batum’un kendilerine partinin Ankara’da yaşananlar ile ilgili bilgiler vereceğini, aynı zamanda 18 Aralık 2010 Cumartesi günü yapılacak olan kurultay ile ilgili düşüncelerini kendileri ile paylaşacaklarını söyledi ve sözü Genel Sekreter Batum’a bıraktı.
CHP İl, İlçe ve Belde Yönetim Üyeleri’ne “Aile fertlerimiz” diyerek sözlerine başlayan Genel Sekreter Batum şunları kaydetti;
“Dünya’nın ve Avrupa’nın en pahalı benzinini kullanmaya başladık. Türkiye’de çok fazla olumsuz olay yaşanıyor. Dünyanın her yerinde büyük hayret ile karşılanan belgeler açıklanıyor. Türkiye’de hükümetimiz bunların üzerini bağırıp, çağırıp ve belirli yöntemler ile 8 yıldır yaptığı gibi örtmeye çalışıyor. Hükümetimiz bu olayları örterken bütün kesimleri korkutabildi. Cumhuriyet hükümetlerinin hiçbir tanesinde görülmemiş ölçüde korku ve baskı yayarak seslerini kısmaya çalıştı. Son dönemde gençlerin sesini ekonomiden doğrudan doğruya bağlantılı olmadığı için, doğrudan doğruya kokutabilecek bir takım araçları olmadığı için, nasıl iş adamını ihale ve vergi yolu ile korkutabiliyorsa, açıkça televizyondan; “Bana bakın benden olmayan bertaraf olur” diye biliyorsa, hükümetimiz gençleri korkutamadığı için yeni bir aşamaya geçti. Bu son dönemdeki ekonomik ve sosyal sıkıntılar ortadayken, bizlerde yeni bir kurultaya gidiyoruz. Bu konular CHP’nin değerli aile fertleri ile hep beraber görüşmek istiyorduk. Hepimiz bir yerlere gidip, bu yeni dönem ve yeni koşullarda neler söyleyelim, ne yapalım diyerek aile fertlerimizin görüşlerini almak istiyoruz. Bu nedenle Sayın MYK Üyemiz Özpolat ile beraber Kırklareli’ne geldik. Burada ailenin fertleri ile beraber olmaktan çok memnunuz.”

* “Trakya çok şeyler hak ediyor”
Basın mensuplarını sorularına yanıt veren Genel Sekreter Batum, bir basın mensubunun; “Trakya’yı CHP’nin kalesi olarak biliyoruz. Daha önce MYK’da iki milletvekilimiz vardı. Son dönemde bunlar kadro dışı kaldı. Acaba Trakya bunu hak ediyor mu sizce?” sorusuna şu yanıtı verdi;
“Trakya çok şeyler hak ediyor. Trakya, Türkiye’de ekonomik açıdan hayvancılığı, tarımı, ekonominin temel üretim çizgilerini ortadan kaldırarak yeni bir anlayış yerleştiren bir AKP zihniyetine karşı açıkça direnen, her türlü baskıya karşı; “Biz Cumhuriyetin değerlerini bırakmayacağız, Cumhuriyetin ülkeye yerleştirmek istediği üretim ve ekonomi anlayışını muhafaza edeceğiz” diyen bir yerdir. O bakımdan CHP’nin ne yeni, nede eski yönetimde Trakya’nın bu mücadelesini tam manasıyla yansıtmayacak bir yapılanmaya gitmeyi düşünecek bir zihniyet yoktur. Hiç kimse bunu merak etmesin, bugün bunu gördüğünüz, kurultaydan sonra çok açıklıkla göreceksiniz.”

* “Bunlar korkutma ve yıldırma politikasıdır”
Bir basın mensubunun; “Burhan Kuzu yumurta atan öğrenciler için “bunlar Ergenekoncu” tabirini kullandı. Sizce bu eylem provoke mi? yoksa daha faklı düşünceleriniz var mı?” sorusuna şu yanıtı verdi;
“Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin bireyleri olarak gerçek anlamda demokrasiye inanan insanlarız. Eğer şiddet eylemi varsa bu şiddet eylemini dünyanın hiçbir yerinde kabul etmeyiz. Türkiye’de herkes sesi çıkamaz hale getirilmişse, bu ülkede Başbakan açıkça; “bana bakın bitaraf olan bertaraf olur” demiş ise medya patronlarına; “Bana bakın benim gibi düşünmeyen gazetecileri gazetenizden atmazsanız bir daha yanıma gelip ağlamayın” demiş ise, sesini çıkartacak tek kesim kalmıştır. Bunlarda gençlerdir. Gençlerde sesini çıkartmak istediğinde Burhan Kuzu ne derse desin. AKP iktidarının propagandadan sorumlu Bakanı Çelik, ne derse desin. Başbakan ne kadar işleri mugalatayla, bağırıp, çağırıp, bir yerlerden şiirler okuyup, engellemeye yada göz ardı etmeye çalışırsa çalışsın, bu gençler Türkiye’de sadece pankart açtıkları için dayaklar yediler ve bunları hep beraber gördük. Daha doğrusu göremedik. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki çocukların 500 polis tarafından dayak yemesini hiçbir basın yazmaya cesaret edemedi. Yumurtalı eylem şiddet eylemi değildir. Buna maruz kalan insanı tabiî ki üzen bir olaydır. Bu durumda hepimiz üzülürüz. Ama iktidar partisi bunlara maruz kalıyorsa sunu düşünmesi lazım; “ya biz bir şey mi yaptık? Neden bunlar sesini çıkaramayıp yumurta atıyorlar.” Pankart asan çocuklara 15 ay hapis cezası verilen bir ülkede yaşıyoruz. İktidarın hiçbir temsilcisi bunları göz ardı etmeye çalışmasın. Orada dayak yiyen ağzı burunu kırılan çocuklara ne soruşturması açtılar. Bizi kandırmaya çalışmasınlar. Burhan Kuzu’nun söylediklerine hiç inanmıyorum. Bir iktidar şiddet yoluna saptığı zaman mutlaka olayları tırmandırmak zorundadır. Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu çıkıp; “Siz camide bu kadar yolsuzluk yaptınız. Yapılmamış işlerin parasını ödediniz” diyor. Başbakan; “En son bana bunu söyleyen şimdi Ergenekon’dan içeride” diyor. Kendilerini protesto etmeye çalışan gençlere karşı bunlar “Ergenekoncu” diyorlar. Merak etmeyin seçimlerde de bol bol yaşayacağız böyle olayları, Trakya’nın insanına da; “Bunlar bize oy vermiyor. Çünkü onlar Ergenekoncu” diyecekler. Bunlar korkutma ve yıldırma politikasıdır. Ben Silivri’de yatanları Ergenekon’dan yatıyor zannediyordum. Başbakan geçen gün televizyonda herkesin karşısında açıkladı. Dedi ki; “Benim 1 milyar Dolarım olduğunu söyleyen adam üç buçuk yıldır içeride yatıyor” dedi. Biz onları Ergenekon’dan yatıyor zannediyorduk. Meğersem onlar bu yüzden yatıyormuş. Gençleri de hükümeti protesto ediyor zannediyorduk. Meğer onlar Ergenekoncuymuş. Bıraksınlar bu işleri Bizim iktidar olacağımızı biliyorlar. Korkunun ecele faydası yok. Şiir okumanın da başbakana hiçbir faydası olmayacak.”

* “Bizde o temsilciler ile iktidara ve başarıya yürüyeceğiz”
Bir basın mensubunun; “Genel Kurul öncesi Parti içerisinde ön seçim olacak mı? Bu konuyu çok sayıda üye merak içerisinde bekliyorlar” sorusuna Genel Sekreter Batum şu cevabı verdi;
“Biz Türkiye’de demokratik, çağdaş, insan haklarına dayalı, eşitliğe dayalı bir sistemi gerçekleştireceğiz. Bu sistemi gerçekleştirirken CHP’nin de kendi içinde ne olursa olsun eşitlikçi, özgürlükçü bir sistemi benimsemesi gerekir. Bunu için Sayın Gelen Başkanımız; “ilke olarak ön seçim sisteminin tüm üyelerin katılımıyla yapılacak bu sistemi CHP benimseyecektir.” dedi. Bu Sayın Genel Başkanımızın düşüncesi ve tavrıdır. Bizim hepimizin yürekten inandığı bir sistemdir. İlkesel olarak ön seçim sistemi ile CHP’nin aile üyeleri kendi temsilcilerini seçme yoluna gidecektir. Bizde o temsilciler ile iktidara ve başarıya yürüyeceğiz. Sizler yerel basın olarak buraları iyi bilirsiniz. Ama bilin ki bütün illerimizde biz iktidara yürüyoruz bunun için ne yapmak gerekirse onun iki katını gerçekleştirip yeni dönemde iktidar olarak sizlere buradan tekrar sesleneceğiz.”
Parti üyeleri ile bir araya gelen Genel Sekreter Batum ve MYK Üyesi Özpolat CHP Kırklareli İl Başkanlığı’na yaptıkları ziyaretin devamını basına kapalı olarak gerçekleştirdi. (c.s.)