“Her 10 kadından 4’ü şiddet görüyor”

“Her 10 kadından 4’ü şiddet görüyor”

“Her 10 kadından 4’ü şiddet görüyor”

“Her 10 kadından 4’ü şiddet görüyor”

“Her 10 kadından 4’ü şiddet görüyor”
26 Kasım 2011 - 09:13

Kırklareli Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Uzun; “Türkiye’de her 10 kadından dördü şiddet görmektedir. Her karanlığın sonunda bir aydınlık göreceğimiz inancı ve kararlılığı içerisindeyiz” dedi.







HABER MERKEZİ


Kırklareli Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Tülay Uzun, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası mücadele ve dayanışma günü dolayısıyla; “Her geçen gün kadına karşı şiddet oranı önemli ölçüde artmaktadır” dedi.


İç Hukukunun uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini belirten Av. Uzun, kadın sığınma evlerinin nitelik ve niceliklerinin iyileştirilmesi ve sayılarının arttırılması için gerekli çalışmaların da yapılması gerektiğini söyledi.


Uzun, gazetecilere yaptığı açıklamasında şunları söyledi;


“Kadına yönelik her türlü şiddet insan hakları temel ilkeleri bağlamında suçtur. Ülkemizin temel gerçekleri esas alındığında kadına yönelik şiddetle mücadelede halen istenilen seviyede başarı sağlanamadığı ortadadır. He geçen gün gerek ulusal basınımıza da gerekse de kamuoyunun dikkatle takip ettiği dosyalardan görüleceği üzere kadına karşı şiddet oranı önemli ölçüde artmaktadır.


Kadınlarımız bugün dünden daha yoğun bir biçimde şiddete maruz kalmaktadırlar. Kadın cinayeti oranı 2011 yılında büyük bir artış göstermiştir. Resmi veriler, Türkiye’deki kadın cinayetlerinin yedi yılda yüzde bin 400 arttığını göstermektedir. Türkiye’de her 10 kadından dördü şiddet görmektedir. Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü’nün “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırmasına göre, Türkiye’de kadınların yüzde 41.9’u fiziksel ve cinsel şiddete uğramaktadır. Yüzde 49.9’la en fazla şiddete maruz kalan kadınlar düşük gelir grubundan oluşmaktadır. Şiddet, yüksek gelir grubunda da azımsanmayacak oranda olup yüzde 28.7’dir.


Bu meyanda; İç Hukukumuzun uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Kadın için pozitif ayrımcılık ile ilgili kamusal alanda gerekli yasal düzenlemeler hızla hayata geçirilmelidir. Şiddet gören kadınlar kolluk kuvvetlerine başvurulduğundan acilen kendilerine koruma sağlanmalıdır. Kadın sığınma evlerinin nitelik ve niceliklerinin iyileştirilmesi ve sayılarının arttırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.


İstihdam edilen kadın sayısının her geçen gün azaldığı ve şiddetin işyerlerinde kendini Mobing olarak gösterdiği ülkemizde kadınların istihdama katılımını sağlanarak ve Mobing'e karşı koyacak düzenlemeler yapılmalıdır.


Ülkemizde okuryazar olmayan kitlenin yüzde 84’ünün kadın olduğunun düşünüldüğünde kadınların eğitim olanaklarından daha fazla yararlandırılması sağlanmalıdır.


İlköğretim yıllarından başlayarak kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin bir bakış açısı oluşturulması, örgün eğitimin önde gelen görevleri arasında yer almalıdır.


Kolluk, idari ve adli görevlilerin periyodik ve sürekli eğitimlerinin her birinin uygulayıcı birim olması nedeniyle zorunluluktur. Kadın Hakları konusunda Dünya verilerinin de çok altında kalmış olan ülkemizde, Kadın Hakları konusunda daha yapılacak çok şeyin olduğu ortadadır.


Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile de koruma altına alınan, insanın “İnsan” olmasından doğan ve kendisine sıkı sıkıya bağlı olan temel hak yaşam hakkının, pozitif ayrımcılık hükümlerinin uygulandığı bir hukuk sisteminde korunması, Sosyo-Ekonomik iyi etüt edilerek, gerçekçi bir bakış açısı ile şiddete karşı çözüm arayan politikaların oluşturulması konusunda kadın hakları savunucuları olarak her zamankinden fazla emek sarf edeceğiz ve ısrarcı olacağız. Üzerimize düşen sorumlulukların her geçen gün ağırlaştığının bilincindeyiz. Herkesi, şiddete sessiz kalmayarak şiddete karşı savaşmaya davet ediyoruz.


Her karanlığın sonunda bir aydınlık göreceğimiz inancı ve kararlılığı içerisindeyiz.” (ue)