Hasan Ali Eren; “Bedelini ödedim”

Hasan Ali Eren; “Bedelini ödedim”

Hasan Ali Eren; “Bedelini ödedim”

Hasan Ali Eren; “Bedelini ödedim”

Hasan Ali Eren; “Bedelini ödedim”
30 Ekim 2012 - 09:30

16 Ekim 2012 Salı günü Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Babaeski İlçe Başkanlığı’ndan istifa eden Hasan Ali Eren gazetemize yaptığı yazılı açıklamasında görevinden ayrılmasının gerçek sebebinin ilçenin diğer siyasi aktörleriyle çektiği sıkıntılar olduğunu belirterek şunları kaydetti:




HABER MERKEZİ





“Cumhuriyet Halk Partisi Üyesi olmaktan gurur duyduğum 2003 yılından bu güne aktif olarak sürdürdüğüm siyasi hayatım da; sade bir Üyelik, Yedek Meclis Üyeliği, Asil Belediye Meclis Üyeliği, İlçe Sekreterliği, İlçe Başkanlığı olmak üzere, partimin her kademesinde  severek isteyerek  görev aldım. 16 Ekim 2012 tarihi itibarıyla onur ve şerefle taşıdığım CHP Babaeski İlçe Başkanlığı görevinden istifa etmiş bulunmaktayım. CHP’nde  herhangi bir makam ve unvana sahip olmadan da  sade bir üye olarak değerli kalınabileceğine inananlardanım. Siyasette Partine emek vereceksin, verdim. Partine sahip çıkacaksın, çıktım. Ve bedelini ödedim.  İstifamın ana nedeni;  ilçenin diğer siyasi aktörleriyle bir süredir yaşadığım sıkıntılardır. Ben aramızın iyi olması ve birlikte çalışma imkânımız olmasını hep arzu ettim, fakat başaramadım. Bazı sıkıntıları saklamak yok saymak ve birikmesine sebep olmakta “Yalana paralel” bir davranıştır. Yerinde çözülemeyen sorunlar maalesef derinleşmiştir.  Bu süreç  arkasından ne  geleceği belli olan bir süreçtir. Başarısızlıkta bir sonuçtur ve gereği yapılmalıdır. “Bir insan boyun eğmeye zorlanır da boyun eğerse iyi eder;  boyunduruğunu silkip atabilecek olur da atarsa daha iyi eder.” Bu durum belki de şahsıma uyuyordur. 


Alınan ya da alınamayan sonuçlar nedeniyle sorumlu mevkide bulunan kişilerin istifası erdemli, onurlu bir davranış, bir tepki olarak değerlendirilir. İstifa aynı zamanda arkadan gelenlere yol açma yöntemidir. Siyaset yolu uzun ve yorucu da olsa yolcu yolunda gerek. Yenilgi dâhil her şeyi göze alarak devam etmek  özgürlüğün ta kendisidir. “Siyasette her zaman sen  kazanamazsın. Tamamen sen kazandığında karşı tarafa kin ve öfke bırakırsın ki o biriken kin ve öfke yeri ve zamanı geldiğinde seni yok eder.” Bu sözden hareketle başkalarına da siyasette  temsil edilebilme imkanı  tanıyacaksın. Siyasi mutluluğun anahtarı yalnız kendinizi düşünmek değil, bütün insanları düşünmek ve onlara saygı duymaktır. Yanlış siyaset izlediğini düşündüğümüz  arkadaşlarımızla yollarımızı ayırmak zorunda kalabiliriz.  


Ülkemizin ve ilçemizin geleceği; siyaseti “Meslek” edinmiş bir iki kişiye bırakılamaz! Siyaseti “ulusal bir görev” olarak gören insanların siyasette ön alması gereklidir. Medyatik şöhretler siyasete tepeden inmek suretiyle demokrasinin işleyişi ve siyasi parti gerçeği açısından risk oluşturduklarının farkında değiller. Aslında, hiçbir şey  dünya ve ülkem insanı için kapıya dayanmış enerji, açlık ve örgütlü cehalet sorunlarından daha önemli değildir. Belki de 2025 yılında petrole ve buğdaya verecek paramız olmayabilir. Bu konuyla  beraber: Ulusal gelirimizin % 30’unu nüfusun % 1’nin aldığını ve  ülkemizin dünya ölçeğinde; yaşam uzunluğu, okuryazarlık oranı, eğitim seviyesi, gelir seviyesi ve yaşam düzeyi kriterleri ile hazırlanan “İnsani Gelişmişlik Endeksi” Raporu’nda  92.’liğe gerilediğini, genç nüfusun % 30’unun işsiz olduğunu,  toplumumuza anlatmak en büyük sorumluluğumuzdur. Kendi iç sorunlarımızı aşıp AKP iktidarının peşine düşebilsek! Bu sayısal verilerin ifade ettiklerinden  geri kalan bütün söylemlerin içi boştur. Kişisel ve toplumsal sorumluluğumuz kendimiz için değil, CHP için çalışmak olmalıdır. 


Arkadan gelen genç arkadaşlara öğüdüm;  siyasi başarı için; emek vereceksiniz, sabırlı olacaksınız, ideolojiniz olacak.  Görevim esnasında bana destek olan, siyaset arkadaşlarıma, partililerime, İlçe halkıma, sıcak ve samimim ilişki kurduğumuz bütün Sivil Toplum Kuruluşlarına, kurumlar ile görevlilerine, basın mensubu arkadaşlarıma  müteşekkürüm. Bu defa böyle yapalım dedik! Zaten demokrasi de herkesin biraz yanıldığı rejimin adıdır. Muhtemeldir ki biz de biraz yanıldık.”