Haklar Direnmeden Alınmaz

Haklar Direnmeden Alınmaz

Haklar Direnmeden Alınmaz

Haklar Direnmeden Alınmaz

Haklar Direnmeden Alınmaz
17 Şubat 2010 - 08:58


 


TEKEL işçilerinin direnişi 65’inci gününü dolduruyor. “Direne direne kazanacağız” sloganları yeri göğü inletirken eylemlilik genişlemeye başladı. Sendikal mücadelenin örgütlenmede ne kadar önem taşıdığını bütün Türk Halkı televizyonlardan izliyor. Son günlerde medyanın gündemine oturan tekel işçilerini hak arama mücadelelerini kararlılıkla devam ettirmesi, bundan sonra sendikal eylem kültürünün gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Ülkemizde sanayileşme gerçekleşmediği için, işçi sınıfının hak arama kültürü de gelişememiştir. Sanayi devrimi gerçekleşmeden, dinamik sendikal örgütlenmeler de ortaya çıkamaz. Ülkemizdeki sendikalaşma genellikle göstermelik ve cılız örgütlenmelerden meydana gelmektedir.
Sol ve sosyal demokrat anlayışta olmayan sendika yönetimleri demokratik kitle örgütü olamazlar. Demokratik kitle örgütleri ve sivil kitle örgütleri kendi öz dinamikleri ile kurulursa toplumsal muhalefeti oluşturlar. Devletin kurdurduğu sivil kitle örgütleri, devletin güdümünden çıkamazlar. Eylemlerini sokağa taşıyamayan örgütlenmeler, hak arayamazlar. Kendi dinamikleriyle kurulmayan sivil kitle örgütlenmeleri özde sivil kitle örgütü değildir sözde sivil kitle örgütüdür.
Toplumsal muhalefetin ana unsurları demokratik kitle örgütleridir. Demokratik kitle örgütleri, aynı zamanda demokrasinin de olmazsa olmazlarıdır. Ülkemizdeki sivil kitle örgütleri dediğimiz odalar kendi öz dinamikleriyle kurulmadığı için sadece aidat toplamaktan başka pek bir iş yapmıyorlar.
Can çekişen esnafları sokağa döküp hakkını aramadıktan sonra, olmasalar daha iyi olmaz mı?
Esnaf Odaları da devlet tarafından kurdurulduğu için hak arama kültüründen yoksundur. Esnafın sırtından yükleri alma mücadelesi yapıyorlar mı?
Esnafın sıkıntılarının mücadelesini yapmadıkça, esnaf odaları kendileri esnafın sırtında yüktür. Olmamaları esnafın sırtındaki aidat yükünden kurtarır.
TEKEL işçilerinin hak arama mücadelelerinden bu noktada örnek alınmalıdır.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Babaeski’de Belediye işçileri ile sözleşme imzalamadan önce bir konuşma gerçekleştirdi. Tekel işçilerine 20 Şubat 2010 günü DİSK olarak bir gün ve bir gece Ankara’da kalarak destek vereceklerini söyledi.
Dayanışma adına önemli bir adım atan DİSK Genel Başkanının bu sözleri diğer Demokratik ve sivil kitle örgütlerine örnek olmalı. Çünkü TEKEL işçisi, direnişin simgesi.