Özellikle yaz aylarında, festival ve meydanlarda yapılan etkinlik ve konserlerde, adı “ÖZEL” olan ama zaman zaman yaptıkları işlerde pekte ÖZEL olmayan güvenlik elemanları, gazetecilerin görev yapmalarını “anlaşılmaz” bir tutumla engellemek dürtüsüne kapılırlar!
Öyle ki; sanki bu arkadaşların orada bulunma sebepleri; gazetecilerin görüntü ve haber almalarını engellemek üzerinedir!
Bir nevi “Haber Saboteciliğidir”
Düpedüz de “Güvenlik Terörü”dür!
İtip kakılan veya görev yapması engellenen gazeteci olsa bile, aslında o gazetecinin haberlerini okuması gereken hedef kitlesi, yani okuyucusudur.
Elbette ki, güvenlik elemanlarına kızmak bir yere kadardır!
Sonuçta; bunların amirleri, firma sahipleri, gerekli eğitimlerini vermeleri gereken eğitimcileri unutulmamalıdır.
Yaklaşık, 23 yıldan beridir gazetecilik yapıyorum. Orada, o güvenlik işini “Gazeteciyi itip-kakmak” olarak öğretilen veya durumdan vazife çıkartan elemanlara göre, bir hayli kıdemli, yani bu işin içerisinde sayılırım.
Gazeteciyi engellemenin de, bugüne kadar kimseye hayır getirmediğini, bu tecrübelerime dayanarak, söyleyebilirim.
Gazeteci; görev ve sorumluluklarını, yetkilerini ve sınırlarını bilecek.
Güvenlik elemanları da, neyin ve nereden sonrasının haddi ve sınırları zorlamak olduğunu iyice bir öğrenecek.
Aynı toplum içerisinde, kardeş kardeş yaşayıp, gideceğiz.
Bu yönde bir gelişme veya “kendine çek düzen verme” sağlanamadığı durumda da, ben şahsen kendi adıma, gazetecinin haber alma hakkına saygı duymayan güvenlik elemanı ile çalışan yerlere katılmayacağım.
Hatta, o zihniyeti benimseyen veya haklı gören ve bu tür hareketlere göz yummaya devam edecek olan, o etkinlik sahipleri; “basını istemiyoruz” deme samimiyetini de ortaya koysunlar ki, kimsenin kimse ile işi de olmasın!
Umalım ki; bu söylediklerimizden ders çıkaranlar olsun ve bir daha bu tür tartışmalara hiç girmeyelim.
Umarım, çok fazla bir şey istememişdir!