“Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara hayır”

“Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara hayır”

“Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara hayır”

“Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara hayır”

“Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara hayır”
03 Kasım 2009 - 09:39

Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu Kırklareli İl Temsilcisi ve Bağımsız Tarım Orman Ve Çevre Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Göksal Çidem, kimseden icazet almadan...


HABER MERKEZİ
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu Kırklareli İl Temsilcisi ve Bağımsız Tarım Orman Ve Çevre Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Göksal Çidem, kimseden icazet almadan, siyasi ve ideolojik odaklara payanda olmadan güçlerini üyelerinden ve yasalardan alarak sendikal mücadele verdiklerini belirterek şunları kaydetti:
“Bizler BASK olarak birçok konuda duyarlılığımızı göstererek gündemle ilgili açıklamalar yaptık. Bazılarında da taraf olduk. Biz bunları yaparken yıllardır sendikacılık yapanlar, ya da yaptığını sananlar ile gündeme tepkisiz kalanlar bizlerin farklı bir sendikacılık anlayışı içerisinde olduğumuzu gördüler. İlk yönelttikleri neden diğerleri gibi değilsiniz. Bizlerde öncelikle şunu belirtiyoruz. Öncelikle kimseden icazet almadan, siyasi ve ideolojik odaklara payanda olmadan gücümüzü üyelerimizden ve yasalardan alarak sendikal mücadele veriyoruz. Gündemle ilgili yaptığımız açıklamalara gelince Sivil Toplum Örgütü olarak gündeme Siyasilerden ve Merkezi otoriteden farklı bir açıdan bakıyoruz. Çözüm önerilerini dile getiriyoruz. Yaşanan ve gelişen olumsuzluklar karısında kulak tıkamak ve göz kapamak kolaycılıktır. Biz bunu yapmadık. Çünkü BASK olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bağımsızlık benim Karakterimdir” deyişini düstur alarak mücadeleye başladık. Gün geldi çalışanların meşru hak ve taleplerini çözüm için yetkililere ilettik, Yargıya taşıdık,  Gün geldi çiftçimizden yapılan haksız kesintileri kamuoyu bilgisine sunduk. Bunları yaparken özelliklede Temsilcilerimizin sorumluluk sahibi ve duyarlı olmalarının yanı sıra gündemde olan konularla ilgili uzman görüşlerini alarak gerçekçi çözümler ürettik. 
Şimdi tekrar ele aldığımız Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) konusunu defalarca gündemde tutmaya çalıştık.  GDO ile ilgili son gelişme 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik” yürürlüğe girdi
Bu yönetmelikle Türkiye’de Genetiği Değiştirilmiş Organizmalardan (GDO) elde edilen ürünlere kısmen ve resmen izin verildi.  Yurdumuz Dünyanın en önemli gen kaynaklarına sahiptir.  GDO lu ürünlere ihtiyacı yoktur. Bu yönetmelik Yurdumuz çiftçisinin GDO lu  tohumlar ile ekim yapmasını öngörmüyor. GDO’lu  ürünlerin işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları düzenliyor. Ancak, yem sanayi için ithal edilecek GDO’lu ürünlerin tohumluk olarak kullanılmasını önleyen bir düzenleme ve kontrol mekanizması yok.
GDO’lu ürünlerin ülkemizde bebek mamalarında kullanılmasını yasaklıyor. Ancak hayvan yemlerinde kullanılması yasak değil.  Bu yemleri tüketecek olan hayvanların etinden ve sütünden elde edilecek mamalar aracılığıyla çocukların etkilenmesini önlemek mümkün değil. Bu ürünler diyelim ki bebek mamalarında kullanılmayacak. Bebekler için zararlı olan gıdalar yetişkinler için risk içermiyor mu?
Yeni çıkan yönetmelikle, hangi ürün GDO’lu hangi ürün GDO uz bizler bunu bilemeyeceğiz. GDO’lu ve GDO’suz bir ürün paketinde GDO içerip içermediği yazmayacak.  Tüketici açısından bakıldığında etiket bilgisinde GDO açıklaması bulunmayacak. Bu yönetmelikte etiket bilgisindeki düzenlemede GDO bilgisinin çıkarılması bile tüketici haklarına aykırı olduğundan yasa yargıdan geri dönmelidir. 
Yönetmelik bu haliyle Tüketici sağlığını göz ardı etmektedir. Konunun uzmanı bilim adamları ve meslek odaları ile görüş alışverişi yapılarak yeniden düzenlenmelidir.
Dünyada 1994 yılında üretimine ticari olarak başlanan GDO’lu ürünler, 1998 yılından bu yana çeşitli yollarla Yurdumuza giriyor ve bunlardan elde edilen 800 den fazla çeşitle gıda olarak tüketiliyor.  Sağlığımızı, gen kaynaklarımızı, ülke tarımının bağımsızlığını tehtid eden GDO şimdi daha rahat bir şekilde yurdumuza girecek. Bizler BASK olarak ülkemizin gen kaynaklarının korunarak tüketeceğimiz lokmada bile dışa bağımlı olmamak için GDO’ya hayır diyoruz.” (s)