Gelecek bizlere neler hazırlıyor?

Gelecek bizlere neler hazırlıyor?

Gelecek bizlere neler hazırlıyor?

Gelecek bizlere neler hazırlıyor?

Gelecek bizlere neler hazırlıyor?
22 Şubat 2010 - 08:36



Ülkemiz son yıllarda inanılmaz bir değişim ve dönüşümü yaşıyor.
Her gün televizyonlardan alışmadığımız haberleri duydukça şaşırmakla kalmıyoruz, olanı biteni endişeyle izliyoruz.
Hiç alışmadığımız bir dönemden geçiyoruz. Baş döndürücü bir hızla gelişmeler ardı ardına yaşanıyor.
Ülkemiz insanı daha fazla özgürlüklere, daha fazla demokrasiye ve daha fazla evrensel hukuk’a doğru mu ilerliyor?
Yoksa süreç ülkemizi kurumlar arası çatışmanın yaratacağı krizle bir kısır döngü ile rejim bunalımına doğru mu götürüyor?
Bunu göreceğiz.
Türkiye bu bunalımın içinden rejiminden kayıplar verip yaralanarak mı çıkacak?
Yoksa tabuları yıka yıka gerçek demokrasi ve gerçek hukuk devletine mi ulaşacak?
Bana göre 2010 yılını yaşayan dünyada Avrupa Birliğiyle müzakere yapan Türkiye’de darbe de olmaz ve karşı devrim de olmaz.
Cumhuriyetçiler rejim korkusuyla kendilerini ürkütmesinler. Halkımız demokrasisine ve rejimine sahip çıkacak bilinç ve olgunluktadır.
Olanlara sessiz ve kayıtsız izler gibi sanılan halkımız, yeri geldiğinde rejimine ve demokrasisine sahip çıkar.
Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Darbe korkusuyla yatıp kalkanlar da korkmasınlar, Ordumuz birçok siyasi partiden daha demokrattır.
Kantin seçimini bile üyelerle yapan ordumuzun demokratlığı, önseçim yapmayan partileri utandırmalıdır.
Öncelikle ülkemizdeki siyasi partiler demokrasiyi içlerine sindirsinler.
Ondan sonra silahlı kuvvetlerimizi darbecilikle suçlasınlar.
Siyasi partiler ve seçim kanunu çıkarmaktan kaçınan iktidar, demokrasi ve özgürlüklerden nasıl bahsedebilir?
Sadece kendine demokrat olanlar, başkalarının demokrasi anlayışını sorgulayamazlar.
Siyasi partilerimizin diktatörce örgütlenmesi değişmeden, parti içi demokrasi oluşmadan ve lider sultası yıkılmadan gerçek demokrasiden bahsedemeyiz.
İki kutuplu siyasete sıkıştırılmış bir seçimden toplumun bütün siyasi düşüncelerini nasıl Meclise yansıtacaksınız?
Demokrasi havarisi kesilenler, öncelikle kendilerini sorgulasınlar. Üyelerle parti içi seçim yapmayan partiler demokrasi sözcüğünü ağzına almasınlar. Ayıp ederler.
Demokrasinin gereklerini yerine getirsinler. Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu çıkarmaktan neden kaçınıyorlar?
İstikrar adına %10 barajı koruyan iktidar partisiyle, ana muhalefet partisi Seçim Barajı’nı düşürmeme noktasında nasılda anlaşıyorlar.
Birçok siyasi düşünceyi Meclis dışı bırakan bu uzlaşıları Demokratça mı?
Birbirini suçlama yarışıyla gündem dolduran iki kutuplu siyaset birbirinden beslenerek yaklaşan seçimlere doğru ilerliyor.
Ezilen halk yığınlarının acil sorunları kavga ortamında kaynıyor ve öteleniyor.
Gerilim politikalarıyla birbirinin değirmenine su taşıyan kavgacı siyasetleri diğer siyasi anlayışların seslerini de kesiyor. Onların bağırıp çağırmalarının gölgesinde ezilen demokrat anlayışlar sesini duyuramıyor, cılız kalıyor ve gelişemiyor.
Gelecek; bu bıktıran kavgacı siyasetçileri silecek ve onun yerine ezilen halk yığınlarına çare üretenleri siyaset sahnesine taşıyacaktır.