“Fransa önce Cezayir’de işlediği İnsanlık Suçu’nun hesabını vermelidir”

“Fransa önce Cezayir’de işlediği İnsanlık Suçu’nun hesabını vermelidir”

“Fransa önce Cezayir’de işlediği İnsanlık Suçu’nun hesabını vermelidir”

“Fransa önce Cezayir’de işlediği İnsanlık Suçu’nun hesabını vermelidir”

“Fransa önce Cezayir’de işlediği İnsanlık Suçu’nun hesabını vermelidir”
29 Aralık 2011 - 09:09

Kırklareli Eğitim Bir Sen İl Sekreteri Bülent Kılıç, Fransa’nın Sözde Ermeni Katliamı’nın olmadığını iddia edenlere ceza uygulamasının kabul edilemez bir şey olduğunu belirterek şunları kaydetti:




HABER MERKEZİ 





“Türkiye ile Ermenistan arasında uzun süredir tartışma konusu olan ve nihayetinde tarihçilere bırakılmasına karar verilecek bir noktaya gelen sorunun Fransa tarafından siyasi ranta dönüştürülmeye çalışılması son derece çirkindir. 


Geçmişte yaşanan tartışmalı bazı olayların tarihçiler tarafından araştırılıp gün yüzüne çıkarılması gerekirken, başta ABD ve Fransa olmak üzere bazı Batılı ülkelerin bu yaşananlar sebebiyle Türkiye üzerinde ‘soykırım’ şeklinde baskı kurmak istemesi, kabul edilebilir bir durum değildir. 


Kaybolan itibar ve güvenilirliklerini, bazı lobilerden medet umarak kazanma çabasında bulunmaları, bu kişilerin acınası hallerinin itirafıdır. 


Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy’nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün telefonlarına çıkacak yüzü dahi bulamadığı bir ortamda, ısrarla Türkiye-Ermenistan ilişkilerinden ve Ermeni diasporasından medet umar duruma gelmesi, Fransa’nın Cezayir’de gerçekleştirdiği soykırım ve katliamları akıllara getirmektedir.


Cezayir’de,Fransız yönetimi altında 1,5 milyon kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi de işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır. Türkiye’nin Ermenilere karşı soykırım yaptığını devletin en etkin organlarıyla iddia eden Fransa, söz kendisine geldiğinde soykırım bir yana, olaylardaki sorumluluğunu dahi kabul etmiş değildir. Paris hükümetine göre tüm bu olaylar tarihçilere bırakılmalıdır.


Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Bouteflika, Fransa’nın Cezayir’de sadece insanlara karşı değil, insanların kimliklerine ve kültürlerine karşı da bir soykırım uyguladığını dile getirmektedir. 


Fransız işkence tekniği uzmanı Emekli Tuğgeneral Paul Aussaresses, hatıralarında en az bin 509 kişiyi yargısız infaz ettiğini itiraf ederken, Cezayirli üst düzey bir idareci olan ve Mayıs 1945 Vakfı’nın Başkanı Muhammed El Korso, “Fransızlar ve uluslar arası kamuoyu bilmelidir ki, Fransa Mayıs 1945’de gerçek bir soykırım işlemiştir” derken, Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Bouteflika da, “Cezayir, sömürgecilik ve bağımsızlık savaşı dönemlerinde işlenen tüm bu suçların Fransa tarafından kabul edilmesini beklemeyi hiçbir zaman bırakmamıştır”şeklinde konuşurken, kendi geçmişinden kaçan Fransa’nın bu ayıplarını örtemeyeceği bir gerçektir. 


“Fransız yasaları tarafından tanınan soykırımların reddi, bir yıl ve 45 bin avro para cezasına çarptırılır” ifadesinin yer aldığı söz konusu kanun teklifinin kabul edilmesiyle, ifade özgürlüğü diye bir şey kalmayacak, konuyla ilgili düşüncelerini açıklayanlar cezalandırılmış olacaktır. Böylece Fransa, Cezayir’de işlediği insanlık suçuna ‘ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran ülke olma’ ayıbını da ekleyerek tarihteki yerini alacaktır. 


Eğitim-Bir-Sen olarak, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunun tarihçilere bırakılmasını, başta Fransa olmak üzere, bu sorunu geleceğe yönelik planlarına alet etmek isteyen diğer ülkelerin kendi işine bakmasını, yapacak işi kalmamışsa da, geçmişleriyle yüzleşmesini öneriyoruz.” (s)