Fatih’in Torunları Fatih Mehteran Takımı’nı kurdu

Fatih’in Torunları Fatih Mehteran Takımı’nı kurdu

Fatih’in Torunları Fatih Mehteran Takımı’nı kurdu

Fatih’in Torunları Fatih Mehteran Takımı’nı kurdu

Fatih’in Torunları Fatih Mehteran Takımı’nı kurdu
19 Ocak 2015 - 17:21

Kırklareli’nin Babaeski İlçesi’nde Eğitim-Öğretim Faaliyetleri’ni yürüten Fatih İlkokulu örnek bir çalışmaya imza atarak Mehteran Takımı kurdu.




HABER MERKEZİ


Kırklareli’nin Babaeski İlçesi’nde Eğitim-Öğretim Faaliyetleri’ni yürüten Fatih İlkokulu örnek bir çalışmaya imza atarak Mehteran Takımı kurdu. Babaeski Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün “Okullar Hayat Olsun Projesi” kapsamında faaliyetlerine 2 hafta önce başlayan Mehteran Kursuna ilgi büyük oldu. Çalıştırıcılığını Babaeskili ve Gazikemalli olan Fatih İlkokulu mezunu ve aynı zamanda Türkiye’de bu konuda üstat olan, yurtiçi ve yurt dışı konserlere katılan, birçok yetişkin Mehteran Takımlarının kurulmasında başrol oynayan Yılmaz Sergen’in yaptığı Fatih İlkokulu Mehteran Takımı 2 hafta gibi kısa bir sürede 2 marşı çalıp söyleyebilecek seviyeye geldi. Babaeski İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün tam destek verdiği çalışmalarda hedefin öğrencilere mini konserler verdirtmek olduğu belirtildi. Aynı zamanda öğrencilerin kadim kültürlerini tanımaları, eski ile yeniyi birleştirebilmeleri ve bu folklorik unsuru geleceğe taşımalarının hedeflendiği belirtildi.


Mehteran Kursu ile görüştüğümüz Fatih İlkokulu Müdürü Mustafa Fıstık şunları söyledi:


“Aslında bu bizim hayalimizdi ve bu hayalimiz gerçek oldu. Çalışmalar başlayalı 2 hafta oldu. İlkokul 2., 3.ve 4. Sınıfları’ndan oluşan ve 3 katlı diye tabir edilen bir Mehteran Takımı bu. Babaeski İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Mustafa Bayrak bu örnek projeye hiç tereddüt etmeden tam destek verdi. Bu nedenle Babaeski İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Mustafa Bayrak’a okulumuz adına teşekkürü bir borç biliyorum. Aynı zamanda bizlerden desteklerini esirgemeyen Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ercan Oraltay’a da teşekkür etmek istiyorum. Bu çalışmaya niyet ettiğimizde tabiî ki endişelerimiz vardı. Hatta Babaeski’de hayırseverlerden bize kim destek olabilir? Bu işe gönül verecek hayırseverler aradık ve onlara ulaştık. Onlar bize şunu söylediler: Bu işi hakikaten ilkokul öğrencileri mi yapacak dediler. Biz bu işin olabileceğine hiç ihtimal vermiyoruz dediler. Biz de kendilerine teşekkür ettik. Ama bu işe sponsor olabilecek kişi ve kurumlara da her zaman açık olduğumuzu belirtmek isterim. Sponsorlara ihtiyacımız var. Bu öğrencilere sahip çıkacak, onları elinden tutacak ve onların minik kalplerine dokunacak hayırseverler elbette çıkacaktır. Babaeski bunu yapacaktır. Bundan hiç kuşkum yok.”


Mehter hakkında da bilgi veren Okul Müdürü Mustafa Fıstık şunları söyledi:


“Mehter, Osmanlı Yeniçeri Askeri Bandosu dünyanın en eski askeri bandolarından birisidir. Farsça’daki "Mihter" kelimesinden türemiştir. İslamiyet’ten önceki Türk devletlerinde, küçük değişikliklerle yer almıştır. Yeniçerilerin olduğu gibi Mehteranın da Piri Hacı Bektaşi Veli olup, her icraattan önce mutlaka Peygamber, Ali ve Hacı Bektaşi Veli adına dua okunması ve marşlarda adlarının zikredilmesi gelenektendir. Üç önemli sembol yer alır; ocak, sancak ve zafer. Osmanlı mehterinde; zurna, boru, kurrenay ve mehter düdüğü gibi nefesli, üflemeli, kös, davul, nakkare, zil ve çevgân gibi vurmalı ya da çarpmalı çalgılar yer almıştı. Tüm çalgıların sayısı eşit tutulmuş ve bu sayıya dayanarak mehterin kaç katlı olduğu belirlenirdi. Osmanlılar'da, askerî musikiyi icra eden topluluğa verilen isim. Farsça'da mihter olarak geçen mehter kelimesi, ekber (en büyük), âzam (pek ulu) manasında bir ism-i tafdildir. Türkçeye bu kelimenin Arapçalaştırılmış şekillerinden mehter, çoğulu olarak da mehterân yerleşmiştir.


Mehterler mükemmel peşrevler çalardı. Alay düzen peşerevi, At Peşrevi, Hünkar Peşrevi, Elçi Peşrevi bunlardandı. Göç borusu, Benefşei-zar, Şükufei-Zar gibi askeri bestelerimiz ve Cengi Harb gibi hücum havalarımız vardı. Batı müziğinin şahaserlerini yazmış olan Mozart, Bizet gibi besteciler mehter muziğinin etkisinde kalarak Türk Tarzında (Ala Turka) denilen besteler yapmışlardır. Bunlara Mozart'ın Türk Marşını, Bizert'in Arieziyen süitini örnek verebiliriz. Batı orkestraları, zilleri mehterden almışlardır. Hindistan'daki Türkmen Bey'leri de mehtere benzer takımlar kurmuşlardır. Mehterhane 1826'da kaldırılarak yerine Avrupai bandolar kuruldu ve Mehteran Bölüğü kaybolup gitti. Sonradan 1914 yılında Türkçülük akımının kuvvetlenmesi üzerine Enver Paşa'nın emriyle Mehteran-ı Hakaniye adıyla yeniden kuruldu ve askeri müzeye bağlandı. Şu anda da halen Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlı Harbiye’deki Müzede Mehteran Takımı Konserleri’ne devam etmekte, yerli ve yabancı turistlere kadim kültürümüzü tanıtmaktadırlar.


Mustafa Kemal Sofya'dayken 1 Mart 1914'te Yarbaylığa yükselmişti. Yaz başlangıcında (mali durumu düzeldiğinden) istediği gibi bir ev bulmuş ve oturmuştu. 1914'ün Mayıs Ayı başında, Bulgarların 11 Mayıs 1914'deki ulusal gününde verilen bir baloya davet edilmişti. Mustafa Kemal bu baloda manevi bir üstünlük sağlamak istiyordu. Geniş ve bol ışıklı salonda devam eden muhteşem gecede, gösterişli bir Yeniçeri Kıyafetiyle içeri girdi. Mustafa Kemal'e çevrilen bütün gözler O'na hayranlıkla bakıyordu. Orada bulunan Bulgar Kralı Ferdinand, Mustafa Kemal'i yanına davet ederek iltifatlarda bulunmuş, kıyafetinden ve başarısından dolayı da tebrik etmişti. Bir gümüş tabakayı da lütfen kabul etmesi dileğiyle hediye etmişti. Yarbay Mustafa Kemal İstanbul Topkapı Sarayı'ndan özel izinle getirttiği bu yeniçeri kostümünü, 11 Mayıs 1914 gecesi Sofya'da katıldığı kıyafet balosunda giydi ve birinci seçildi.” (Savaş Eskici)