Evlat hasreti Bilgisayar öğretti

Evlat hasreti Bilgisayar öğretti

Evlat hasreti Bilgisayar öğretti

Evlat hasreti Bilgisayar öğretti

Evlat hasreti Bilgisayar öğretti
02 Aralık 2013 - 10:26

Son yüzyılın icatlarından bir tanesi olan Bilgisayara her yaştan insanın yöneldiğini çok iyi biliyoruz. Kimisi eğlence için kimileri vakit geçirmek için kimileri işleri için geçer Bilgisayarın başına. 




HABER MERKEZİ


Son yüzyılın icatlarından bir tanesi olan Bilgisayara her yaştan insanın yöneldiğini çok iyi biliyoruz. Kimisi eğlence için kimileri vakit geçirmek için kimileri işleri için geçer Bilgisayarın başına. Ancak evlat hasreti yüzünden bilgisayar öğrenen çok az kişi vardır. 


Kırklareli merkez ilçede oturan Mürvet Eriklili 72 yaşında bunlardan belki de ilki. Kendi Kırklareli Halk Eğitim Merkezi’nin açtığı Bilgisayar Kursu’na kayıt olmuş ve öğrenme konusunda çok azimli olduğunu Bilgisayar Kursu’nda bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden açtığı sayfa ile kanıtlamış oldu. Eriklili ile yaptığımız röportajda kendisine bilgisayar merakının birden bire nereden geldiğini sorduk ve konu üzerine bize şunları söyledi:


“Yaşım 72 bu yaşta durup dururken birden bire merakım oldu diyemem. İki tane evladım var bir tanesi Oğlum (Tamer Eriklili)İstanbul’da, kızım Dilek Eriklili Beck ise uzun yıllardan beri Amerika’da ve orada evlendi. 10 seneden beri kendisini görmüyordum. Ancak son iki yıldan beri çok fazla özlem duymaya başladım. Arkadaşlarım ve çevremde olan insanlar bilgisayar konusunda bana her zaman telkinde bulundular ama yapamam diye çekincem vardı. Kursa yazılmaya bu şekilde karar verdim. Geldim gördüm ki hiçte zor değilmiş. Bunca zamandır kendime işkence çektiriyormuşum. Şimdi kızımla rahatça görüşebiliyor ve torunlarımın resimlerine kolayca bakıyorum. Öbür türlü arada sırada telefon edecek ya da ben edicem de konuşacağız ve hasret gidereceğiz. Bu şekilde olunca çok şükür rahat rahat görüşüyoruz. Ayrıca buraya Arkadaşım Nesibe Çetin 65 yaşında Emekli öğretmen kendisi onunla birlikte geldim birbirimize destek oluyoruz” dedi.  (Serkan Koçtürk)