Etrafımda bir şeyler dönüyor

Etrafımda bir şeyler dönüyor

Etrafımda bir şeyler dönüyor

Etrafımda bir şeyler dönüyor

Etrafımda bir şeyler dönüyor
01 Mart 2011 - 09:22


 


Işıkları kim kapattı?
Hey, dur bir dakika! Oradaki de kim?!!
Nereye gittiniz, herkes uyuyor mu?
Bu sesler nereden geliyor? Hey, kimse beni neden duymuyor!
Bu şaka biraz fazla ama !


Sakin olun, kimse ışıkları kapatmadı, gördüğünüz karaltı sadece minik bir kediydi, kimsenin bir yere gittiği yok; çünkü kimse yok. Bu arada ses filan gelmiyor, seni duyan da yok, çünkü, az önce de dediğim gibi kimse yok! Yeri gelmişken, şaka filan da yok. Kısacası hiç bir şeyin olduğu yok.


Peki bu olanlar ne? diyorsun, duyar gibiyim. Aslında bir iç ses gibi, aslında kendi kendime panikleyip kendi kendime yanıtlamışım gibi. Bir nevi bilinçaltı diyelim. Birşeyler olması için etrafınızda birilerinin olması gerekir. Eğer tüm gün oturduğunuz yerden kalkmak için düşündüğünüz vakti, dışarı çıkıp biraz nefes alarak, yürüyerek geçirirseniz; eminim ki beyninizin içindeki minik kemirgenler ^'geldikleri gibi giderler'^!


Her birey kendini, kendisi yalnızlaştırır. Tıpkı benim bugün yaptığım gibi. İstersem yalnız oluyorum, istemezsem etrafımdaki kalabalıklara karışıyorum. Hoş, bazen karışsam da hala kalabalığın içinde bir tek ben kalıyorum, kendimle konuşan.


Neyse, yalnız kalıyorsam yanımda mutlaka sadık bir dostum olur, o an neyi okuyorsam o yanımda başını eğer, beni bekler. Sonra usulca yapraklarına dokunurum biricik dostumun. Sonra o koku, o yıllar geçtikçe daha keskinleşen ve parfümden daha fazla haz aldığım o koku tüm yüzümü kaplar. Bir bahar akşamüstünde hafif bir yel de eşlik etse derim, sayfaların eşsiz kokusuna.


Sonra, oturduğum/uzandığım yeri adeta unuturum. Kendimi sokaklarda bulurum bazen. Bazen genişçe bir kanepede kahve içerken yakalarım kendimi, pencereden dışarı bakıp hayaller kurarken... Sonra bi bakmışım kitabın kahramanları nerdeyse ben ordayım. Ben neredeysem kitabım benle. Buz gibi bulutlar üzerime kar yağdırırken, üşüyen ellerim bir an önce eve dönmeyi ve kitabın yapraklarına dokunmayı bekler.


Sıcacık kahve kokusu, bir de dizlerimde battaniye, ağrıyan bir çift göz. Bunlar olur bazen en yakınımdakiler...


Bir yudum kahve, üşüyen eller ve baktığı her yere dalıp giden bir çift göz ...